Bu çığlık bazen küçük bir çocuğun, bazen beş çocuklu annenin, bazen yedi çocuğuna bakan evin direği babanın, bazen Mürüvvetini görmek için gelinlik, damatlık giymiş gençlerin çığlığı olabiliyor. Duyarlı olanlar, çığlığı yüreğinde hissedenler, insan sevgisi olanlar çığlığa kulak verip, organlarımızı bağışlayarak ölümün kıyısından olanları çekip alabiliriz. Bunun için fazla sıfat yüklemeye gerek yok. İnsan olmak yetiyor.
Önce insan olmak gerek
Yazılı basın manşetlerinde, görsel medya ekranlarından Profesörler, Doktorlar, inanç kurumları yetkilileri yıllardır organ bağışı çağırısı yaparlar. Bunun için birçok konferanslar, oturumlar, seminerler, tanıtım reklamları yapıldı. Organ bağışında başarılı olamıyoruz.
Organ yetmezliğinden kayıp ettiklerimiz ile acılarımız büyüyor. Oysa organlarımızı bağışlayarak ölümün kıyısından canlarımızı çekip alabiliriz.
Nerede yanlış yapıyoruz?
Sadece çağırı yapmakla organ bağışında başarılı olamayız. Çağırı yapanlar önce halkın karşısına çıkarak kendi organlarını bağışlayıp öncülük etmeli.
Organını bağışla ki organımı bağışlayayım
-Kaç Sağlık Bakanımız oldu?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Bilim insanimiz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Başhekimimiz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Profesörümüz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Doçentimiz var?
Organlarını bağışlayan var mı?
-Kaç Doktorumuz var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
-Kaç Hemşiremiz var?
Organlarını bağışlayan var mı?
-Kaç sağlık memurumuz var?
Organını bağışlayanlar var mı?
-Kaç sağlık alnında çalışanımız var?
Organlarını bağışlayanlar var mı?
Bunlardan kaçı organını bağışladı?
Ahali kimi örnek alacak?
Biz kimi örnek göstereceğiz?
Hadi hayırlısı…