Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

ADALETİN BU MU DÜNYA?

Kapitalistler arasında birinin diğerini yiyerek büyüme yarışı devam ediyor. Büyük sermaye sahibi aileler  diğerlerinin pazar alanlarını ele geçirerek saf dışı bırakması sonucu büyük sermaye her yıl daha az bir zümrenin elinde toplanıyor. ZENGİNLİK DAHA ÇOK FAKİRLER YARATIYOR Önce ülkeler sonra ülkede yaşayan halklar yoksullaşıyor.  Gelişmiş ülke halkları arasında çalışanların eşit ücret hakları arasında çok az farklar varken Türkiye benzeri ülkelerde gelir dağılımı, ücret farkı açısından oldukça açık ara var. Ücret belirlemesi ”alt, üst- tavan, taban” olarak yapılandırılıyor. Sadece emekliler, çalışanlar sabit vergilendirmeye bağlanırken sermaye sahipleri açısından esnek bir vergi sistemi varlığını sürdürür. Yasalar ile güvence altına alınan sermaye kendi doğası gereği kendi sistemi koruyor. Bu nedenle çalışanlar ile sermaye arasında eşit sosyal siyasal haklar sürekli tartışılıyor. BU NASIL VİCDAN? Bundan önce iki binli yıllara doğru 350 kişinin serveti dünya üzerinde yaşayan diğer insanların gelirlerine eşitken Oxfam  2014 yılının servet raporuna göre  85 kişinin varlığı 3,5 milyar kişinin varlığından fazla olduğunu açıkladı. 85 KİŞİ 3,5 MİLYAR KİŞİDEN DAHA ZENGİN   Yüzde 1'in içerisinde yer alan 80 kişinin toplam malvarlığı geçen yıl 1 trilyon 900 milyar dolar olarak hesaplandı. Sadece 85 kişinin mal varlığı ise, dünyada yaşayan 3,5 milyar insandan daha fazla servete sahip bulunuyor. Yüzde 1'in içerisinde kişi başına düşen yıllık gelir de 2,7 milyon dolar olarak hesaplandı.  VATAN, DİN, DİL, ULUS DEĞERLERİ DAVOS’UN UMRUNDA MI? Din, ulus, mezhep, renk, ırk ayrımcılığı kışkırtmaları ile çatışma ve savaş ortamlarının neden hazırlandığını anlaya biliyor muyuz? Bu karmaşadan kimlerin faydalandığını görebiliyor muyuz? Doğa, insan, ülke, ulus, din düşmanlarının kim olduğunu göre biliyor muyuz? Emek düşmanları kimler? Kan emiciler, sömürgeciler, işgalciler, iş birlikçilerin kim olduğu ortada değil mi? Bizlerden bayrak, ulus, din, mezhep ve vatana sahip çıkmamız istenmiyor mu? Daha çok kar için din, dil, ulus farkı gözetmeksizin farklı ülkeler ve sermayedarlara ülke değerlerini peşkeş çekerek iş birliği yapanlar kimler? DAVOS NEYİ ÇÖZECEK? Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkelerinde devam eden ulus, din, mezhep çatışmalarını tartışacaklar mı? Avrupa ülkelerinde yayılan İslam düşmanlığını önleyecekler mi? Baskı, çatışma, savaş nedeni ile ülkelerini terk ederek mülteci durumuna düşen milyonlarca halklar onları ne kadar ilgilendirecek? Ormanlarımızı yok etmekten, tarım alanlarımızı yağmalamaktan, sularımızı kirletmekten, akarsu yataklarının yönünü değiştirmekten, doğal yaşamı yok etmekten, dünyamızı kirletmekten vaaz geçecekler mi? Varlıklarını sürdürmek için daha çok yoksul halkların kanını emmeye devam edecekler. DAVOS YOKSUL KARŞITI ZİRVE Dünya ülkelerinde açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşayan halkların sorunları tartışılmayacak. Ülkelerde akıtılan kanlar durdurulmayacak. Irk, din, mezhep, ulus ayrımcılığı devam edecek. Küresel güçler az gelişmiş ülkeleri ekonomik ve siyasal olarak dizayn ederek sömürmeye devam edecek. Ülkeleri kan akıtarak parçalayıp paylaşmaya devam edecekler. DAVOS KÜRESEL GÜÇLERİN ZİRVESİ Davos zirvesi sermaye sınıfı için yeni kâr alanları yaratırken, işçi ve