„Büyüklerimizden” küçük sözler.
Odunu bile aday göstersem milletvekili olur. Benim memurum işini bilir. Asmayalım da besleyelim mi. Bir defa anayasayı delmekle bir şey olmaz. Kurşunu atan ’da bizden, kurşun yiyende…
Irkçı söylemler?
Kürt ne bilir bayramı lık, lık içer ayranı. Çingene'ye beylik vermişler, önce babasını asmış. Rum karısı yatakta, Ermeni karısı mutfakta güzeldir. Gâvur dölü. Ermeni tohumu. Ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın yüzü... Uzar da uzar...
Irkçılık her yerde aynı çamur ile sıvanır.
İtalyan’ca, puzza come un Turco-Türk gibi pis kokmak. Yunan’ca, Εγινε Τούρκος από το θυμό του .Öfkesi onu Türk haline getirdi. Avusturya’da Es ist schon dunkel. Türken kommen. Hava çoktan karardı. Türkler geliyor. İspanyol’ca, biriyle ilgili küçük düşürücü bir yorum yapmak istediğinde "Turco" derler.
Sağlıklı yaşam sporunun soluğanları
Buradan ölünüz çıkar. Sahaya skoru kanla yazarız. Ölmeye, ölmeye geldik… Kırmızı... Siyah... Beyaz…
“Ata yadigârı” sözler.
Baltalar elimizde uzun ipler belimizde biz gideriz ormana. İlkokul’ da baltaları elimize verdiler, şimdi, orman yakma ve kesmenin önüne geçemiyorlar. Ağaç yaş iken eğilir. Şimdi, çocuk yaşta evliliklerin önüne geçemiyor, eğitim seviyesini yükseltemiyoruz. Yılanın başı küçükken ezilmeli. Ev’de ev beyler, okul ’da öğretmenler, Sokak’ta sistem, üniversitelerde kolluk kuvvetleri... “Ezin” kimse ayağa kalkmasın. Özgüvenimiz oluşmasın. Devlettin malı deniz, yemeyen keriz. Hortumcular buralardan gıdasını aldı, Halk olarak keriz olmak bize düşer mi? Bunun cevabını ben veremem.
Eğmeye, biçmeye, ezmeye, şekil verme, talan etmeye ne kadar hevesliyiz. Güvensizlik niye? Bırakalım; Ağaçlar, çocuklar, gençler kendi doğasında özgür büyüsün. Birlik, paylaşalım, kardeşlik yanlarımızı güçlendirelim.
Bize neler oluyor?
Müzikte; Kürtçe ağlatır, Arapça oynatır. Rumca neni söyletir, Lazca zıplatır. Türkçe efkâr dağıtır... Birlikte, oyandık, ağladık, güldük, paylaştık, zor günlerimizde bir birimize yaslandık. Bugün bize neler oluyor?
Geleneklerimize ne oldu?
Bir uçak yolculuğu sırasında İzmirli Hamza amcayı tanıdım.
Hamza amca: Babam evimizin önündeki üzüm asmasından ilk üzümü kesime başladığında ilk kesimi benden karşı komşumuz Abah amcalara gönderirdi. Yan komşumuz, Angelika ebe ayva reçeline bayıldığımı bilir bir kavanoz benim için yapardı. Üst komşumuz, Amre teyze künefe yaptığında kendi yemeden bize gönderirdi. İki ev solumuzda oturan Zehra ebe, her Cuma (perşembeyi cumaya bağlayan gece) akşamı pişirdiği yemekten bir tabak bizim eve yollardı.
Ben, Abah amcanın Ermeni, Angelika teyzenin Rum, Amre teyzenin Arap, Zehra Ana’nın Alevi olduğunu yıllar sonra öğrendim.
İnsan olmak?
İnsan olmak için; Abah amca, Zehra Ana, Angelika ebe, Amre teyze olmak gerekmez mi?
Hadi hayırlısı…
güvenilir bahis siteleri - deneme bonusu - canlı bahis - kaçak iddaa - casino siteleri -