Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

Çakallar kan kokusuna uluyor

Türkiye' de ''köşe başlarını tutan“   bazı medya çevreleri savaş çığlıkları atıyor. Kanlı görüntüleri, yanmış, yıkılmış evleri, yan yana dizilmiş tabutları, feryatları, bölücü, ayrımcı söylemleri... Televizyon ekranlarına, gazete manşetlerine,  taşıyarak savaş çığlıkları atılıyor. Kanımız donuyor. En dramatik görüntüyü verenler en çok reyting alıyorlar. En pahalı reklâmlarını serperek haber fragmanlarının aralarına en yüksek pirimi topluyorlar. Toprağa düşen körpe kuzular, yok olan umutlar... Geride kalanlar... Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ocağa düşen ateşler; Anaları, Kardeşleri, Bacıları, Çocuklar, Eşleri... Yakıyor. Ateşin düştüğü can evlerindeki yangını kim söndürecek? Birçoğumuz 21 gün sonra unutup günlük yaşamımıza döneceğiz. Oğlumuzun düğününü yapıp, kızımızı gelin edeceğiz? Davul çaldırıp, halay tutup şenlik yapacağız... Asılı damatlıklar, dürülü gelinlikler, kilitli cehiz sandıkları ne olacak? Biz bayram günlerini çocuklarımıza sarılıp güle oynaya geçirirken genç fidanları toprağa vermiş bağrı yanık; Anaların, Kardeşlerin, Bacıların, Çocukların, Eşlerin acılarını ne kadar hissedeceğiz? Kor ateş evlerde yanmaya devam edecek. Geleceğimize, çocuklarımıza sahip çıkalım. Ateş düşen evlerde acı dinmeyecek. Bu evlerde doğan her çocuk konuşmaya başladığında duvarlarda dizili resimleri göstererek ''bu kim'' dediğinde bu soruları kim nasıl izah edecek? Savaş isteyenler o acıların yanında, yakınında olacak mı? Kürt evlerinin duvarlarında dizili resimler için çocuklara ''Türk askerleri öldürdü.'' Türk evlerinde duvarda dizili resimler için ''PKK - Kürtler öldürdü.'' Diyerek çocuklarımızın küçücük bedenlerine, melek ruhlarına, saf duygularına kin ve nefret mi yerleştireceğiz? ''Dayımı Kürtler öldürdü, ''Amcamı Türkler öldürdü'' bilgisini bilincine yerleştiren çocuk nasıl bir ruh hali ile büyüyecek. Bu „nefret ve kin'' yoğunluğu ile çocuklar Kürt-Türk kardeşliği sevgisi göstererek oyuncağını paylaşır mı? El ele tutarak oyun oynar mı? Böyle çocukluk geçiren gençlik bizi nasıl bir geleceğe taşır. Emperyalistlerin savaş oyunu boşa çıkaralım. Dün; Antep'te ezan okuyan imamı vuran, işgal güçleri bugün; Irak, Filistin, Libya'da camileri bombalamaya devam ediyorlar. Türkiye’de milli ve dini duyguları kullanarak bir birimize kırdırmak istiyorlar. Arena localarında savaş tüccarlar saf tuttular. Bir koyup beş almak için en gözde oyuncularını sahneye sürüyorlar. Televizyon ve gazetelerde söylemleri, yazıları ile savaş makineleri zebaniler sıra bekliyor. Et, kemik olmuş Anadolu halkını Orta Doğu batağına çekmeye çalışıyorlar. Efendilerine tekmil vermek için sabırsızlanan iş birlikçilerin onlarca kez denedikleri tilki oyunu bugün de tutmayacak. Bize düşen; Barış içinde, birlikte kardeşçe yaşam bağlarımızı güçlendirmek ve savaş tüccarlarının oyunlarını boşa çıkarmak. Binlerce yıllık kardeşlik bağlarımızı çözdürmeyiz. -Rizeli Dursun Siverekli Kürt Mehmet'in damadı. -Manisa'nın yeddi göbek yerlisi, Türkmen Bekir Efe, Muşlu Kürt kızı Hazal'ı kardeşine gelin aldı. -Malatyalı Ahmet Dede'nin oğlu Hasan Hüseyin Turgutlu'dan Hacı Mustafa'nın kızı Kübra ile baba evinde sahura kalkarak oruç tutmaya niyet edip, sabah eşi ve çocukları ile Nevşehir'e Hacıbektaş şenliklerine gittiler. Bu güzelliği, bu zenginliği, bu değerleri, bu coğrafyadan kim silmek istiyor? Bu birlik kimleri korkutuyor? Çakallar kan kokusuna uluyor. Dün; Antep, Urfa Adana, Maraş'a Fransızlar, İngilizler... Ne için geldiyse Bugün ‘de Antep, Urfa, Adana, Maraş'a onun için geldiler. Dün; Güle oynaya, Anadolu'yu din, milliyet, mezhep olarak bölmeye gelen işgal güçlerini topraklarımızdan Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Çerkez... Müslüman, Hıristiyan, Alevi, Sünnî Mehmetçikler söküp attı. Bugün: Bir olma, iri olma, diri olma günü Dün; Amerika 6. Filo ile Dolmabahçe'ye ne için gelmişse, bugün, İncirlik, Kürecik... Üstlerinde aynı emeller için var. Dün; Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Kahrolsun emperyalizm! Sloganları ile 6.Filonun askerlerini Türkiye gençliği Dolmabahçe'de denize döktü. Bugün, biz de: Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Kahrolsun emperyalizm! Diyoruz. Nazım Hikmet, Kurtuluş savaşı destanı: Ateşi ve ihaneti gördük. Dayandık, dayandık her yanda, dayandık İzmir'de, Aydın'da, Adana'da dayandık, dayandık, Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te. Son söz; Kan kokusuna uluyan çakallara yem olmayacağız. Bilsinler ki; Sütçü İmamlar, Karayılanlar, Seyit Onbaşılar, Kara Fatmalar, Kürt Ahmetler bu topraklardan silinmedi. Birlikte yasam; Emperyalizme, Ayrımcılığa, bölücülüğe, savaşa, işgale karşı birlikte yaşam. Bağımsız Türkiye diyoruz. Hadi hayırlısı...
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2012 - Perşembe
Ali GÜLTEKİN

