Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

YENİ “BAŞ-KAN” TRUMP

Küresel sermaye daha çok kazanma, kendisine baş kaldıran halkları daha çok baskı altına almak için kendi ülke yoksullarını ve sömürge ülkelerin halklarını açlık ve ölümlerle “terbiye” etmeye çalışıyor. İşgal ve sömürü ortamı için ulus, inanç ve mezhep çatışmaları zeminleri hazırladılar. Baş kesilen, kan dökülen, halkları  zulüm gören… ülkeleri işbirlikçileri ile ittifak yaparak işgal eden küresel güçler insanlığı koruma iddiası ile girdikleri ülkelerde kendi sermaye alanlarını güvence altına alıyorlar. ÇATIŞMA, SAVAŞ VE İŞGALLER YAYILACAK MI? Emperyalistler Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ulus, mezhep çatışmalarını körükleyerek işgal gerekçesi oluşturdu. Ölümü göstererek acılar içerisinde yaşamaya dua ettirecek zalimlikte zulüm ediyorlar. Ortadoğu ve Kuzey Afrika işgalci güçler ve onların işbirlikçileri halkları kurşunlanırken, evleri başlarına yıkılırken, kasabalar şehirler yaşanılmaz duruma getirilecek şekilde bombalanırken ne hikmetse petrol kuyuları tıkır tıkır çalışıyor. Latin Amerika ülkelerinde yenilgilerinin intikamını yine o ülkelerde iç çatışmalar ile almak için karmaşa yaratıyorlar. Afrika ülkelerinde açlıktan ölümleri sadece seyrediyorlar. Meksika yoksullarına duvar örmeye kalkarken Brezilya’da uyuşturucu baronlarına kucak açıyorlar. HANGİ DEMOKRASİ? Küresel sermayenin başını çektiği ABD, Rusya ve AB (Avrupa Birliği) hangi özgürlüklerden bahsedebilirler? Hangi insan haklarını savunabilirler? ABD’de her geçen gün ırkçı saldırılar ile sarsılırken, yoksulluk açlık sınırına dayanmışken hangi politikaları ile demokrasi ve özgürlüklerden söz edebilir? Rusya keza yine açlık yoksulluk içinde yaşayan kendi halkını görmezden gelerek, ABD ile paylaşım savaşı içinde olması hangi demokrasi ile izah edilebilir? AB ülkelerinde göçmen ve İslam düşmanlığı güçleniyor. AB ülkeleri gelişen bu ırkçılığa karşı mücadele etmeden Ortadoğu’da hangi dünya barışını sağlama iddiası içinde olabilir? SİZ ÖNCE KENDİ ÜLKELERİNİZDE BARIŞI SAĞLAYINIZ Kendi ülkeleri ırkçı saldırılar, yoksulluk, göçmen karşıtlığı, ayrımcı politikalar… içinde inim inim inlemesini görmezden gelerek küresel güçler dünya ülkelerine hangi refahı getirecekler? Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da  petrolleri üzerinde aç kuzgunlar gibi uçuşarak kanat çırpanların derdi; barış, kardeşlik, halkların kendi kaderini tayin etme hakkı olabilir mi? TRUMP ABD MİLLİYETÇİLİĞİNİ DİNDİRME DÜNYA FAŞİZMİNİ GÜÇLENDİRME PROJESİDİR ABD içinde sınıflar arasındaki ekonomik-siyasi dalgalanmanın yükseldiği milliyetçi seslerin ve saldırıların güçlendiği bir dönemde Trump’un seçilmesi bir tesadüf müdür? “Siyahi” bir başkanın “siyahi” halka umut olmadığını göstererek karşılarına ‘beyazların ayrıcalıklı’ olmasını açıktan savunan, göçmeleri, farklı renkten, inançtan insanları aşağılayan, İslam inancına karşı açıkça tehdit savuran ırkçı Trump’un getirilmesinin nedeni başta ABD’de milliyetçi ve sermaye çevrelerine umut, dünya ülkelerindeki milliyetçi akımlara ilham kaynağı olmak değil miydi? ABD TRUMP KARŞISINA HİLLARY CLİNTON’U NEDEN ÇIKARDI? ABD’nin temel sorunları; işsizlik, ırkçılık, Ortadoğu çıkmazı, Afrika’yı görmezden gelmesi, Latin Amerika yenilgisi, Rusya politikaları, İslam karşıtlığı diğer sömürge ülkelerdeki tutumu ve ekonominin gidişatı değil mi? Bernie Sanders, bu tespitleri yaparak önseçim döneminde kampanya başlatmıştı. Sanders, sosyal demokrat talepleri savunan, emekçi sınıfların sosyal yaşamını temel alan somut öneriler belirlemişti. Trump’ı iktidara taşımak için ABD sermaye çevreleri tercihlerini zayıf halka olan Hillary Clinton’u Bernie Sanders’e karşı destekleyerek aday çıkardı. Oysa 2008 krizinin yarattığı sosyal-ekonomik buhranın baş sorumlusu olarak bilinen