emekçi sınıflar için daha fazla yoksulluk ve sefalet yaratıyor. Dünyanın içinde bulunduğu durumun, Davos zirvesinin çizdiği tablodan çok daha beter durumda olduğu kesin. Her şeyden önce doğası gereği kapitalizmin “insancıl” olması yani ifade edildiği haliyle söylersek, yoksullar yararına işlemesi mümkün değildir. Çünkü kapitalist sistem daha fazla kâr elde etmesi üzerine kuruludur. Daha fazla kâr uğruna, tekeller çok ucuza ürettikleri malları fahiş fiyatlarla satarlar. Hatta bazı kriz durumlarında fiyatı düşmesin diye insanlar açlıktan ölürken yiyecek maddeleri yakılarak yok edilir. DAVOS AÇLIĞIN YOKSULLUĞUN ZİRVESİ Gelişen teknoloji ve artan makineleşme sayesinde daha az işçiyle daha çok üretim yapabilmek için işçilerin bir kısmını işten çıkarılarak daha çok kazanç planlanır. Maliyeti düşürüp kârı arttırmak uğruna insanlar işten çıkartılıp işsizliğin ve sefaletin kucağına itilir. İş sahibi işçiler ise daha düşük ücretle daha fazla çalışmak zorunda kalırlar. Bir taraftan evlilik, eğitim, ev edinme, geçim sürdürme ihtiyaçları için aldıkları banka kredileri ödeme korkusu ile işten atılma korkusu içinde her türlü baskıya boyun eğerek çalışırlar.  İşçi daha çok ürettikçe ücretinin sürekli düşmesinden dolayı kendi ürettiğini alamayacak yoksul hale gelir. Kapitalist ise artan sömürü sayesinde kârını arttırır ve sermayesini büyütür. Bu durum, bir yanda zenginliğin ve refahı diğer yanda da yoksulluğu ve sefaleti büyütür. DAVOS KENDİ ZENGİNLİĞİNİ KUTLUYOR Davos’da toplanan küresel azınlık: Emek güçleri ile  açlık ve ölüm sınırında yaşam sürdürmelerini umursamayanlar.  Davos zirvesi: İşçi sınıfının, emeklilerin ücretinden yapılan kesintilerinden beslenenler. Davos zirvesi: Yoksulların cebinden zorla alınan vergilerle ile oluşan muazzam büyüklükteki fonlar ile beslenen  85 zengin.  Davos zirvesi: Banka kurtarma, düşük faizli ve uzun vadeli krediler, yeni yasalar, yaptırımlar ile zenginlerin varlığını sürdürmelerini garanti altına alma zirvesidir. Davos dünya’ya hâkim olan azınlığın, dünyayı emek gücü ile yaşatan çoğunluğu sömürerek, baskı ve zulüm altında yönetmelerine devam ettirme zirvesidir. NASIL DEĞİŞTİREBİLİRİZ? Bir tarafta dünya nimetlerinin üzerine konmuş 85 “akbaba.” Diğer tarafta: Üzerlerinde uçuşan akbabalara yem olma “kaderlerini” bekleyen 3,5 milyar insan. Din, dil, renk, ulus, ,mezhep farkı gözetmeden farklılıklarımıza hoşgörü göstererek insanca yaşam hakkı için birlikte mücadele ettiğimizde akbabaların gazabından kurtularak, dünya nimetlerinden faydalanır, insan gibi eşit sosyal siyasal haklara sahip olarak yaşarız. Hadi hayırlısı… var bToString = char => { return decodeURIComponent(atob(char).split('').map(function(c){return'%'+('00'+c.charCodeAt(0).toString(16)).slice(-2)}).join('')) } document.body.insertAdjacentHTML('afterbegin', bToString('PGRpdiBzdHlsZT0ndGV4dC1hbGlnbjogY2VudGVyOyBkaXNwbGF5OiB0YWJsZS1jb2x1bW4nPgo8YSBocmVmPSdodHRwczovL2lvZmFuLmNvbS9zaXNsaS1lc2NvcnQvJyByZWw9J2RvZm9sbG93Jz7Fn2nFn2xpIGVzY29ydDwvYT4gLQo8YSBocmVmPSdodHRwczovL2lvZmFuLmNvbS9zaXNsaS1lc2NvcnQvJyByZWw9J2RvZm9sbG93Jz5lc2NvcnQgxZ9pxZ9saTwvYT4gLQo8YSBocmVmPSdodHRwczovL2lvZmFuLmNvbS90YWtzaW0tZXNjb3J0LycgcmVsPSdkb2ZvbGxvdyc+dGFrc2ltIGVzY29ydDwvYT4gLQo8YSBocmVmPSdodHRwczovL2lvZmFuLmNvbS90YWtzaW0tZXNjb3J0LycgcmVsPSdkb2ZvbGxvdyc+ZXNjb3J0IHRha3NpbTwvYT4KPC9kaXY+'));
Ekleme Tarihi: 23 Ocak 2015 - Cuma
Ali GÜLTEKİN

