MENOPOZ BELİRTİLERİ NELER, YAŞI VAR MI? İŞTE TÜM DETAYLAR…
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Pınar Solmaz Hasdemir, ETV'den canlı olarak yayınlanan Sağlık Pusulası programına konuk oldu. Manisalıların yakından takip ettiği programda Prof. Dr. Hasdemir, menopoz hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
MENOPOZ NEDİR?
Prof. Dr. Hasdemir, "Menopoz terminoloji olarak meno-pause kelimelerinden geliyor. Yani adet kanamalarının kesilmesi anlamına geliyor. Son adet kanamasını ifade eden noktasal bir durum menopoz. Bunun öncesi var, sonrası var. menopoz öncesi dönem pre-menopozal dönem olarak adlandırıyoruz, menopoz sonrası dönemi de post-menopozal dönem diyoruz. Menopozu Hipokrat zamanından beri eski yazıtlarda görüyoruz. Kadınlar var olduğundan beri olan bir şey. Kimi açıdan bakıldığında üreme yetisinin kaybı olarak değerlendiriliyor, o yüzden olumsuz bir durummuş gibi algılanabiliyor. Ama bardağın dolu tarafını görmek gerekirse adet kanamalarının kesilmesiyle birlikte kişi adet sancılarından, ona bağlı adet öncesi şişkinlikten, pre-mesüral sendromdan kurtulmuş oluyor. Belki adetle beraber migren atağı geçiriyorsa bundan kurtulmuş oluyor. Aslında hayatında bir son değil, yeni bir döneme başlangıç olarak değerlendirilebilecek bir durum menopoz.” dedi.
MENOPOZ ÜRETKENLİĞİN BİTMESİ Mİ?
Prof. Dr. Hasdemir, "Evet, üreme anlamında üretkenliğin bitmesi oluyor. Çünkü; menopoz bizim gördüğümüz son adet kanaması, bunun sebebi olan, adet kanamalarının kesilme sebebi aslında östrojen hormonumuzun yavaş yavaş azalması, yumurtalıklarımızda yumurtlama fonksiyonunun sona ermesi, dolayısıyla yumurtlama söz konusu olmadığı için çocuk sahibi olma açısından bir sona gelmiş oluyoruz.” açıklamasında bulundu.
MENOPOZOUN YAŞI VAR MI?
Prof. Dr. Hasdemir, "Dünya geneline baktığımızda 45 yaş ile 55 yaş arasında menopoza girildiğini görüyoruz. Bizim ülkemiz için bu 46-48 yaş arası gibi veriliyor. Bunu erkene çeken faktörler var mı? En önemli faktör ailesel menopoz yaşı, yani kişinin annesi, teyzesi, halası kaç yaşında menopoza girmiş, genetik faktör etkili.” ifadesinde bulundu.
MENOPOZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Prof. Dr. Hasdemir, "Yaş itibariyle menopoz yaşına yaklaşmış bir kişi, ailede de biliyor ki; 45 yaş geçti, menopoz biraz daha erken gelebilir. Bu kişide sıcak basmaları oluyorsa, biz ona vazomotor semptomlar diyoruz. Aslında şöyle olur; kişide geceleri daha sık olan terlemeler başlar, vücudunun genellikle üst kısmında kızarma aynı zamanda bir terleme atağı olur. Bunlar başlıyorsa aynı zamanda kişi cildinin biraz daha kuruduğunun hisseder, modu hafif düşebilir, aslında östrojen vücuttan yavaş yavaş çekiliyordur, yine vajinal bir kuruluk başlayabilir, o bölgede flora değiştiği için ufak tefek bakteriyel enfeksiyonlar başlayabilir, idrar yaparken yanmalar olabilir, bu tip şikayetler ufak ufak başlar. Kişi menopoza girdiğini hissetmeye başlar ama bu bir süreçtir, bunlar başlar başlamaz değil de 2-5 yıllık bir süre zarfında gireceğini öngörürüz.” diye konuştu.
YALANCI MENOPOZ DİYE BİR ŞEY VAR MI?