Demokratlar ve o dönem kabinenin etkili ismi Hillary Clinton yoksul halkların beleklerinden hala silinmemiş seçilme şansı Sanders’e göre daha azdı. IRKÇILAR ALKIŞLIYOR Trump’ın kazanmasının ardından Avrupa’daki sağ parti ve göçmen karşıtları “Trump” başarısına “Hitler selamı” durdular. Fransa’daki Ulusal Cephe’nin lideri Mariene Le Pen, İngiltere’nin AB’den ayrılma aktörü Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) eski başkanı Nigel Farage, Hollandalı ırkçı Geerd Wilders, Almanya’da sağcı AfD yöneticileri… Trump’un kazanmasını kendilerini başarıya taşıyabileceği sevinçleri ile ayakta alkışlayarak ırkçı mesajlar yayınladılar. SONUÇ OLARAK ABD’de Faşist Trump’un kazanımı başta ABD’de milliyetçi kesimler güçlendirilerek. AB ülkelerindeki göçmen karşıtı ırkçı partileri daha çok cesaretlendirecek. Uluslar arası sermaye kendi ülkeleri ve sömürge ülkelerindeki; fabrikalarında, işletmelerinde, halkların birlikte yaşama, iş, ekmek, özgürlük… gibi ortak taleplerinin karşısında sermaye kendine gül bahçesi yaratmak için din, dil, ulus, renk, mezhep olarak ayrıştıracak. Küresel güçler arasında sömürge ülkelerde hakim olma, Pazar kazanımı, sermaye çelişkileri daha çok derinleşecek. Dünya insanlığına düşen görev: Farklılıklarımıza hoş görü ile yaklaşmalı. İnsanlığın ortak değeri olan eşit sosyal-siyasal haklarına sahip çıkarak faşizme karşı birlikte mücadele etmeli. Emperyalizmin sömürü, savaş, işgallere karşı ülkelerinin ekonomik-politik özgürlüklerinden yana tutum almalı. Dünya ezilen halkları; Kapitalizmin uluslar arası sömürüsüne, faşist baskısına karşı farklı renkleri, dilleri, inançları, mezhepleri ile ortak değerleri olan insanlığı, doğayı, hayvanları… bir bütün olarak dünya’yı yok etmek isteyen  istilacılardan kurtarmalıdır. Hadi hayırlısı…    
Ekleme Tarihi: 10 Kasım 2016 - Perşembe
Ali GÜLTEKİN

YENİ “BAŞ-KAN” TRUMP

Küresel sermaye daha çok kazanma, kendisine baş kaldıran halkları daha çok baskı altına almak için kendi ülke yoksullarını ve sömürge ülkelerin halklarını açlık ve ölümlerle “terbiye” etmeye çalışıyor. İşgal ve sömürü ortamı için ulus, inanç ve mezhep çatışmaları zeminleri hazırladılar. Baş kesilen, kan dökülen, halkları  zulüm gören… ülkeleri işbirlikçileri ile ittifak yaparak işgal eden küresel güçler insanlığı koruma iddiası ile girdikleri ülkelerde kendi sermaye alanlarını güvence altına alıyorlar.
ÇATIŞMA, SAVAŞ VE İŞGALLER YAYILACAK MI?
Emperyalistler Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ulus, mezhep çatışmalarını körükleyerek işgal gerekçesi oluşturdu. Ölümü göstererek acılar içerisinde yaşamaya dua ettirecek zalimlikte zulüm ediyorlar. Ortadoğu ve Kuzey Afrika işgalci güçler ve onların işbirlikçileri halkları kurşunlanırken, evleri başlarına yıkılırken, kasabalar şehirler yaşanılmaz duruma getirilecek şekilde bombalanırken ne hikmetse petrol kuyuları tıkır tıkır çalışıyor. Latin Amerika ülkelerinde yenilgilerinin intikamını yine o ülkelerde iç çatışmalar ile almak için karmaşa yaratıyorlar. Afrika ülkelerinde açlıktan ölümleri sadece seyrediyorlar. Meksika yoksullarına duvar örmeye kalkarken Brezilya’da uyuşturucu baronlarına kucak açıyorlar.
HANGİ DEMOKRASİ?
Küresel sermayenin başını çektiği ABD, Rusya ve AB (Avrupa Birliği) hangi özgürlüklerden bahsedebilirler? Hangi insan haklarını savunabilirler?
ABD’de her geçen gün ırkçı saldırılar ile sarsılırken, yoksulluk açlık sınırına dayanmışken hangi politikaları ile demokrasi ve özgürlüklerden söz edebilir? Rusya keza yine açlık yoksulluk içinde yaşayan kendi halkını görmezden gelerek, ABD ile paylaşım savaşı içinde olması hangi demokrasi ile izah edilebilir? AB ülkelerinde göçmen ve İslam düşmanlığı güçleniyor. AB ülkeleri gelişen bu ırkçılığa karşı mücadele etmeden Ortadoğu’da hangi dünya barışını sağlama iddiası içinde olabilir?
