3 BİN YILLIK ‘ÖLÜ HELVA’ GELENEĞİ YAŞATILIYOR
Yaklaşık 3 bin yıllık bir gelenek olduğu söylenen ölünün arkasından yapılan un helvası geleneği, Manisa’nın Gördes ilçesinde yaşatılıyor. Yapımı zahmetli olan ve közde yapılan helvanın bir saat boyunca hiç durmadan karıştırılması gerekiyor.
SÜREKLİ KARIŞTIRILMASI GEREKİYOR
Anadolu’nun en yaygın geleneklerinden biri olan ölü helvası yapımı, Manisa’nın Gördes ilçesine bağlı Güneşli Mahallesi’nde yaşatılıyor. Un, irmik, şeker ve fıstıktan yapılan un helvasının en önemli özelliği ise közde pişirilmesi ve sürekli karıştırılması. Köz elde edebilmek için büyük odun parçaları yakılarak köz haline gelmesinin ardından üzerine kazan koyularak ısıtılan yağa belirli aralıklarda un ve irmik ekleniyor. Unun rengi pembeleşmeye başlayınca başka bir ocakta pişen su ve şekerden oluşan şerbet daha sonra bu kazanla karıştırılarak helva yapılıyor. Oldukça zahmetli olan helvanın dibine tutmaması için sürekli karıştırılması gerekiyor. Karıştırma sırasında dayanışmanın en güzel örneklerinden biri sergilenerek başta ölen kişinin yakınları olmak üzere herkes helvanın yapımına katkı sağlıyor. Helva piştikten sonra, kaşıkla tepsilere dizilerek bütün mahalleye gençler tarafından dağıtımı yapılıyor.
“ÖNCE KAVRULMASI LAZIM”
Helva geleneğinden ve yapımından bahseden Güneşli Mahallesi sakinlerinden Zekeriya Kaymak, “Genelde ölenin ardından 3. günü yapılır. Sadece cenazelerde yapılacak diye bir şey yoktur aslında. Hayır olarak da yapılır. Yapımı zordur. Un helvası olarak adlandırılır. 10 kiloya una 20 kilo su, 20 kilo şeker koyulur. Önce kavrulması lazım. Belirli bir yağ miktarı vardır. Tam kızarma anına geldiğinde fıstık katılır. Tam pembeleşmeye başlayınca suyu katılır. Tüm hayırlarımızı Allah kabul etsin, ölmüşlerimizin ruhuna değsin” şeklinde konuştu. (İHA)