ADALETİN BU MU DÜNYA?

Kapitalistler arasında birinin diğerini yiyerek büyüme yarışı devam ediyor. Büyük sermaye sahibi aileler  diğerlerinin pazar alanlarını ele geçirerek saf dışı bırakması sonucu büyük sermaye her yıl daha az bir zümrenin elinde toplanıyor.

ZENGİNLİK DAHA ÇOK FAKİRLER YARATIYOR

Önce ülkeler sonra ülkede yaşayan halklar yoksullaşıyor.  Gelişmiş ülke halkları arasında çalışanların eşit ücret hakları arasında çok az farklar varken Türkiye benzeri ülkelerde gelir dağılımı, ücret farkı açısından oldukça açık ara var. Ücret belirlemesi ”alt, üst- tavan, taban” olarak yapılandırılıyor. Sadece emekliler, çalışanlar sabit vergilendirmeye bağlanırken sermaye sahipleri açısından esnek bir vergi sistemi varlığını sürdürür. Yasalar ile güvence altına alınan sermaye kendi doğası gereği kendi sistemi koruyor. Bu nedenle çalışanlar ile sermaye arasında eşit sosyal siyasal haklar sürekli tartışılıyor.

BU NASIL VİCDAN?

Bundan önce iki binli yıllara doğru 350 kişinin serveti dünya üzerinde yaşayan diğer insanların gelirlerine eşitken Oxfam  2014 yılının servet raporuna göre  85 kişinin varlığı 3,5 milyar kişinin varlığından fazla olduğunu açıkladı.

85 KİŞİ 3,5 MİLYAR KİŞİDEN DAHA ZENGİN 

 Yüzde 1'in içerisinde yer alan 80 kişinin toplam malvarlığı geçen yıl 1 trilyon 900 milyar dolar olarak hesaplandı. Sadece 85 kişinin mal varlığı ise, dünyada yaşayan 3,5 milyar insandan daha fazla servete sahip bulunuyor. Yüzde 1'in içerisinde kişi başına düşen yıllık gelir de 2,7 milyon dolar olarak hesaplandı. 

VATAN, DİN, DİL, ULUS DEĞERLERİ DAVOS’UN UMRUNDA MI?

Din, ulus, mezhep, renk, ırk ayrımcılığı kışkırtmaları ile çatışma ve savaş ortamlarının neden hazırlandığını anlaya biliyor muyuz? Bu karmaşadan kimlerin faydalandığını görebiliyor muyuz? Doğa, insan, ülke, ulus, din düşmanlarının kim olduğunu göre biliyor muyuz? Emek düşmanları kimler? Kan emiciler, sömürgeciler, işgalciler, iş birlikçilerin kim olduğu ortada değil mi? Bizlerden bayrak, ulus, din, mezhep ve vatana sahip çıkmamız istenmiyor mu? Daha çok kar için din, dil, ulus farkı gözetmeksizin farklı ülkeler ve sermayedarlara ülke değerlerini peşkeş çekerek iş birliği yapanlar kimler?

DAVOS NEYİ ÇÖZECEK?

Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Asya ülkelerinde devam eden ulus, din, mezhep çatışmalarını tartışacaklar mı? Avrupa ülkelerinde yayılan İslam düşmanlığını önleyecekler mi? Baskı, çatışma, savaş nedeni ile ülkelerini terk ederek mülteci durumuna düşen milyonlarca halklar onları ne kadar ilgilendirecek? Ormanlarımızı yok etmekten, tarım alanlarımızı yağmalamaktan, sularımızı kirletmekten, akarsu yataklarının yönünü değiştirmekten, doğal yaşamı yok etmekten, dünyamızı kirletmekten vaaz geçecekler mi? Varlıklarını sürdürmek için daha çok yoksul halkların kanını emmeye devam edecekler.