SİZ ÖNCE KENDİ ÜLKELERİNİZDE BARIŞI SAĞLAYINIZ
Kendi ülkeleri ırkçı saldırılar, yoksulluk, göçmen karşıtlığı, ayrımcı politikalar… içinde inim inim inlemesini görmezden gelerek küresel güçler dünya ülkelerine hangi refahı getirecekler? Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da  petrolleri üzerinde aç kuzgunlar gibi uçuşarak kanat çırpanların derdi; barış, kardeşlik, halkların kendi kaderini tayin etme hakkı olabilir mi?
TRUMP ABD MİLLİYETÇİLİĞİNİ DİNDİRME DÜNYA FAŞİZMİNİ GÜÇLENDİRME PROJESİDİR
ABD içinde sınıflar arasındaki ekonomik-siyasi dalgalanmanın yükseldiği milliyetçi seslerin ve saldırıların güçlendiği bir dönemde Trump’un seçilmesi bir tesadüf müdür? “Siyahi” bir başkanın “siyahi” halka umut olmadığını göstererek karşılarına ‘beyazların ayrıcalıklı’ olmasını açıktan savunan, göçmeleri, farklı renkten, inançtan insanları aşağılayan, İslam inancına karşı açıkça tehdit savuran ırkçı Trump’un getirilmesinin nedeni başta ABD’de milliyetçi ve sermaye çevrelerine umut, dünya ülkelerindeki milliyetçi akımlara ilham kaynağı olmak değil miydi?
ABD TRUMP KARŞISINA HİLLARY CLİNTON’U NEDEN ÇIKARDI?
ABD’nin temel sorunları; işsizlik, ırkçılık, Ortadoğu çıkmazı, Afrika’yı görmezden gelmesi, Latin Amerika yenilgisi, Rusya politikaları, İslam karşıtlığı diğer sömürge ülkelerdeki tutumu ve ekonominin gidişatı değil mi? Bernie Sanders, bu tespitleri yaparak önseçim döneminde kampanya başlatmıştı. Sanders, sosyal demokrat talepleri savunan, emekçi sınıfların sosyal yaşamını temel alan somut öneriler belirlemişti. Trump’ı iktidara taşımak için ABD sermaye çevreleri tercihlerini zayıf halka olan Hillary Clinton’u Bernie Sanders’e karşı destekleyerek aday çıkardı. Oysa 2008 krizinin yarattığı sosyal-ekonomik buhranın baş sorumlusu olarak bilinen Demokratlar ve o dönem kabinenin etkili ismi Hillary Clinton yoksul halkların beleklerinden hala silinmemiş seçilme şansı Sanders’e göre daha azdı.
IRKÇILAR ALKIŞLIYOR
Trump’ın kazanmasının ardından Avrupa’daki sağ parti ve göçmen karşıtları “Trump” başarısına “Hitler selamı” durdular.
Fransa’daki Ulusal Cephe’nin lideri Mariene Le Pen, İngiltere’nin AB’den ayrılma aktörü Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) eski başkanı Nigel Farage, Hollandalı ırkçı Geerd Wilders, Almanya’da sağcı AfD yöneticileri… Trump’un kazanmasını kendilerini başarıya taşıyabileceği sevinçleri ile ayakta alkışlayarak ırkçı mesajlar yayınladılar.
SONUÇ OLARAK
ABD’de Faşist Trump’un kazanımı başta ABD’de milliyetçi kesimler güçlendirilerek. AB ülkelerindeki göçmen karşıtı ırkçı partileri daha çok cesaretlendirecek. Uluslar arası sermaye kendi ülkeleri ve sömürge ülkelerindeki; fabrikalarında, işletmelerinde, halkların birlikte yaşama, iş, ekmek, özgürlük… gibi ortak taleplerinin karşısında sermaye kendine gül bahçesi yaratmak için din, dil, ulus, renk, mezhep olarak ayrıştıracak. Küresel güçler arasında sömürge ülkelerde hakim olma, Pazar kazanımı, sermaye çelişkileri daha çok derinleşecek.
Dünya insanlığına düşen görev: Farklılıklarımıza hoş görü ile yaklaşmalı. İnsanlığın ortak değeri olan eşit sosyal-siyasal haklarına sahip çıkarak faşizme karşı birlikte mücadele etmeli. Emperyalizmin sömürü, savaş, işgallere karşı ülkelerinin ekonomik-politik özgürlüklerinden yana tutum almalı. Dünya ezilen halkları; Kapitalizmin uluslar arası sömürüsüne, faşist baskısına karşı farklı renkleri, dilleri, inançları, mezhepleri ile ortak değerleri olan insanlığı, doğayı, hayvanları… bir bütün olarak dünya’yı yok etmek isteyen  istilacılardan kurtarmalıdır.
Hadi hayırlısı…
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.