Günlük haber analizlerinden yola çıkarak Türkiye’nin çözmesi gereken en acil sorunlarından birinin de Apartman ve site yönetmenliği olduğunu düşünüyorum.
İleriki yazılarımda site, apartman ve magandalık yapan şahısların isimlerini vererek yaşanılan olayları belgeleri ile gündemde tutacağım.
Apartman ve site yaşam kültürü, ortak alan bilgisi, ortak ve çoğulcu karar bilinci oluşmuş, yasalara, yönetmenliklere uyan apartman ve site sakinlerini tenzih ederek araştırmalarımı okuyucularım ile paylaşıyorum.
Öncelikle site ve apartman yaşamının kuralları, kültürü bilgisi ve ona uygun yaşayan bilinç oluşmalı. Aramızda trafik kurallarını ihlal ederek “en pahalı, gösterişli araba benimse, yollar da öncelik benim” diyerek trafiğe çıkan magandalar cirit atıyor.
Apartman dairesi ve site yaşamında insanlar arasında bakıp görmez, duyup anlamaz, uyumsuz, huzursuz “hayaletler” çoğalıyor.
Bilgisiz, görgüsüz, kültür dokusu olmayan kullandıkları “demode” eşyaların kimsede olmadığını görünce kendilerini farkındalık yaratmış sanırlar. Başka kimselerin bunlara sahip olamayacağına inanırlar. Bu ruh halleri ile kendilerini dehlizlerine sultanı ilan ederler. Dehlizlerinden dışarı çıktıklarında çevrelerinin “Sultanlıklarına” biat etmelerini beklerler. Bunlar, eşya, mülk, makam… İle insan olunmayacağını kavrayamayacak kadar zekâ özürlülerdir.
“En iyi benim evim, benim katım, benim bahçem, benim evimin konumu…” diyerek sümüklü böcekler gibi varlıklarına yapışık yaşarlar.
Bunalar, en çok yalan söyleyenlerdir. İnsanları doğrucu olduklarına inandırmaya çalışırlar.
En çok dedi kodu yaparlar.
İnsanları hoşgörülü olduklarına inandırmaya çalışırlar… Konumuz özü itibarı ile eğitim alanını olduğu için: Bir öğretmen düşününüz ki, insani komşuluk ilişkilerini sürdüremiyor. Bu öğretmen insani değerlerden kopmuş hastalıklı ruh hali ile öğrenci - öğretmen ilişkisi sürdüre bilir?
Çalışmasını sadece maaş almaya dayandıran hangi meslek dalında başarı elde edilir?
Site yaşamını, ortak alan kavramını, kuralları, yasaları, kanunları… Algılayamayan beyin özürlüler insanlıktan çıkarlar. Bunlar, geri dönüşüm de işlenmeyecek kadar değersiz atıklardır.
Fitne, fesat, yalan ve stresten beslenen bu mahlûklar her ne kadar Mart kedileri gibi çığırarak gen uyumu olanlar ile birleşerek üremeye çalışsalar da insanın olduğu yerde yaşam alanları bulamazlar.
Kin, nefret, kibir, bencil, bana neci stres besinlerini alamayacakları ortamları sezdiklerinde huzur alanlarını provoke etmek için her fırsatta polis çağırarak topluma huzursuzluk, kamuya maddi- manevi zarar vermekten geri durmazlar.
Bu yaratıklar: “vurum, öldürürüm, sürerim…” çakal ulumaları ile bulanık hava yaratarak aslan artıklarından beslenmeye çalışırlar.
Bunlar; Kafatasında ki beyin oranı çok düşük olan ama buna rağmen ağzını kocaman açarak çığırtkan polemik yaparlar.
BU HASTA RUHLU İNSANLAR NEDEN ISLAH EDİLMİYOR?
Ülkemizin dört bir yanında apartman veya site içerisindeki maganda olaylarının haberleri bir birini izliyor.
Apartman ve site magandası, ruh hastaları tedavi altına alınıyor mu?
Gerekli polis müdahalesinden sonraki hukuki süreç hızlı işliyor mu?
İnsanların mal ve canını koruması gereken yasaların işleyişi ve denetimi neden zamanında sonuçlanmıyor?
Yalan, fitne, fesat ruhları ile insanlıktan çıkan ne idüğü belli olmayan yaratıklar insanlığın ve diğer canlıların yaşam alanları içerisinde pis kokularını ve salyalarını salarak kendilerine in alanları yaratmaları neden görmezden geliniyor?
Apartman ve site yaşamı içerisinde uyum sağlamayan, kanun tanımayan maganda sürüleri aynı zamanda devlet - millet için de tehlikeli olmuyorlar mı?
Polislerin asılsız çağırılar ile ilgili harcamalarını asılsız çağırı yapanlardan tahsil etse bir daha keyfi polis çağıran olur mu?
Apartman ve site’de sürekli uyumsuzluk ve huzursuzluk yaratanları apartman ve siteden atma kararları ve işleyişi uygulasın bakalım site holiganları sahneye çıkar mı?
Site, Apartman içinde “vurum, öldürürüm” diyerek tahrik ederek suratını insanların önüne sürüp acı parası almaya çalışan çakal ulumalarına yasalar ile hesap sorulsa çakallar inlerinden çıkabilecekler mi?