Çakallar kan kokusuna uluyor

Türkiye' de ''köşe başlarını tutan“   bazı medya çevreleri savaş çığlıkları atıyor. Kanlı görüntüleri, yanmış, yıkılmış evleri, yan yana dizilmiş tabutları, feryatları, bölücü, ayrımcı söylemleri... Televizyon ekranlarına, gazete manşetlerine,  taşıyarak savaş çığlıkları atılıyor. Kanımız donuyor. En dramatik görüntüyü verenler en çok reyting alıyorlar. En pahalı reklâmlarını serperek haber fragmanlarının aralarına en yüksek pirimi topluyorlar. Toprağa düşen körpe kuzular, yok olan umutlar... Geride kalanlar...

Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Ocağa düşen ateşler; Anaları, Kardeşleri, Bacıları, Çocuklar, Eşleri... Yakıyor. Ateşin düştüğü can evlerindeki yangını kim söndürecek? Birçoğumuz 21 gün sonra unutup günlük yaşamımıza döneceğiz. Oğlumuzun düğününü yapıp, kızımızı gelin edeceğiz? Davul çaldırıp, halay tutup şenlik yapacağız... Asılı damatlıklar, dürülü gelinlikler, kilitli cehiz sandıkları ne olacak? Biz bayram günlerini çocuklarımıza sarılıp güle oynaya geçirirken genç fidanları toprağa vermiş bağrı yanık; Anaların, Kardeşlerin, Bacıların, Çocukların, Eşlerin acılarını ne kadar hissedeceğiz? Kor ateş evlerde yanmaya devam edecek.

Geleceğimize, çocuklarımıza sahip çıkalım.

Ateş düşen evlerde acı dinmeyecek. Bu evlerde doğan her çocuk konuşmaya başladığında duvarlarda dizili resimleri göstererek ''bu kim'' dediğinde bu soruları kim nasıl izah edecek? Savaş isteyenler o acıların yanında, yakınında olacak mı?

