İSMET NARDAL KANIN YOLCULUĞUNU ETV’DE ANLATTI

ÖZEL HABER 27.11.2024 - 16:32, Güncelleme: 27.11.2024 - 16:32
 

İSMET NARDAL KANIN YOLCULUĞUNU ETV’DE ANLATTI

ETV ekranında canlı yayınlanan Pınar Özel’in hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programının bu haftaki konuğu Türk Kızılay Manisa Şubesi Kan Bağışı Merkezi Müdürü Dr. İsmet Nardal, Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanları Sibel Güngör ve Berk Arkan oldu. Dr. Nardal kan bağışı hakkında doğru bilinen yanlışları ve bağışlanan kanın hastaya ulaşıncaya kadarki yolculuk sürecini anlattı.
ETV’de yayımlanan Gündem Özel programına konuk olan Türk Kızılay Manisa Şubesi Kan Bağışı Merkezi Müdürü Dr. İsmet Nardal, programın moderatörü Pınar Özel’in sorularını yanıtladı. Dr. Nardal’a Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanları Sibel Güngör ve Berk Arkan eşlik etti. Kan bağışı sayısının ile kültür düzeyi ile ters orantılı olduğunu savunan Dr. Nardal “Maalesef şunu söylemek istiyorum. Kültür seviyesi arttıkça kan verme oranı azalıyor. Doktorlar, savcılar, hakimler, profesörler nedense biraz az kan veriyor.” açıklamasında bulundu. SAĞLIĞA ADANAN BİR ÖMÜR Meslek hayatının yaklaşık 50 yılını Manisa’da geçirdiğini belirten Dr. İsmet Nardal “İlk önce Demirci'de 7 sene kaldım. Sonra merkeze alındım. 20 yıl Sağlık Müdürlüğü görevinde bulundum. Bunun iki yılını vekalet olarak 18 yılını da tam kadrolu üçlü kararnameli olarak yaptım. 20 yılı doldurduktan sonra emekli oldum. Kızılay Kan Merkezi ilk olarak Kan Merkezi değil de Kan İstasyonu olarak açıldı. Onu da açan benim. Bana nasip oldu. Genel Merkez açtı. Üç hemşire, bir doktor, bir şoförle başladık Manisa’da kan almaya. Tabii o zamanlar tamamen yerel şartlarla çalışıyoruz. Ama kan bildiğiniz gibi hayat sıvısı. Eşi benzeri yok. Yedeği yapılmıyor. İnsan hayatının çok önemli bir parçası. Bunun temini de oldukça zor.” dedi. 1950’DEN GÜNÜMÜZE Türk Kızılay Kan Bankası’nın kurulum gelişim aşamalarına değinin Dr. İsmet Nardal “Ama Kızılay 1950 yılında başladı kan almaya. O zaman her hastane kendi kanını alıyordu. Dolayısıyla her hastanenin çalışma şekli farklı, laboratuvarı farklı. Sağlık Bakanlığı bunu nasıl daha güvenli kan alırız diye irdeledi. Ondan sonra altyapısı olan Kızılay, Türk Kızılay'ına bu görevi verdi. 2005 yılında 5624 sayılı kanuna göre kan alımı tamamen Kızılay'a verildi. Hastanelerin kan alması durduruldu. Kızılay'da yeniden yapılanma başladı. Personel yönünden, teşkilat yönünden, bina yönünden, araç gereç yönünden çok büyük mesafe aldık. 18 Bölge 68 de kan bağışı merkezi olarak planlandı. 18 bölgeden bir tanesi İzmir'dir. Biz kan bağışı merkeziyiz. İzmir'e bağlıyız. Aydın, Ödemiş, İzmir ve Manisa bir bölgeye hitap ediyoruz. Orayı besliyoruz. Aldığımız kanları oraya götürüyoruz.” diye konuştu “SADECE İNSANDAN TEMİN EDİLEBİLİYOR” Sağlıklı tüm bireyleri kan bağışlamaya davet eden Dr. İsmet Nardal “Değerli vatandaşlardan şunu istiyorum. Tabii Allah kimseye kan ihtiyacı olan bir hastalık vermesin. Ama oluyor, kazalar oluyor, hastalıklar oluyor, ameliyat oluyor. Kan değişmesi gerekiyor. Lösemiler var, kanserler var. Kan gerekli. Kimden temin edeceğiz; insandan. Ancak insandan alınıyor. Kan olmadı mı hiçbir şey olmaz, yaşayamayız. Vücudumuzda 100 bin kilometreye yakın bir damar sistemi vardır. Bunun 40 bini ince damarlar, 60 bini de büyük damarlar. Düşünün dünyanın etrafını dönüyor bu kadarı. İşte bu da kan yolu olarak görülüyor. Karaciğerden, bağırsaklardan aldığı gıdaları bütün dokulara götürüyor. Yanma ürünü olarak da karbondioksit, oksijen değişimi için de akciğerlere getiriyor. Bu kadar önemli bir şey ancak insandan insana nakil edilen bir sıvı. Dolayısıyla insan vücudunda da aşağı yukarı ağırlığının yüzde 8'i kadar kan bulunur. Yani 4 litre ile 6 litre arasında değişir kiloya göre.” ifadelerini kullandı. “ÇOK İYİ EĞİTİLMİŞ PERSONELLERİMİZ VAR” Alanında uzman kadroların kan temini konusunda çok verimli çalıştığını vurgulayan Dr. Nardal “Ama biz bu kanı nasıl alıyoruz çok önemli. Biz açtığımız zaman 3 bin 624 kan almıştık bir yılda. Manisa Kan İstasyonu. Ama şu anda bizim senelik ihtiyacımız 70 bin. Yani her ay 5 ile 7000 ünite arasında kan toplamamız gerekiyor. Ve bir bölge gibi çalışıyoruz. Çok iyi bir personelim var. Çok iyi eğitilmiş çalışanlarım var. Şu anda gördüğünüz iki arkadaşın da yanında iki arkadaşım daha var. Bunlar öncü kuvvettir. Kurum ve kuruluşlara giderler. Okullara giderler. Belediyelere giderler. Resmi dairelere, şirketlere, büyük fabrikalara giderler. Eğitim merkezlerine giderler. Oranın yetkilileriyle görüşürler. Size geleceğiz, bu kadar personeliniz var, biz kan almak istiyoruz, izin verin. Bu izni alırlar. Ondan sonra bizim ekipler gider bu kanı alır.” diye konuştu. “KÜLTÜR SEVİYESİ ARTTIKÇA KAN VERME ORANI AZALIYOR” Kan bağışı sayısının ile kültür düzeyi ile ters orantılı olduğunu savunan Dr. Nardal “Maalesef şunu söylemek istiyorum. Kültür seviyesi arttıkça kan verme oranı azalıyor. Doktorlar, savcılar, hakimler, profesörler nedense biraz az kan veriyor. Bu konuya meraklı olan geliyor, bu meslek grubunun altındaki kesim bize kan veriyor. Bu eğitimi başlattık. Eğitim. Eğitim. Eğitim. Öğrenmeyi kolaylaştıran şartlardan biri de tekrardır. Hangi toplumu bulursak eğitim yapıyoruz. Arkadaşlarım yapıyor, ben yapıyorum. Dolayısıyla bu eğitimlerden sonra kan bağışı artıyor.” diye konuştu. (Haber Merkezi)
ETV ekranında canlı yayınlanan Pınar Özel’in hazırlayıp sunduğu Gündem Özel programının bu haftaki konuğu Türk Kızılay Manisa Şubesi Kan Bağışı Merkezi Müdürü Dr. İsmet Nardal, Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanları Sibel Güngör ve Berk Arkan oldu. Dr. Nardal kan bağışı hakkında doğru bilinen yanlışları ve bağışlanan kanın hastaya ulaşıncaya kadarki yolculuk sürecini anlattı.

