ŞAKİR KORUK
Köşe Yazarı
ŞAKİR KORUK
 

FENER ALAYININ SATIR ARASI

Manisalılar bu yıl Cumhuriyet Bayramı’nı her zamankinden çok daha farklı, çok daha büyük bir coşkuyla kutladı. Kutlamaların finali fener alayı ile oldu. Tek kelimeyle muhteşemdi. *** Binlerce, on binlerce Manisalı, kadın, erkek, genç, çocuk herkes vardı. Kalabalık ve coşkuyu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün kameralara şu sözleriyle izah etti. “Bunca yıllık belediye başkanlığı görevindeyim, böylesine geniş katılımlı, böylesine coşkulu bir fener alayına ve kutlamaya ilk kez şahitlik ediyoruz. Yüzbin, belki ikiyüz bin kişi var şu an Manisa Cadde ve sokaklarında” *** Başkan haklıydı. Açıkçası Cumhuriyetin 75. Yıl kutlamalarını da görmüş bir nesil olarak, böylesine yoğun bir kalabalık ve coşkuyu biz de ilk defa görüyorduk. Bandolar çalıyor, coşkulu kalabalık sürekli marşlar söylüyor, sloganlar atıyor ve 100 metrelik bayrak gençlerimizin omuzlarında taşınıyordu. Çok güzeldi, teşekkürler Manisa. REYTİNGLERİ DÜŞÜYOR Yoğun katılım ve coşku aynı zamanda bir mesaj veriyordu anlayana. Cumhuriyete, Atatürk’e ve onun ilkelerine bağlılık, toplumda her geçen yıl daha da fazla artarak devam ediyor. Aynı cümle şöyle de ifade edilebilir. Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı her ne varsa artık reytingini ve inandırıcılığını kaybediyor. Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri toplumda yeniden yükselen değer haline geliyor. *** Kimileri “konser vardı, kalabalık ondandı” diyebilir. Olabilir mi acaba? diye ben de düşündüm ve gözlemledim. Bir saat sürmesi planlanan yürüyüş, bir saat 45 dakikada Cumhuriyet Meydanı’nda yani konser alanında bitti. Sonra da kalabalık dağıldı. Konsere sadece gençler kaldı. Fener alayındaki kalabalık ile konser alanındaki kalabalık arasında dağlar kadar fark vardı. O yüzden kortej yürüyüşündeki kalabalık için kesinlikle konser kalabalığı denilemez. YEREL SİYASETÇİNİN EDERİ Gelelim Manisa siyasetine. Her yerel ve genel seçim öncesinde olduğu gibi parti yönetimlerinden istifalar oluyor ve yerleri dolduruluyor. *** AK Parti il yönetimini oluşturuyor. Başkan Salih Hızlı liste hazırlıyor. Genel merkez onaylayınca yönetim oluşmuş olacak. Peki işin doğrusu bu mu? Yani il başkanı ve yönetim böyle mi oluşur? Bir bakış açısına göre, yerelde siyaset ve parti içi demokrasinin iyice suyu çıktı. Demokrasimiz ileriye değil, geriye gidiyor. Taşradaki siyasetçilerin satranç tahtasındaki piyon kadar bile değeri kalmadı. Buradakilerin ne düşündüğü Ankara’yı zerre kadar ilgilendirmiyor. Bayrak assınlar, mitinge katılıp slogan atsınlar yeter. Zaten ıslak imzalı seçim sonuçlarını bile doğru düzgün toparlayıp getiremiyorlar diye düşünülüyor.    *** Bu sözlerim sadece AK Parti için değildi. Bütün partiler için durum üç aşağı beş yukarı yerelde böyle. İyi Parti kongre yapıyor, önseçim yapıyor ama kontenjan adayını liste başına oturtmuyor mu? Dedim ya bu durum her yerde böyle. İLETİŞİM ÇAĞI Peki yerel siyasetçinin ederi neden geriliyor? Taşra teşkilatları parti genel merkezlerinde neden fazlalık gibi görünüyor? Acaba taşra teşkilatları olmasa siyasi parti genel merkezleri ne kaybeder veya ne kazanır? *** Şöyle bir yaklaşım var. Aslında bu bir süreç. Tıpkı bayilik sistemi ve onun yerine yerleşen sanal marketler gibi. İletişim ve etkileşimdeki teknolojik gelişim, işi bu noktaya getiriyor. En basit kazak, pantolon, beyaz eşya v.b. tüketim ihtiyaçlarını internetteki alış veriş sitelerinden daha ucuza ve daha güvenli bir biçimde almıyor muyuz? Aldığımız ürün kapımıza kadar getirilip teslim edilmiyor mu? *** Vatandaşın talep, istek ve beklentileri parti merkezlerine sosyal medya ve anketler yoluyla çok daha doğru, etkili ve hızlı bir biçimde ulaşmıyor mu? Peki onca masraf ve yük üreten teşkilatlar bu işi ne kadar doğru ve etkili yapabiliyor? Koca bir soru işareti. Şubesi olmayan bankayı tercih ediyor artık yeni nesil. Bu bankanın her hizmeti daha hızlı ve daha ekonomik, hatta bedava hizmetleri bile var.    *** Şu an yasal olarak partilerin teşkilatları olmak zorunda. Ama bu zorunluluk kalkmış olsa, şubesi olmayan parti iş yapar mı? Veya bu soruyu şöyle soralım. Mevcut partilerin teşkilatları kaldırılsa ne olur? Parti genel merkezlerinin halkla iletişimi kopar mı? UMURSAMAZLIK YENİ NORMALİMİZ OLABİLİR Mİ? Tabi bir de yerel yönetimler var. Parti teşkilatlarının önemi azalırken, yerel yönetimlerin öneminin daha da arttığını görüyoruz. Vatandaş artık belediye başkanıyla sosyal medya üzerinden her gün etkileşim halinde. Tabi belediye başkan adaylarıyla da sürekli etkileşim var. *** İşte böylesi bir ortamda İyi Partili Yunusemre Belediye Başkan Adayı Tufan Akan, Yunusemre Belediyesi’nin bir firmaya özel imar düzenlemeleri yaptığını ileri sürdü. Yani bu firma imarsız olduğu için daha ucuza satılan arsaları toplayıp üzerine villalar yapıyor, belediye buraya imar getirerek büyük bir rant ortaya çıkarılıyor. Mesele tam olarak böyle midir, yoksa farklı ayrıntıları var mıdır bilemiyorum. Ama Tufan Akan’ın söylediği bu. *** Aynı zamanda belediye meclis üyesi olan Tufan Akan, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi ve AK Partili meclis üyelerini ciddi töhmet altına soktu. Hatta rant iddialarının merkezindeki inşaat firmasının ismini de verdi. Ama bu konuyla alakalı Yunusemre Belediyesi’nden tek bir açıklama yapılmadı. Firma da hiçbir şey demedi. Belli ki mesele umursanmıyor.    *** İşin tuhafı yerel basın da bu konuya pek yer vermedi. Haber hiç gündeme gelmedi değil, iyi kötü dile geldi. Ama vatandaş ve sivil toplum örgütleri hiçbir tepki vermedi. Sanki böyle bir iddia hiç konuşulmadı. Tufan Akan’ın söylediklerini ya ben yanlış anladım, ya da umursamazlık almış başını gitmiş. Belki de bunlar yeni normallerimiz.          
Ekleme Tarihi: 01 Kasım 2023 - Çarşamba
ŞAKİR KORUK

