2016 yılında artan kimyasal gübre ve yem fiyatlarına çözüm yolu olarak, bugün olduğu gibi KDV vergisi oranında indirime gidildiğini hatırlatan Özkaya, “Hayvan yeminde yüzde 8’den yüzde 1’e, gübre ise yüzde 18’den yüzde 1’e çekildi. İlk etapta fiyatlarda belli oranda indirimler oldu ama kısa bir süre zarfında indirim birkaç katı zam olarak vatandaşa yansıdı, o günden bugüne dek fiyatlar devamlı olarak artmaktadır. Bu tip indirimler ağır hastaya pansumanı yaparak tedavi etmeye veya süreci bir miktar uzatmaya yetiyor. Pandemi döneminde gıdanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Artık pansuman yöntemleri değil sorunu kökten çözecek ameliyatlar yapmalıyız. Bu ameliyatta tarladan başlar. Üreticinin girdi maliyetlerinde iyileştirme ve yeterli oranda destek sağlanmalıdır. Bu yıl yaşanan gıda fiyatlarının aşırı oranda yükselmesi ile desteğin tarlada olması gerektiğini ortaya koymuştur. Üreticiye elektrik, mazot, ilaç , gübre ,yem, sulama suyu ve işçilik giderleri için dekarda 50 TL değil , maliyetinin en az 50 kadar destek olunmalı. Gıda sevkiyatı yapan nakliye firmalarına %50 oranında yakıt desteği yapılmalıdır. Çiftçinin üzerindeki evrak işleri azaltılmalı, BAĞKUR ve sigorta devlet tarafından otomatik olarak ücretsiz yapılmalıdır. Tüm destekler üretim belli düzeye gelinceye kadar yapılmalıdır. Küçük üreticilere ayrıca destek verilmelidir, tarıma küsen 500 bine yakın çiftçi tekrar tarıma kazandırılmalıdır. Et, süt ve yumurta fiyatları ise devamlı yükselmektedir. Sonuç olarak KDV indirimi pansuman olacaktır, ama sonuç almak için üreticiyi dinlemek anlamak ve çok çalışmak gerekiyor. Üretimi etkileyecek girdilerden KDV sıfırlanmalı” diye konuştu.-