Almanya’da yaşayan 18 yaş üstü gençlerin çoğunluğunun tatillerde Türkiye’ye gitmeme nedenlerinden çıkarılacak dersler. Almanya’da kendilerini nasıl hissettikleri ve Türkiye’ye aileleri ile gitmeme sebepleri sorularına verdikleri ilginç cevaplar. Bu değerlendirmeleri; ön yargılar, birkaç yıl öncesinde yaşanmışlıkların üzerinden değerlendirme yapılıyor olabilir, benim açımdan önemsenerek çözüm üretilmesi gereken bir konu. Almanya’da düğüne gitmekten korkmuyorum. Açık alanda düğün yapılmıyor.  Maganda kurşunları atılmıyor. Kapalı alanda kapasitesine göre davetli, yangın kapıları, aydınlatma ışıkları, yanmayan boya vb. güvenliği olduğundan gönlümce eğleniyorum. Almanya’ da trafikten korkmuyorum. Yol, trafik emniyeti ve sürücüleri bilgilendirme konusunda devlet hizmet verir. Kural ihlalleri yapan şahıslara caydırıcı yasalar uygulanır. Tanıdık devreye sokularak halledilmez. Trafik canavarı yok. Almanya’ da gece dışarı çıkmaktan korkmuyorum. Elektrik, telefon, kanalizasyon… için açılan kuyulara düşmeyeceğimden eminim. Kuytu bir yerde taciz edilmeyeceğimi biliyorum. Almanya’ da ev, arsa, dükkân almadan, yaptırmadan korkmuyorum. Şehirlerin 50 yıllık imar planları yapılır. Arazi mafyası yok. Satıcı şirket; sözleşme maddelerine uymadığında ceza ödeyeceğini bilir. Benim tapum başkasının üzerine çıkmaz. Arsa görünen yer yeşil alan, yeşil alan görünen yer arsa olmaz. Almanya’da gönül rahatlığı ile tamirat ve temizlik yaptırıyorum. Tamirat ve temizlik yapan şirketin yetki belgeleri çalışanların meslek diplomaları olmadan iş alamazlar. Verdikleri hasarı şirket sigortası karşılar. Almanya’ özürlü ve kadın olmanın bedeli yok. İlk araba parkları, engelliler ve kadınlara ayrılır. Engelliler, sağlıklı insanlar kadar yaşamın içindedirler. Almanya’ da tüketici hakları işliyor. Tarihi geçmiş ürün satmazlar. Ürünün içinde ne varsa hangi ülkeden gelmişse yazma zorunluluğu var. Dana eti aldığımda at eti, fıstıklı baklava aldığında içinde bezelye çıkmaz. Almanya’da birey olarak haklarımı biliyorum. Bana karşı haksızlık eden resmi ve sivil her hangi bir kişiyi dava etme hakkına sahibim. Avukat tutma ve mahkeme masrafını ödeme gücüm yoksa devlet ödeyerek beni koruma altına alır. Almanya’ da okuma ve meslek yapma olanaklarım var. Okumak ve meslek yapmak istediğimde ailemin parası yeter mi korkularım yok. Eğitim için destek ve sosyal haklarım var. Vatandaş olarak devlete güveniyorum. Devletin ormanını, yolunu, binasını, parkını, ağacını, suyunu, ırmağını… Vatandaş olma sorumluluğum ile korur kollarım. Çünkü o da beni koruyup kolluyor. Almanya da hayvanların haklarına saygılıyım. Bu ülkede sokakta gezen başıboş hayvan yok. Hayvan beslemek ve gezdirmek için kurumların verdiği eğitimlere katılarak sertifika almak zorundayım. Almanya’ da çevre ve doğaya saygı var. Çocuğumun çiçekleri koparmasına “ çocuktur yaptı ne olacak” deme hakkım yok. Çocuğun benim sorumluluğumda olduğunu bilirim. Kendi bahçem de olsa yetkililerden müsaade almadan ağaçlarımı isteğime bağlı dikemeyeceğimi ve kesemeyeceğimi biliyorum. Resmi dairelere giderken stres yaşamıyorum. Benim sıram geldiğinde, tanıdıkların öne alınmayacağını. Elektrikler kesik, sisteme giremiyoruz denilmeyeceğini biliyorum. Görüntü kirliliği yaratma hakkım yok. Almanya’ da evimin çevresini, bahçemi, arsamı ve arabamı temiz tutma zorunluluğum var. Arsamı, bahçemi, evimin dışını bakımsız bıraktığımda ceza ödeyeceğimi biliyorum. Almanya’da aile tehdidi almıyorum. Ailem kuzu otlatmaya gitmezsen seni okula göndermem. Bahçenin toprağını kazmazsan harçlık vermem, evlenmezsen sokağa atarım… baskısı ile öz güvenimi ortadan kaldıramaz. Türkiye’yi çok seviyoruz. Memleketimizi çok seviyor, ona koşmak istiyoruz. Gümrük kapılarında sivrisinek ve bekleme çilesi ile başlayan tatil sürecimiz eziyete dönüşüyor. Benzinde karışım var mı, aldığımız gıdalar sağlıklı mı?  Trafikte üstüme gelen kamyoncuyu uyarsam dayak yer miyim? Alışverişlerde aldatılıyor muyuz? Hangi müziği dinlediğimde kimler beni taciz eder? … Benzer korkular içimizi kemiriyor. Türkiye’de kendimi güven içinde hissetmek istiyorum. Hadi hayırlısı...