Erdinç YUMRUKAYA
Köşe Yazarı
Erdinç YUMRUKAYA
 

EGELİLER YUNT DAĞINI GÖRMELİ

Tire Şirince,  Kuşadası Pamucak,  Çeşme Alaçatı,  Kuyucak’ı biliyorsunuz. Egelilere sormak istiyorum.  Peki  ‘Manisa Yunt Dağı’nı gördünüz mü? Veya biliyor musunuz? ’  Eğer cevap ‘ hayır’ ise; en kısa zamanda görmelerini tavsiye ediyorum.  Ben bu Cumartesi oradaydım. Yunt Dağı’nda yeni bir kültür ve ekonomi doğuyor.  Nasıl mı? Anlatayım… Aigai Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapan Yunt Dağı,  3 bin yıllık tarihe ışık tutan  bir yerleşim birimi.  Manisa CBÜ yerleşkesinin solundan  dağın tepesine doğru süzülen asfalt yolu takip ediyorsunuz;   verimli tarım alanlarının arasından geçerek, muhteşem doğasıyla büyüleyen  Yunt Dağı’na ulaşıyorsunuz. 25 km. ilerisi de zaten Bergama… Yunt Dağı  sahip olduğu bu değerlere  bir yenisini daha ekledi.  *** Öncülüğünü kent Kooperatifçisi  Mustafa Pala’nın yaptığı,  Zafer Kalkınma Ajansı'nın hibe desteği ile gerçekleştirilen “Yunt Dağı Alt Eylem Planı ve Turizm Destinasyonları Projesi”  kapsamında;  Ortaköy ve Dazyurt Köyleri arasında 102.000 metrekare arazi üzerinde  OBASYA  Turizm geliştirme Kooperatifi  kuruldu.  Türkmen geleneğinin yaşatıldığı kıl çadırlarında, yok yok. Yaz-kış konaklanabilecek çadırlar,  tam bir ev konforunda.  Geçmişten geleceğe kültür köprüleri kurmak  hayali ile çıkmıştı Mustafa Pala yola.  “Orta Asya'da atalarımızın geliştirdiği, adına yurt denilen kıl çadırlarını  Yunt Dağı’nda  kıracağım ve burayı  kendi ekonomisini yaratan bir Turizm merkezi haline getireceğim” demişti ve dediğini de yaptı, Mustafa Pala.  Hayallerini, projeye dönüştürmeyi ve inşa etmeyi de en iyi bilen bir kent Kooperatifçisi. OBASYA bir hayal ile başladı ve gerçeğe dönüştü.  OBASYA’nın kendine has bir büyüsü, kendine has  tarihi bir dokusu var.  ZEKA OBASYA Zaman Geçidi Müzesi’nin  yapımına hibe desteği verdi. Yunusemre  Belediyesi’de; müzenin işletilmesini ve sürdürülebilirliğini sağlamayı  üstlendi. Projeye; Manisa Valiliği, Celal Bayar Üniversitesi ve derneklerde  destek oluyor. *** Geçtiğimiz Cumartesi günü OBASYA’da şenlik vardı.  Sabah saatlerinde OBASYA’yı anlatan konuşmalar yapıldı. Öğle  arasında Türkmen (Yörük) Düğünü yapıldı, halk oyunları gösterileri gerçekleştirildi. Tüm protokol, STK temsilcileri, OBASYA’yı merak edenler ve basın oradaydı. Öğleden sonra ise; “Geçmişten Günümüze Yunt Dağı’nda Yaşam Paneli” gerçekleştirildi.  Kendimi 1200’lü yıllarda  Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Oğuzlar’ın Türk Oymaklarından birinde yaşıyor gibi hissettim.  Yunt Dağı Yörük (Türkmen) geleneğini en iyi bilen Muhtarlar Derneği Eski Başkanı Mustafa Gürler’in başını çektiği organizasyonla  düzenlenen; ‘gelin alıcı’ ya katıldık.  Türkmen gelinin başına  Türkmen düğün geleneğine göre ‘yağlığı çekildi (eşarbı örtüldü).’  ‘Gelin alıcı’da ‘yaşulu (obanın hürmet gören kişisi) ve ‘yenne (Şahit)’  de hazır bulundu. Gelinin babası Vali Erdoğan Bektaş, damadın babası ise Yunusemere Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi idi.   *** Türkmen adetine göre  geline ‘bürencek’ adı verilen esvap  giydirildi.  Kız evinde kapı tutuldu. ‘Dalaş’ denilen bir oyunla,  kız evinden gelinin çıkartılmasının ne kadar zor olduğu anlatıldı. Damat babası  Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi’den ‘kapılık’ denilen bahşiş alındı ve  gelin evden çıkartılarak,  süslenmiş bir ata bindirildi. Yine aynı gelin alıcı alayı davul zurna eşliğinde, damadın evine getirildi.  Burada Manisa  zeybeği,  Sarızeybek ve Tavas zeybeği oynandı. Yine Mustafa Gürler tarafından zeybeklerin hikayeleri anlatıldı.  Bir taraftan da yörük kadınlarının kendi elleriyle pişirdiği gözlemeler,  afiyetle yenildi.  Okçular; ok atış gösterileri ile izleyenleri hayran bıraktı. Televizyonumuz ETV ise;  6 saat süren bu görsel şöleni, kesintisiz naklen yayınladı. *** Bugüne kadar görsel şöleni bu kadar etkileyici,  hiçbir etkinliğe katılmamıştım.  Manisa’da birlikte iş yapabilme, birlikte iş aşırabilme, aidiyet duygusunun zayıf olduğu söylenir, durur her zaman. Ben OBASYA projesinin şu an geldiği gelişme sürecini ve Cumartesi günü Yunt  Dağı’nda gerçekleştirilen etkinliği görünce; bu düşüncenin sadece kelimelerden oluşan,  bir savunma olduğuna kanaat getirdim. Zira hayal edilirse, istenirse, bir yerden başlanırsa, paylaşılırsa ve iyi anlatılırsa; bu şehirde hayata geçirilemeyecek hiçbir projenin olamayacağına iyiden iyiye inandım. *** OBASYA projesine başlanılırken; Neden Olmasın ? diye sormuştuk… Hayaldi… Gerçek oldu… OBASYA;  geçmiştin günümüze taşınan kıl çadırı yaşam kültürüne,  Yunt Dağı’nda yeniden hayat verdi. Değerli dostum kent kooperatifçiliğinin duayeni Mustafa Pala’yı,  Sayın Vali Erdoğan Bektaş’ı, CBÜ Rektörü Kemal Çelebi’yi,  bu projeye inanarak müze işletmeciliğini üstelenen Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi’yi  ve ZEKA yetkililerini; öngörülerinden dolayı tebrik ediyorum. OBASYA’da güzel şeyler oluyor…
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2015 - Salı
Erdinç YUMRUKAYA