ETV’de yayımlanan Gündem Özel programına konuk olan Türk Kızılay Manisa Şubesi Kan Bağışı Merkezi Müdürü Dr. İsmet Nardal, programın moderatörü Pınar Özel’in sorularını yanıtladı. Dr. Nardal’a Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanları Sibel Güngör ve Berk Ar kan eşlik etti. Kan bağışı sayısının ile kültür düzeyi ile ters orantılı olduğunu savunan Dr. Nardal “Maalesef şunu söylemek istiyorum. Kültür seviyesi arttıkça kan verme oranı azalıyor. Doktorlar, savcılar, hakimler, profesörler nedense biraz az kan veriyor.” açıklamasında bulundu.

SAĞLIĞA ADANAN BİR ÖMÜR

Meslek hayatının yaklaşık 50 yılını Manisa’da geçirdiğini belirten Dr. İsmet Nardal “İlk önce Demirci'de 7 sene kaldım. Sonra merkeze alındım. 20 yıl Sağlık Müdürlüğü görevinde bulundum. Bunun iki yılını vekalet olarak 18 yılını da tam kadrolu üçlü kararnameli olarak yaptım. 20 yılı doldurduktan sonra emekli oldum. Kızılay Kan Merkezi ilk olarak Kan Merkezi değil de Kan İstasyonu olarak açıldı. Onu da açan benim. Bana nasip oldu. Genel Merkez açtı. Üç hemşire, bir doktor, bir şoförle başladık Manisa’da kan almaya. Tabii o zamanlar tamamen yerel şartlarla çalışıyoruz. Ama kan bildiğiniz gibi hayat sıvısı. Eşi benzeri yok. Yedeği yapılmıyor. İnsan hayatının çok önemli bir parçası. Bunun temini de oldukça zor.” dedi.

