Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

MANİSA’DAN MARDİN’E EMPATİ KURALIM MI?

Manisa’da yaşayan, Doğu, Güney Doğu’ya hiç gitmemiş biri o bölgelerin insanlarını, yaşam koşullarını nasıl tanıyabilir? O coğrafyada cereyan eden olayların insan yaşamı üzerindeki etkisini nasıl anlaya bilir? O bölgenin insanlar ile hiç karşılaşıp sohbet etmeyenlerin o insanlar ile empatisi nasıl olur? Hatırlayan var mı? Bilen var mı? Ülkemizde, 1990’lı yıllarda annesinin kucağında yanan, yıkılan köyünden çıkan dumanlara bakarak çığlık çığlığa ayrılan “Osman bugün 25 yaşında.” Köyünden zorunlu ayrılan Osman hala o günlerin acısını gözleri dolarak anımsıyor. Mardin kırsalında çıkan çatışmada şehit olan Polis memuru Oğuz’un o zaman anne karnındaki 3 aylık olan kızı bugün 23 yaşında. Babasını resimlerden tanıyor. PEKİ, NE İÇİN? -Yıllardır sürdürülen çatışma ortamına harcanan milli servetimizi bilen var mı?  -Evlerine ateş düşenlerin acısını hisseden var mı?  -Eşsiz, evlatsız öksüz, kardeşsiz kalmanın ne olduğunu tadan var mı?  -Boşaltılan, yakılan, yıkılan köyler kimin? Ankara, İstanbul, İzmir’de patlayan bombalarda kaybettiklerimiz canlarımızdan kopan canlar değiller mi? Bu vatan toprakları içinde kardeşçe yaşam için birleşip bütünleşemez miyiz?  Bu olumsuzluklardan bir birimizi anlayarak kurtula biliriz. “Yalovalı aile” İstanbul Belediye otobüsüne yapılan terör saldırısında yanarak can veren “kızı Cemile’yi” unutamıyor. Osmaniyeli Şehit babası öksüz kalan torununa sarılarak, koklayarak, duvardaki şehit oğlunun resmine bakarak gözyaşlarını içine akıtıyor. Dargeçit’e askerler ile girdiği çatışmada öldürülen Kamber’in annesi hala Oğlu’nun son giydiği kanlı çorabını koklayarak yanında taşıyor. Peki bu cennet vatan içinde biz bu olayları neden yaşıyoruz?  NELER OLUYOR? -Ölümler devam etsin mi? -Çatışmalar devam etsin mi?  -Acılar devam etsin mi? -Anneler dul, evlatsız, çocuklar annesiz, babasız kalınması devam etsin mi? -Ön yargılar devam etsin mi? -Hala ülkemizin “doğusu batısı ayrışması” devam etsin mi?  NE YAPMALI? Bölge, ulus, inanç, mezhep ayrımcılığı yapılmadan sosyal siyasal haklardan herkes eşit şekilde yararlanmalı. Birlikte üreterek birlikte yönetmeliyiz. Birliğimizi, dirliğimizi insani değerlerimiz gereği güçlendirmeliyiz. Önyargılardan yola çıkarak ayrışmacı, aşağılayıcı dil kullanılmamalı, farklılıklarımıza hoşgörü ile yaklaşmalıyız.  MANİSA’DAN MARDİN - Mardin’de altı delik ayakkabısı su alarak yaşayan ailenin 11. Çocuğu Ahmet olmak ister misiniz?  -Mevsimlik işlerde çalışıp okula gidemeyen, geç başlayan Berivan olmak ister miydiniz? - Köyü boşaltıldığı için 1990 lı yıllarda göç ederek kasabada akrabasının evine yerleşen, 25 kişinin iki göz odada yaşadığı aile reysi Mahmut olmak ister miydiniz? - Gözaltında kayıp babasını bekleyen Narin olmak ister miydiniz? - Arif ağanın 3. Eşi olmak ister miydiniz? - Suyu olmayan köyde yaşamak ister miydiniz? -Toprağı olmayan köylü olmak ister miydiniz? - Muz, çilek yemeden, deniz görmeden, restaurant’da yemek yiyemeden, uçak yolculuğu yapamadan, yıldızlı otellerde konaklamadan… yaşamak ister misiniz?  MARDİN’DEN MANİSA  -Ahmet yeni bir ayakkabı giyinmedi. İkinci bir ayakkabısı hiç olmadı -Berivan mevsimlik işlerde çalıştığı için hiçbir zaman okuluna zamanında başlayamadı. -Mahmut evine elleri dolu alış veriş torbaları ile gelemedi. -Ayşe sevdiği ile evlenemedi. -Mardin de hala evindeki musluktan su akmayan köyler var. -Mardin’de hala toprağı olmayan köylü var. -Mardin’den Manisa televizyon dizilerindeki yaşam gibi görünüyor. SEVGİ BAĞLARI KURALIM -İnsani değerlerimizi koruyalım. -Kardeşlik hukukuna inanalım. -Ön Yargılarımızdan kurtularak, hoş görülü olalım. - Bu “cennet vatan” içinde barış içinde birlikte yaşayabiliriz.  -Televizyon, gazete haberleri ile değil, Doğu’ya Güney Doğu’ya giderek, şehirlerimizin kenar mahallelerinde yaşayan Doğu, Güney Doğu’lu insanlarımıza konuk olarak ile diyalog kurarak kendimiz tanıyalım. Hadi hayırlısı…  not: İsimler hayalidir
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2015 - Perşembe
Ali GÜLTEKİN

MANİSA’DAN MARDİN’E EMPATİ KURALIM MI?