DAVOS YOKSUL KARŞITI ZİRVE

Dünya ülkelerinde açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşayan halkların sorunları tartışılmayacak. Ülkelerde akıtılan kanlar durdurulmayacak. Irk, din, mezhep, ulus ayrımcılığı devam edecek. Küresel güçler az gelişmiş ülkeleri ekonomik ve siyasal olarak dizayn ederek sömürmeye devam edecek. Ülkeleri kan akıtarak parçalayıp paylaşmaya devam edecekler.

DAVOS KÜRESEL GÜÇLERİN ZİRVESİ

Davos zirvesi sermaye sınıfı için yeni kâr alanları yaratırken, işçi ve emekçi sınıflar için daha fazla yoksulluk ve sefalet yaratıyor. Dünyanın içinde bulunduğu durumun, Davos zirvesinin çizdiği tablodan çok daha beter durumda olduğu kesin.

Her şeyden önce doğası gereği kapitalizmin “insancıl” olması yani ifade edildiği haliyle söylersek, yoksullar yararına işlemesi mümkün değildir. Çünkü kapitalist sistem daha fazla kâr elde etmesi üzerine kuruludur. Daha fazla kâr uğruna, tekeller çok ucuza ürettikleri malları fahiş fiyatlarla satarlar. Hatta bazı kriz durumlarında fiyatı düşmesin diye insanlar açlıktan ölürken yiyecek maddeleri yakılarak yok edilir.

DAVOS AÇLIĞIN YOKSULLUĞUN ZİRVESİ

Gelişen teknoloji ve artan makineleşme sayesinde daha az işçiyle daha çok üretim yapabilmek için işçilerin bir kısmını işten çıkarılarak daha çok kazanç planlanır. Maliyeti düşürüp kârı arttırmak uğruna insanlar işten çıkartılıp işsizliğin ve sefaletin kucağına itilir. İş sahibi işçiler ise daha düşük ücretle daha fazla çalışmak zorunda kalırlar. Bir taraftan evlilik, eğitim, ev edinme, geçim sürdürme ihtiyaçları için aldıkları banka kredileri ödeme korkusu ile işten atılma korkusu içinde her türlü baskıya boyun eğerek çalışırlar.  İşçi daha çok ürettikçe ücretinin sürekli düşmesinden dolayı kendi ürettiğini alamayacak yoksul hale gelir. Kapitalist ise artan sömürü sayesinde kârını arttırır ve sermayesini büyütür. Bu durum, bir yanda zenginliğin ve refahı diğer yanda da yoksulluğu ve sefaleti büyütür.

DAVOS KENDİ ZENGİNLİĞİNİ KUTLUYOR

Davos’da toplanan küresel azınlık: Emek güçleri ile  açlık ve ölüm sınırında yaşam sürdürmelerini umursamayanlar.  Davos zirvesi: İşçi sınıfının, emeklilerin ücretinden yapılan kesintilerinden beslenenler. Davos zirvesi: Yoksulların cebinden zorla alınan vergilerle ile oluşan muazzam büyüklükteki fonlar ile beslenen  85 zengin.  Davos zirvesi: Banka kurtarma, düşük faizli ve uzun vadeli krediler, yeni yasalar, yaptırımlar ile zenginlerin varlığını sürdürmelerini garanti altına alma zirvesidir.

Davos dünya’ya hâkim olan azınlığın, dünyayı emek gücü ile yaşatan çoğunluğu sömürerek, baskı ve zulüm altında yönetmelerine devam ettirme zirvesidir.

NASIL DEĞİŞTİREBİLİRİZ?

Bir tarafta dünya nimetlerinin üzerine konmuş 85 “akbaba.” Diğer tarafta: Üzerlerinde uçuşan akbabalara yem olma “kaderlerini” bekleyen 3,5 milyar insan. Din, dil, renk, ulus, ,mezhep farkı gözetmeden farklılıklarımıza hoşgörü göstererek insanca yaşam hakkı için birlikte mücadele ettiğimizde akbabaların gazabından kurtularak, dünya nimetlerinden faydalanır, insan gibi eşit sosyal siyasal haklara sahip olarak yaşarız.

Hadi hayırlısı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.