Sonuç olarak: Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları. (Goethe)
Hadi hayırlısı…
İleriki yazılarımda site, apartman ve magandalık yapan şahısların isimlerini vererek yaşanılan olayları belgeleri ile gündemde tutacağım.
Apartman ve site yaşam kültürü, ortak alan bilgisi, ortak ve çoğulcu karar bilinci oluşmuş, yasalara, yönetmenliklere uyan apartman ve site sakinlerini tenzih ederek araştırmalarımı okuyucularım ile paylaşıyorum.
Öncelikle site ve apartman yaşamının kuralları, kültürü bilgisi ve ona uygun yaşayan bilinç oluşmalı. Aramızda trafik kurallarını ihlal ederek “en pahalı, gösterişli araba benimse, yollar da öncelik benim” diyerek trafiğe çıkan magandalar cirit atıyor.
Apartman dairesi ve site yaşamında insanlar arasında bakıp görmez, duyup anlamaz, uyumsuz, huzursuz “hayaletler” çoğalıyor.
Bilgisiz, görgüsüz, kültür dokusu olmayan kullandıkları “demode” eşyaların kimsede olmadığını görünce kendilerini farkındalık yaratmış sanırlar. Başka kimselerin bunlara sahip olamayacağına inanırlar. Bu ruh halleri ile kendilerini dehlizlerine sultanı ilan ederler. Dehlizlerinden dışarı çıktıklarında çevrelerinin “Sultanlıklarına” biat etmelerini beklerler. Bunlar, eşya, mülk, makam… İle insan olunmayacağını kavrayamayacak kadar zekâ özürlülerdir.
“En iyi benim evim, benim katım, benim bahçem, benim evimin konumu…” diyerek sümüklü böcekler gibi varlıklarına yapışık yaşarlar.
Bunalar, en çok yalan söyleyenlerdir. İnsanları doğrucu olduklarına inandırmaya çalışırlar.
En çok dedi kodu yaparlar.
İnsanları hoşgörülü olduklarına inandırmaya çalışırlar… Konumuz özü itibarı ile eğitim alanını olduğu için: Bir öğretmen düşününüz ki, insani komşuluk ilişkilerini sürdüremiyor. Bu öğretmen insani değerlerden kopmuş hastalıklı ruh hali ile öğrenci - öğretmen ilişkisi sürdüre bilir?
Çalışmasını sadece maaş almaya dayandıran hangi meslek dalında başarı elde edilir?
Site yaşamını, ortak alan kavramını, kuralları, yasaları, kanunları… Algılayamayan beyin özürlüler insanlıktan çıkarlar. Bunlar, geri dönüşüm de işlenmeyecek kadar değersiz atıklardır.
Fitne, fesat, yalan ve stresten beslenen bu mahlûklar her ne kadar Mart kedileri gibi çığırarak gen uyumu olanlar ile birleşerek üremeye çalışsalar da insanın olduğu yerde yaşam alanları bulamazlar.
Kin, nefret, kibir, bencil, bana neci stres besinlerini alamayacakları ortamları sezdiklerinde huzur alanlarını provoke etmek için her fırsatta polis çağırarak topluma huzursuzluk, kamuya maddi- manevi zarar vermekten geri durmazlar.
Bu yaratıklar: “vurum, öldürürüm, sürerim…” çakal ulumaları ile bulanık hava yaratarak aslan artıklarından beslenmeye çalışırlar.
Bunlar; Kafatasında ki beyin oranı çok düşük olan ama buna rağmen ağzını kocaman açarak çığırtkan polemik yaparlar.
BU HASTA RUHLU İNSANLAR NEDEN ISLAH EDİLMİYOR?
Ülkemizin dört bir yanında apartman veya site içerisindeki maganda olaylarının haberleri bir birini izliyor.
Apartman ve site magandası, ruh hastaları tedavi altına alınıyor mu?
Gerekli polis müdahalesinden sonraki hukuki süreç hızlı işliyor mu?
İnsanların mal ve canını koruması gereken yasaların işleyişi ve denetimi neden zamanında sonuçlanmıyor?
Yalan, fitne, fesat ruhları ile insanlıktan çıkan ne idüğü belli olmayan yaratıklar insanlığın ve diğer canlıların yaşam alanları içerisinde pis kokularını ve salyalarını salarak kendilerine in alanları yaratmaları neden görmezden geliniyor?
Apartman ve site yaşamı içerisinde uyum sağlamayan, kanun tanımayan maganda sürüleri aynı zamanda devlet - millet için de tehlikeli olmuyorlar mı?
Polislerin asılsız çağırılar ile ilgili harcamalarını asılsız çağırı yapanlardan tahsil etse bir daha keyfi polis çağıran olur mu?
Apartman ve site’de sürekli uyumsuzluk ve huzursuzluk yaratanları apartman ve siteden atma kararları ve işleyişi uygulasın bakalım site holiganları sahneye çıkar mı?
Site, Apartman içinde “vurum, öldürürüm” diyerek tahrik ederek suratını insanların önüne sürüp acı parası almaya çalışan çakal ulumalarına yasalar ile hesap sorulsa çakallar inlerinden çıkabilecekler mi?
Sonuç olarak: Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları. (Goethe)
Hadi hayırlısı…
|