1950’DEN GÜNÜMÜZE

Türk Kızılay Kan Bankası’nın kurulum gelişim aşamalarına değinin Dr. İsmet Nardal “Ama Kızılay 1950 yılında başladı kan almaya. O zaman her hastane kendi kanını alıyordu. Dolayısıyla her hastanenin çalışma şekli farklı, laboratuvarı farklı. Sağlık Bakanlığı bunu nasıl daha güvenli kan alırız diye irdeledi. Ondan sonra altyapısı olan Kızılay, Türk Kızılay'ına bu görevi verdi. 2005 yılında 5624 sayılı kanuna göre kan alımı tamamen Kızılay'a verildi. Hastanelerin kan alması durduruldu. Kızılay'da yeniden yapılanma başladı. Personel yönünden, teşkilat yönünden, bina yönünden, araç gereç yönünden çok büyük mesafe aldık. 18 Bölge 68 de kan bağışı merkezi olarak planlandı. 18 bölgeden bir tanesi İzmir'dir. Biz kan bağışı merkeziyiz. İzmir'e bağlıyız. Aydın, Ödemiş, İzmir ve Manisa bir bölgeye hitap ediyoruz. Orayı besliyoruz. Aldığımız kanları oraya götürüyoruz.” diye konuştu

“SADECE İNSANDAN TEMİN EDİLEBİLİYOR”

Sağlıklı tüm bireyleri kan bağışlamaya davet eden Dr. İsmet Nardal “Değerli vatandaşlardan şunu istiyorum. Tabii Allah kimseye kan ihtiyacı olan bir hastalık vermesin. Ama oluyor, kazalar oluyor, hastalıklar oluyor, ameliyat oluyor. Kan değişmesi gerekiyor. Lösemiler var, kanserler var. Kan gerekli. Kimden temin edeceğiz; insandan. Ancak insandan alınıyor. Kan olmadı mı hiçbir şey olmaz, yaşayamayız. Vücudumuzda 100 bin kilometreye yakın bir damar sistemi vardır. Bunun 40 bini ince damarlar, 60 bini de büyük damarlar. Düşünün dünyanın etrafını dönüyor bu kadarı. İşte bu da kan yolu olarak görülüyor. Karaciğerden, bağırsaklardan aldığı gıdaları bütün dokulara götürüyor. Yanma ürünü olarak da karbondioksit, oksijen değişimi için de akciğerlere getiriyor. Bu kadar önemli bir şey ancak insandan insana nakil edilen bir sıvı. Dolayısıyla insan vücudunda da aşağı yukarı ağırlığının yüzde 8'i kadar kan bulunur. Yani 4 litre ile 6 litre arasında değişir kiloya göre.” ifadelerini kullandı.

“ÇOK İYİ EĞİTİLMİŞ PERSONELLERİMİZ VAR”

Alanında uzman kadroların kan temini konusunda çok verimli çalıştığını vurgulayan Dr. Nardal “Ama biz bu kanı nasıl alıyoruz çok önemli. Biz açtığımız zaman 3 bin 624 kan almıştık bir yılda. Manisa Kan İstasyonu. Ama şu anda bizim senelik ihtiyacımız 70 bin. Yani her ay 5 ile 7000 ünite arasında kan toplamamız gerekiyor. Ve bir bölge gibi çalışıyoruz. Çok iyi bir personelim var. Çok iyi eğitilmiş çalışanlarım var. Şu anda gördüğünüz iki arkadaşın da yanında iki arkadaşım daha var. Bunlar öncü kuvvettir. Kurum ve kuruluşlara giderler. Okullara giderler. Belediyelere giderler. Resmi dairelere, şirketlere, büyük fabrikalara giderler. Eğitim merkezlerine giderler. Oranın yetkilileriyle görüşürler. Size geleceğiz, bu kadar personeliniz var, biz kan almak istiyoruz, izin verin. Bu izni alırlar. Ondan sonra bizim ekipler gider bu kanı alır.” diye konuştu.

“KÜLTÜR SEVİYESİ ARTTIKÇA KAN VERME ORANI AZALIYOR”

Kan bağışı sayısının ile kültür düzeyi ile ters orantılı olduğunu savunan Dr. Nardal “Maalesef şunu söylemek istiyorum. Kültür seviyesi arttıkça kan verme oranı azalıyor. Doktorlar, savcılar, hakimler, profesörler nedense biraz az kan veriyor. Bu konuya meraklı olan geliyor, bu meslek grubunun altındaki kesim bize kan veriyor. Bu eğitimi başlattık. Eğitim. Eğitim. Eğitim. Öğrenmeyi kolaylaştıran şartlardan biri de tekrardır. Hangi toplumu bulursak eğitim yapıyoruz. Arkadaşlarım yapıyor, ben yapıyorum. Dolayısıyla bu eğitimlerden sonra kan bağışı artıyor.” diye konuştu. (Haber Merkezi)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.