Topağı bölüyoruz
Denizi bölüyoruz
Irmağı bölüyoruz
Ormanı bölüyoruz
Kim bu bölücüler? Biz! Biz kimiz? Bölücü istihkâmcılar. Yaylaları yayalıktan, köyleri köy olmaktan çıkarmadık mı? Bunları yapan bizler insanlıktan çıkmadık mı? Şehirlerimiz! Söylemeye ne hacet, yüksek bir tepeye çıkıp bakınca beton yığınları halinde dikilmiş binalar kimin yüreği acıtmıyor?
Vatanı bölmeye devam ediyoruz.
“Bu vatan, toprağın kara bağrında yatanlarındır...” şiiri gırtlağımızı yırtarcasına okurduk. Okuduk da ne oldu? Toprağın kara bağrında yatanlara gölge edecek ağaç bırakmıyoruz. Tören sonrası, arıtması olmayan fabrikamıza, orman açarak büyüttüğümüz tarlamıza, dereyi doldurarak yaptığımız evimize, sahili doldurarak yaptığımız otelimize, çöplerini ayrıştırmadığımız restoranımıza, araba konvoyları ile meclise giderek vatan topraklarını yok etmeye devam ediyoruz.
Canavarlaştık mı?
Sadece canavarlaşmak ile kalabilseydik. Canavarlar ihtiyacı kadarını yok ederek beslenirler. Biz, aç gözlülüğümüzden gelecek nesihlere varlık bırakma yalanı ile bugün ki egomuzu diri tutarak gelecek nesillerin yaşam alanlarını yok ediyoruz. Doğayı katlediyor, sonra kalkıp doğal felaket evimizi başımıza yıktı diyoruz. Bu vatanı yok etme uğruna harcadığımız çabanın % 2 sini vatan’ı korumak için harcamış olabilseydik…
Her şey Vatan için!
Vatan için, yabancı maden şirketlerinin kimyasal atık depoları oluyoruz
Vatan için, ormanları imara açıyoruz.
Vatan için, dere yataklarını dolduruyoruz.
Vatan için, Deniz sahillerini dolduruyoruz.
Vatan için, su yataklarını değiştiriyor, kurutuyoruz.
Vatan için, tepeleri taş ocaklarına çeviriyoruz
Vatan sağ olsun!
Vatan toprağı olmalı; ağaç, kuş, su, insan’a hayat verecek. Vatandaş olunmalı, Vatan kadri, kıymeti bilecek…
Çok mu zor?
İnsan olmamızın ayrıcalığını hissetmek, şehitlerin yattığı toprağı, doğanın bize sunduğu zenginliği korumak, adaletlice paylaşmak çok mu zor?
Şairin dilinden vicdanlara sesleniş…
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı…
Kurtara biliriz.
Henüz geç değil! Hala koruyabileceğimiz doğamız var. Bir adım öne çıkarak, kendimizi ve vatan sevgimizi test edelim.
Hadi hayırlısı…
Anasayfa
Yazarlar
Ali GÜLTEKİN
Yazı Detayı
Bu yazı 685+ kez okundu.
Kim demiş toprak bölünmez!
Topağı bölüyoruz
Denizi bölüyoruz
Irmağı bölüyoruz
Ormanı bölüyoruz
Kim bu bölücüler? Biz! Biz kimiz? Bölücü istihkâmcılar. Yaylaları yayalıktan, köyleri köy olmaktan çıkarmadık mı? Bunları yapan bizler insanlıktan çıkmadık mı? Şehirlerimiz! Söylemeye ne hacet, yüksek bir tepeye çıkıp bakınca beton yığınları halinde dikilmiş binalar kimin yüreği acıtmıyor?
Vatanı bölmeye devam ediyoruz.
“Bu vatan, toprağın kara bağrında yatanlarındır...” şiiri gırtlağımızı yırtarcasına okurduk. Okuduk da ne oldu? Toprağın kara bağrında yatanlara gölge edecek ağaç bırakmıyoruz. Tören sonrası, arıtması olmayan fabrikamıza, orman açarak büyüttüğümüz tarlamıza, dereyi doldurarak yaptığımız evimize, sahili doldurarak yaptığımız otelimize, çöplerini ayrıştırmadığımız restoranımıza, araba konvoyları ile meclise giderek vatan topraklarını yok etmeye devam ediyoruz.
Canavarlaştık mı?
Sadece canavarlaşmak ile kalabilseydik. Canavarlar ihtiyacı kadarını yok ederek beslenirler. Biz, aç gözlülüğümüzden gelecek nesihlere varlık bırakma yalanı ile bugün ki egomuzu diri tutarak gelecek nesillerin yaşam alanlarını yok ediyoruz. Doğayı katlediyor, sonra kalkıp doğal felaket evimizi başımıza yıktı diyoruz. Bu vatanı yok etme uğruna harcadığımız çabanın % 2 sini vatan’ı korumak için harcamış olabilseydik…
Her şey Vatan için!
Vatan için, yabancı maden şirketlerinin kimyasal atık depoları oluyoruz
Vatan için, ormanları imara açıyoruz.
Vatan için, dere yataklarını dolduruyoruz.
Vatan için, Deniz sahillerini dolduruyoruz.
Vatan için, su yataklarını değiştiriyor, kurutuyoruz.
Vatan için, tepeleri taş ocaklarına çeviriyoruz
Vatan sağ olsun!
Vatan toprağı olmalı; ağaç, kuş, su, insan’a hayat verecek. Vatandaş olunmalı, Vatan kadri, kıymeti bilecek…
Çok mu zor?
İnsan olmamızın ayrıcalığını hissetmek, şehitlerin yattığı toprağı, doğanın bize sunduğu zenginliği korumak, adaletlice paylaşmak çok mu zor?
Şairin dilinden vicdanlara sesleniş…
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı…
Kurtara biliriz.
Henüz geç değil! Hala koruyabileceğimiz doğamız var. Bir adım öne çıkarak, kendimizi ve vatan sevgimizi test edelim.
Hadi hayırlısı…
Ekleme
Tarihi: 22 Ocak 2013 - Salı
Kim demiş toprak bölünmez!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.