FENER ALAYININ SATIR ARASI

Manisalılar bu yıl Cumhuriyet Bayramı’nı her zamankinden çok daha farklı, çok daha büyük bir coşkuyla kutladı. Kutlamaların finali fener alayı ile oldu. Tek kelimeyle muhteşemdi.

***

Binlerce, on binlerce Manisalı, kadın, erkek, genç, çocuk herkes vardı. Kalabalık ve coşkuyu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün kameralara şu sözleriyle izah etti. “Bunca yıllık belediye başkanlığı görevindeyim, böylesine geniş katılımlı, böylesine coşkulu bir fener alayına ve kutlamaya ilk kez şahitlik ediyoruz. Yüzbin, belki ikiyüz bin kişi var şu an Manisa Cadde ve sokaklarında”

***

Başkan haklıydı. Açıkçası Cumhuriyetin 75. Yıl kutlamalarını da görmüş bir nesil olarak, böylesine yoğun bir kalabalık ve coşkuyu biz de ilk defa görüyorduk. Bandolar çalıyor, coşkulu kalabalık sürekli marşlar söylüyor, sloganlar atıyor ve 100 metrelik bayrak gençlerimizin omuzlarında taşınıyordu. Çok güzeldi, teşekkürler Manisa.

REYTİNGLERİ DÜŞÜYOR

Yoğun katılım ve coşku aynı zamanda bir mesaj veriyordu anlayana. Cumhuriyete, Atatürk’e ve onun ilkelerine bağlılık, toplumda her geçen yıl daha da fazla artarak devam ediyor. Aynı cümle şöyle de ifade edilebilir. Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı her ne varsa artık reytingini ve inandırıcılığını kaybediyor. Cumhuriyet ve Atatürk ilkeleri toplumda yeniden yükselen değer haline geliyor.

***

Kimileri “konser vardı, kalabalık ondandı” diyebilir. Olabilir mi acaba? diye ben de düşündüm ve gözlemledim. Bir saat sürmesi planlanan yürüyüş, bir saat 45 dakikada Cumhuriyet Meydanı’nda yani konser alanında bitti. Sonra da kalabalık dağıldı. Konsere sadece gençler kaldı. Fener alayındaki kalabalık ile konser alanındaki kalabalık arasında dağlar kadar fark vardı. O yüzden kortej yürüyüşündeki kalabalık için kesinlikle konser kalabalığı denilemez.