EGELİLER YUNT DAĞINI GÖRMELİ

Tire Şirince,  Kuşadası Pamucak,  Çeşme Alaçatı,  Kuyucak’ı biliyorsunuz. Egelilere sormak istiyorum.  Peki  ‘Manisa Yunt Dağı’nı gördünüz mü? Veya biliyor musunuz? ’  Eğer cevap ‘ hayır’ ise; en kısa zamanda görmelerini tavsiye ediyorum.  Ben bu Cumartesi oradaydım. Yunt Dağı’nda yeni bir kültür ve ekonomi doğuyor. 

Nasıl mı? Anlatayım…

Aigai Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapan Yunt Dağı,  3 bin yıllık tarihe ışık tutan  bir yerleşim birimi.  Manisa CBÜ yerleşkesinin solundan  dağın tepesine doğru süzülen asfalt yolu takip ediyorsunuz;   verimli tarım alanlarının arasından geçerek, muhteşem doğasıyla büyüleyen  Yunt Dağı’na ulaşıyorsunuz. 25 km. ilerisi de zaten Bergama… Yunt Dağı  sahip olduğu bu değerlere  bir yenisini daha ekledi. 

***

Öncülüğünü kent Kooperatifçisi  Mustafa Pala’nın yaptığı,  Zafer Kalkınma Ajansı'nın hibe desteği ile gerçekleştirilen “Yunt Dağı Alt Eylem Planı ve Turizm Destinasyonları Projesi”  kapsamında;  Ortaköy ve Dazyurt Köyleri arasında 102.000 metrekare arazi üzerinde  OBASYA  Turizm geliştirme Kooperatifi  kuruldu.  Türkmen geleneğinin yaşatıldığı kıl çadırlarında, yok yok. Yaz-kış konaklanabilecek çadırlar,  tam bir ev konforunda.  Geçmişten geleceğe kültür köprüleri kurmak  hayali ile çıkmıştı Mustafa Pala yola.  “Orta Asya'da atalarımızın geliştirdiği, adına yurt denilen kıl çadırlarını  Yunt Dağı’nda  kıracağım ve burayı  kendi ekonomisini yaratan bir Turizm merkezi haline getireceğim” demişti ve dediğini de yaptı, Mustafa Pala.  Hayallerini, projeye dönüştürmeyi ve inşa etmeyi de en iyi bilen bir kent Kooperatifçisi. OBASYA bir hayal ile başladı ve gerçeğe dönüştü.  OBASYA’nın kendine has bir büyüsü, kendine has  tarihi bir dokusu var.  ZEKA OBASYA Zaman Geçidi Müzesi’nin  yapımına hibe desteği verdi. Yunusemre  Belediyesi’de; müzenin işletilmesini ve sürdürülebilirliğini sağlamayı  üstlendi. Projeye; Manisa Valiliği, Celal Bayar Üniversitesi ve derneklerde  destek oluyor.