Prof. Dr. Hasdemir, "Menopoz semptomlarıyla karışabilen şikayetler en başta 40 yaşından sonra sık görüldüğü için tiroit rahatsızlıkları olabilir, tiroit problemleri var mı yok mu ayırt etmek lazım. Kişi bir ilaç kullanıyor mu, kullandığı ilaca bağlı olarak bir şikayeti var mı, bunları ayırmak lazım. Yalancı menopoz dediğimiz bir kavram var gerçekte, yalancı menopoz da şöyle bir şey; kişide sıklıkla da kemoterapi sonrası, kansere bağlı olarak radyoterapi gördüyse, birtakım ilaçlar vererek yumurtalık fonksiyonlarını baskılayabiliyoruz. Buna bağlı olarak yumurtalık fonksiyonları zayıflarsa, adetler kesilirse bir yalancı menopoz durumu ortaya çıkar. Burada tam olarak yumurtalık rezervi ortadan kalkmamıştır, üreme kapasitesi ortadan kalkmaz, biz yumurtalıkları baskıladığımız için kişide menopoza bağlı şikayetler başlar. Biz kadınların üreme çağında hormonları çok dalgalanıyor ama bunun orkestra şefi östrojen hormonumuz. Östrojen salgılanamıyorsa, esas salgılama yeri de yumurtalıklarımız, östrojen salgılanamıyorsa o zaman kişide östrojen eksikliğine bağlı şikayetler ortaya çıkar. Kişi de bunu bir menopoz gibi algılayabilir. Yine lohusalık döneminde menopoz benzeri şikayetler olur, orada da süt hormonunun artmasına bağlı olarak östrojen salgılanamıyor, yumurtlama olmuyor bu yüzden bu geçici bir süreç, bir takım kuruluk hissedebilirsiniz, sanki menopozdaymış gibi hissedebilirsiniz. Bunun tamamen geçici olduğunu söylüyoruz.” dedi.
ERKEN MENOPOZ NEDİR?
Prof. Dr. Hasdemir, "Erken menopoz tam olarak 40 yaşından önce menopoza girilmesi, toplum genelinde de yüzde 1 oranında. Biz 40-45 yaş arasında grizone gibi değerlendiriyoruz. 45 yaşından önce menopoza girildiyse sebeplerine bağlı olarak hastanın şikayetlerine bağlı olarak en azından 45 yaşına kadar hormonlarını takviye etmek istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
ERKEN MENOPOZUN TEDAVİSİ VAR MI?
Prof. Dr. Hasdemir, "Orada çok ince bir nüans var, menopozu yani üreme yeteneğinin kaybını konuşuyorsak bunun bir tedavisi yok, bunu çok soruyor hastalarımız ve çok karışıyor. Kişi menopozda değilmişçesine hormon takviyesi yapabiliriz, biz hastaya adet gördürebiliriz, menopozal şikayetlerini geciktirebiliriz ama bu çocuk sahibi olabileceği anlamına gelmeyebilir.” ifadesinde bulundu.
MENOPOZUN CİNSELLİĞİ ÖLDÜRÜYOR MU?
Prof. Dr. Hasdemir, "Biz böyle olsun istemiyoruz. Cinsel ilişki evliliğin içinde bir kavram ve biz devam etmesinden yanayız. İlişkiyle birlikte o bölgenin kanlanması da arttığı için aslında vajinal dokuyu gençleştiriyor. Yani düzenli ilişkiye girmeye devam eden 60 yaşında bir kadına bir vajinal muayene yaptığımızda ilişkiye hiç girmeyen bir kişinin muayenesiyle farklılıklar gösteriyor. İlişkiye girmek tek başına vajinanın genç kalmasına yardımcı oluyor. Ayrıca evliliğin dinamikleri de var, neden ilişki sona ersin, menopoz bunun sona ermesi için bir sebep değil. Ama şöyle bir durum oluyor, östrojen hormonu dış genitalin gelişmesinde de renginden tutun da yapısına kadar östrojen hormonuna çok bağımlı dış genital doku. Östrojen azaldığı zaman aynı çocukluk dönemi gibi cilt altı yağ dokusu azalıyor, doku daha inceliyor, travmalara çok açık hale geliyor, bir sürtünme söz konusu olduğunda, tuvaletten sonra bile sert temizlik yaptığında kişi görülmeyen ince çatlaklar oluşabilir, ona bağlı olarak idrar yaparken yanma yada ilişki sonrası çok ciddi şikayetleri olabilir kişinin. Öyle olunca da kişi ilişkiden uzak durmak isteyebilir. Bunu tedavi etmeye taraftarız, bunları tedavi edelim ki ilişki devam etsin, bu kısır döngüye girilmesin yani bu şikayetler var diye ilişki olmuyor, ilişki olmayınca kuruluk arttı gibi kısır döngüye girilmesin.” diyerek sözlerine son verdi. Belgin Koçak