Kürt evlerinin duvarlarında dizili resimler için çocuklara ''Türk askerleri öldürdü.'' Türk evlerinde duvarda dizili resimler için ''PKK - Kürtler öldürdü.'' Diyerek çocuklarımızın küçücük bedenlerine, melek ruhlarına, saf duygularına kin ve nefret mi yerleştireceğiz?

''Dayımı Kürtler öldürdü, ''Amcamı Türkler öldürdü'' bilgisini bilincine yerleştiren çocuk nasıl bir ruh hali ile büyüyecek. Bu „nefret ve kin'' yoğunluğu ile çocuklar Kürt-Türk kardeşliği sevgisi göstererek oyuncağını paylaşır mı? El ele tutarak oyun oynar mı? Böyle çocukluk geçiren gençlik bizi nasıl bir geleceğe taşır.

Emperyalistlerin savaş oyunu boşa çıkaralım.

Dün; Antep'te ezan okuyan imamı vuran, işgal güçleri bugün; Irak, Filistin, Libya'da camileri bombalamaya devam ediyorlar. Türkiye’de milli ve dini duyguları kullanarak bir birimize kırdırmak istiyorlar. Arena localarında savaş tüccarlar saf tuttular. Bir koyup beş almak için en gözde oyuncularını sahneye sürüyorlar. Televizyon ve gazetelerde söylemleri, yazıları ile savaş makineleri zebaniler sıra bekliyor. Et, kemik olmuş Anadolu halkını Orta Doğu batağına çekmeye çalışıyorlar. Efendilerine tekmil vermek için sabırsızlanan iş birlikçilerin onlarca kez denedikleri tilki oyunu bugün de tutmayacak.

Bize düşen; Barış içinde, birlikte kardeşçe yaşam bağlarımızı güçlendirmek ve savaş tüccarlarının oyunlarını boşa çıkarmak.

Binlerce yıllık kardeşlik bağlarımızı çözdürmeyiz.

-Rizeli Dursun Siverekli Kürt Mehmet'in damadı.

-Manisa'nın yeddi göbek yerlisi, Türkmen Bekir Efe, Muşlu Kürt kızı Hazal'ı kardeşine gelin aldı.

-Malatyalı Ahmet Dede'nin oğlu Hasan Hüseyin Turgutlu'dan Hacı Mustafa'nın kızı Kübra ile baba evinde sahura kalkarak oruç tutmaya niyet edip, sabah eşi ve çocukları ile Nevşehir'e Hacıbektaş şenliklerine gittiler. Bu güzelliği, bu zenginliği, bu değerleri, bu coğrafyadan kim silmek istiyor? Bu birlik kimleri korkutuyor?

Çakallar kan kokusuna uluyor.

Dün; Antep, Urfa Adana, Maraş'a Fransızlar, İngilizler... Ne için geldiyse Bugün ‘de Antep, Urfa, Adana, Maraş'a onun için geldiler. Dün; Güle oynaya, Anadolu'yu din, milliyet, mezhep olarak bölmeye gelen işgal güçlerini topraklarımızdan Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Çerkez... Müslüman, Hıristiyan, Alevi, Sünnî Mehmetçikler söküp attı.

Bugün: Bir olma, iri olma, diri olma günü

Dün; Amerika 6. Filo ile Dolmabahçe'ye ne için gelmişse, bugün, İncirlik, Kürecik... Üstlerinde aynı emeller için var.

Dün; Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Kahrolsun emperyalizm! Sloganları ile 6.Filonun askerlerini Türkiye gençliği Dolmabahçe'de denize döktü.

Bugün, biz de: Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Kahrolsun emperyalizm! Diyoruz.

Nazım Hikmet, Kurtuluş savaşı destanı:
Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir'de, Aydın'da,
Adana'da dayandık,
dayandık, Urfa'da, Maraş'ta, Antep'te.
Son söz; Kan kokusuna uluyan çakallara yem olmayacağız. Bilsinler ki; Sütçü İmamlar, Karayılanlar, Seyit Onbaşılar, Kara Fatmalar, Kürt Ahmetler bu topraklardan silinmedi.
Birlikte yasam; Emperyalizme, Ayrımcılığa, bölücülüğe, savaşa, işgale karşı birlikte yaşam.
Bağımsız Türkiye diyoruz.
Hadi hayırlısı...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.