YEREL SİYASETÇİNİN EDERİ

Gelelim Manisa siyasetine. Her yerel ve genel seçim öncesinde olduğu gibi parti yönetimlerinden istifalar oluyor ve yerleri dolduruluyor.

***

AK Parti il yönetimini oluşturuyor. Başkan Salih Hızlı liste hazırlıyor. Genel merkez onaylayınca yönetim oluşmuş olacak. Peki işin doğrusu bu mu? Yani il başkanı ve yönetim böyle mi oluşur? Bir bakış açısına göre, yerelde siyaset ve parti içi demokrasinin iyice suyu çıktı. Demokrasimiz ileriye değil, geriye gidiyor. Taşradaki siyasetçilerin satranç tahtasındaki piyon kadar bile değeri kalmadı. Buradakilerin ne düşündüğü Ankara’yı zerre kadar ilgilendirmiyor. Bayrak assınlar, mitinge katılıp slogan atsınlar yeter. Zaten ıslak imzalı seçim sonuçlarını bile doğru düzgün toparlayıp getiremiyorlar diye düşünülüyor.   

***

Bu sözlerim sadece AK Parti için değildi. Bütün partiler için durum üç aşağı beş yukarı yerelde böyle. İyi Parti kongre yapıyor, önseçim yapıyor ama kontenjan adayını liste başına oturtmuyor mu? Dedim ya bu durum her yerde böyle.

İLETİŞİM ÇAĞI

Peki yerel siyasetçinin ederi neden geriliyor? Taşra teşkilatları parti genel merkezlerinde neden fazlalık gibi görünüyor? Acaba taşra teşkilatları olmasa siyasi parti genel merkezleri ne kaybeder veya ne kazanır?

***

Şöyle bir yaklaşım var. Aslında bu bir süreç. Tıpkı bayilik sistemi ve onun yerine yerleşen sanal marketler gibi. İletişim ve etkileşimdeki teknolojik gelişim, işi bu noktaya getiriyor. En basit kazak, pantolon, beyaz eşya v.b. tüketim ihtiyaçlarını internetteki alış veriş sitelerinden daha ucuza ve daha güvenli bir biçimde almıyor muyuz? Aldığımız ürün kapımıza kadar getirilip teslim edilmiyor mu?

***

Vatandaşın talep, istek ve beklentileri parti merkezlerine sosyal medya ve anketler yoluyla çok daha doğru, etkili ve hızlı bir biçimde ulaşmıyor mu? Peki onca masraf ve yük üreten teşkilatlar bu işi ne kadar doğru ve etkili yapabiliyor? Koca bir soru işareti. Şubesi olmayan bankayı tercih ediyor artık yeni nesil. Bu bankanın her hizmeti daha hızlı ve daha ekonomik, hatta bedava hizmetleri bile var.   

***

Şu an yasal olarak partilerin teşkilatları olmak zorunda. Ama bu zorunluluk kalkmış olsa, şubesi olmayan parti iş yapar mı? Veya bu soruyu şöyle soralım. Mevcut partilerin teşkilatları kaldırılsa ne olur? Parti genel merkezlerinin halkla iletişimi kopar mı?

UMURSAMAZLIK YENİ NORMALİMİZ OLABİLİR Mİ?

Tabi bir de yerel yönetimler var. Parti teşkilatlarının önemi azalırken, yerel yönetimlerin öneminin daha da arttığını görüyoruz. Vatandaş artık belediye başkanıyla sosyal medya üzerinden her gün etkileşim halinde. Tabi belediye başkan adaylarıyla da sürekli etkileşim var.

***

İşte böylesi bir ortamda İyi Partili Yunusemre Belediye Başkan Adayı Tufan Akan, Yunusemre Belediyesi’nin bir firmaya özel imar düzenlemeleri yaptığını ileri sürdü. Yani bu firma imarsız olduğu için daha ucuza satılan arsaları toplayıp üzerine villalar yapıyor, belediye buraya imar getirerek büyük bir rant ortaya çıkarılıyor. Mesele tam olarak böyle midir, yoksa farklı ayrıntıları var mıdır bilemiyorum. Ama Tufan Akan’ın söylediği bu.

***

Aynı zamanda belediye meclis üyesi olan Tufan Akan, Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi ve AK Partili meclis üyelerini ciddi töhmet altına soktu. Hatta rant iddialarının merkezindeki inşaat firmasının ismini de verdi. Ama bu konuyla alakalı Yunusemre Belediyesi’nden tek bir açıklama yapılmadı. Firma da hiçbir şey demedi. Belli ki mesele umursanmıyor.   

***

İşin tuhafı yerel basın da bu konuya pek yer vermedi. Haber hiç gündeme gelmedi değil, iyi kötü dile geldi. Ama vatandaş ve sivil toplum örgütleri hiçbir tepki vermedi. Sanki böyle bir iddia hiç konuşulmadı. Tufan Akan’ın söylediklerini ya ben yanlış anladım, ya da umursamazlık almış başını gitmiş. Belki de bunlar yeni normallerimiz.    

     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.