***

Geçtiğimiz Cumartesi günü OBASYA’da şenlik vardı.  Sabah saatlerinde OBASYA’yı anlatan konuşmalar yapıldı. Öğle  arasında Türkmen (Yörük) Düğünü yapıldı, halk oyunları gösterileri gerçekleştirildi. Tüm protokol, STK temsilcileri, OBASYA’yı merak edenler ve basın oradaydı. Öğleden sonra ise; “Geçmişten Günümüze Yunt Dağı’nda Yaşam Paneli” gerçekleştirildi.  Kendimi 1200’lü yıllarda  Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Oğuzlar’ın Türk Oymaklarından birinde yaşıyor gibi hissettim.  Yunt Dağı Yörük (Türkmen) geleneğini en iyi bilen Muhtarlar Derneği Eski Başkanı Mustafa Gürler’in başını çektiği organizasyonla  düzenlenen; ‘gelin alıcı’ ya katıldık.  Türkmen gelinin başına  Türkmen düğün geleneğine göre ‘yağlığı çekildi (eşarbı örtüldü).’  ‘Gelin alıcı’da ‘yaşulu (obanın hürmet gören kişisi) ve ‘yenne (Şahit)’  de hazır bulundu. Gelinin babası Vali Erdoğan Bektaş, damadın babası ise Yunusemere Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi idi.  

***

Türkmen adetine göre  geline ‘bürencek’ adı verilen esvap  giydirildi.  Kız evinde kapı tutuldu. ‘Dalaş’ denilen bir oyunla,  kız evinden gelinin çıkartılmasının ne kadar zor olduğu anlatıldı. Damat babası  Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi’den ‘kapılık’ denilen bahşiş alındı ve  gelin evden çıkartılarak,  süslenmiş bir ata bindirildi. Yine aynı gelin alıcı alayı davul zurna eşliğinde, damadın evine getirildi.  Burada Manisa  zeybeği,  Sarızeybek ve Tavas zeybeği oynandı. Yine Mustafa Gürler tarafından zeybeklerin hikayeleri anlatıldı.  Bir taraftan da yörük kadınlarının kendi elleriyle pişirdiği gözlemeler,  afiyetle yenildi.  Okçular; ok atış gösterileri ile izleyenleri hayran bıraktı. Televizyonumuz ETV ise;  6 saat süren bu görsel şöleni, kesintisiz naklen yayınladı.

***

Bugüne kadar görsel şöleni bu kadar etkileyici,  hiçbir etkinliğe katılmamıştım.  Manisa’da birlikte iş yapabilme, birlikte iş aşırabilme, aidiyet duygusunun zayıf olduğu söylenir, durur her zaman. Ben OBASYA projesinin şu an geldiği gelişme sürecini ve Cumartesi günü Yunt  Dağı’nda gerçekleştirilen etkinliği görünce; bu düşüncenin sadece kelimelerden oluşan,  bir savunma olduğuna kanaat getirdim. Zira hayal edilirse, istenirse, bir yerden başlanırsa, paylaşılırsa ve iyi anlatılırsa; bu şehirde hayata geçirilemeyecek hiçbir projenin olamayacağına iyiden iyiye inandım.

***

OBASYA projesine başlanılırken; Neden Olmasın ? diye sormuştuk…

Hayaldi… Gerçek oldu… OBASYA;  geçmiştin günümüze taşınan kıl çadırı yaşam kültürüne,  Yunt Dağı’nda yeniden hayat verdi.

Değerli dostum kent kooperatifçiliğinin duayeni Mustafa Pala’yı,  Sayın Vali Erdoğan Bektaş’ı, CBÜ Rektörü Kemal Çelebi’yi,  bu projeye inanarak müze işletmeciliğini üstelenen Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi’yi  ve ZEKA yetkililerini; öngörülerinden dolayı tebrik ediyorum.

OBASYA’da güzel şeyler oluyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.