Manisa’da yaşayan, Doğu, Güney Doğu’ya hiç gitmemiş biri o bölgelerin insanlarını, yaşam koşullarını nasıl tanıyabilir? O coğrafyada cereyan eden olayların insan yaşamı üzerindeki etkisini nasıl anlaya bilir? O bölgenin insanlar ile hiç karşılaşıp sohbet etmeyenlerin o insanlar ile empatisi nasıl olur? Hatırlayan var mı? Bilen var mı? Ülkemizde, 1990’lı yıllarda annesinin kucağında yanan, yıkılan köyünden çıkan dumanlara bakarak çığlık çığlığa ayrılan “Osman bugün 25 yaşında.” Köyünden zorunlu ayrılan Osman hala o günlerin acısını gözleri dolarak anımsıyor. Mardin kırsalında çıkan çatışmada şehit olan Polis memuru Oğuz’un o zaman anne karnındaki 3 aylık olan kızı bugün 23 yaşında. Babasını resimlerden tanıyor.


PEKİ, NE İÇİN?

-Yıllardır sürdürülen çatışma ortamına harcanan milli servetimizi bilen var mı? 

-Evlerine ateş düşenlerin acısını hisseden var mı? 

-Eşsiz, evlatsız öksüz, kardeşsiz kalmanın ne olduğunu tadan var mı? 

-Boşaltılan, yakılan, yıkılan köyler kimin? Ankara, İstanbul, İzmir’de patlayan bombalarda kaybettiklerimiz canlarımızdan kopan canlar değiller mi? Bu vatan toprakları içinde kardeşçe yaşam için birleşip bütünleşemez miyiz?

 Bu olumsuzluklardan bir birimizi anlayarak kurtula biliriz.

“Yalovalı aile” İstanbul Belediye otobüsüne yapılan terör saldırısında yanarak can veren “kızı Cemile’yi” unutamıyor. Osmaniyeli Şehit babası öksüz kalan torununa sarılarak, koklayarak, duvardaki şehit oğlunun resmine bakarak gözyaşlarını içine akıtıyor. Dargeçit’e askerler ile girdiği çatışmada öldürülen Kamber’in annesi hala Oğlu’nun son giydiği kanlı çorabını koklayarak yanında taşıyor. Peki bu cennet vatan içinde biz bu olayları neden yaşıyoruz? 


NELER OLUYOR?

-Ölümler devam etsin mi?

-Çatışmalar devam etsin mi? 

-Acılar devam etsin mi?

-Anneler dul, evlatsız, çocuklar annesiz, babasız kalınması devam etsin mi?

-Ön yargılar devam etsin mi?

-Hala ülkemizin “doğusu batısı ayrışması” devam etsin mi? 


NE YAPMALI?

Bölge, ulus, inanç, mezhep ayrımcılığı yapılmadan sosyal siyasal haklardan herkes eşit şekilde yararlanmalı. Birlikte üreterek birlikte yönetmeliyiz. Birliğimizi, dirliğimizi insani değerlerimiz gereği güçlendirmeliyiz. Önyargılardan yola çıkarak ayrışmacı, aşağılayıcı dil kullanılmamalı, farklılıklarımıza hoşgörü ile yaklaşmalıyız. 


MANİSA’DAN MARDİN

- Mardin’de altı delik ayakkabısı su alarak yaşayan ailenin 11. Çocuğu Ahmet olmak ister misiniz? 

-Mevsimlik işlerde çalışıp okula gidemeyen, geç başlayan Berivan olmak ister miydiniz?

- Köyü boşaltıldığı için 1990 lı yıllarda göç ederek kasabada akrabasının evine yerleşen, 25 kişinin iki göz odada yaşadığı aile reysi Mahmut olmak ister miydiniz?

- Gözaltında kayıp babasını bekleyen Narin olmak ister miydiniz?

- Arif ağanın 3. Eşi olmak ister miydiniz?

- Suyu olmayan köyde yaşamak ister miydiniz?

-Toprağı olmayan köylü olmak ister miydiniz?

- Muz, çilek yemeden, deniz görmeden, restaurant’da yemek yiyemeden, uçak yolculuğu yapamadan, yıldızlı otellerde konaklamadan… yaşamak ister misiniz? 


MARDİN’DEN MANİSA 

-Ahmet yeni bir ayakkabı giyinmedi. İkinci bir ayakkabısı hiç olmadı

-Berivan mevsimlik işlerde çalıştığı için hiçbir zaman okuluna zamanında başlayamadı.

-Mahmut evine elleri dolu alış veriş torbaları ile gelemedi.

-Ayşe sevdiği ile evlenemedi.

-Mardin de hala evindeki musluktan su akmayan köyler var.

-Mardin’de hala toprağı olmayan köylü var.

-Mardin’den Manisa televizyon dizilerindeki yaşam gibi görünüyor.


SEVGİ BAĞLARI KURALIM

-İnsani değerlerimizi koruyalım.

-Kardeşlik hukukuna inanalım.

-Ön Yargılarımızdan kurtularak, hoş görülü olalım.

- Bu “cennet vatan” içinde barış içinde birlikte yaşayabiliriz. 

-Televizyon, gazete haberleri ile değil, Doğu’ya Güney Doğu’ya giderek, şehirlerimizin kenar mahallelerinde yaşayan Doğu, Güney Doğu’lu insanlarımıza konuk olarak ile diyalog kurarak kendimiz tanıyalım.

Hadi hayırlısı… 

not: İsimler hayalidir

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.