HEMŞERİLİK!
Hemşerilik, aynı köy, kasaba, şehir coğrafyasında yaşayan en az iki kişinin başka bir kent, köy, kasaba, şehir ve ülke’de karşılaştıklarında, yaşadıklarında ortaya çıkan hitap biçimidir.
GÖÇ VE SOSYAL SORUMLULUK
Anadolu kırsalından 1950’lerden sonra ekonomik, 1980 sonrası siyasal koşullardan dolayı batılı kentlere göç başladı. Batı kentlerine göç edenler kendi imkânları ile yerleşim alanları kurdular. Anadolu’dan batıya tek tek göç edenler kent kenarlarına mahalleler oluşturdular. Bu süreçte yetkili kurumların denetimleri ve sosyal hizmetleri olmadığından insanlarda “sosyolojik sorun ,” şehirlerde çarpık kentleşme ortaya çıktı.
GETTOLARIN OLUŞUMU
Kentlere göç eden hemşeriler kendi gettolarını oluşturdular. Manisa’da, gayri resmi olarak “ göçmenler, Malatyalılar, Bitlisliler, dağlılar, Kürt…” mahalleri ismi ortaya çıktı. Kentle bütünleşmeyi kendi “geleneklerini” kaybetme olarak algıladılar. Oysa bu korkuya ne gerek var? Arguvan türkülerini, Bitlis yemeklerini, Elazığ halk oyunlarını, Konya pidesini yaşatma sorumluluğu Manisa’nın gettolarda yaşayanların görevi mi? Devlet, Kültür Bakanlığı, Şairler, Yazarlar, Sanatçılar, Tiyatrocular… kimin için varlar?
HEMŞERİ DERNEKLERİNE İHTİYAÇ MI?
Sosyal bir devlet içerisinde hemşeri dernekleri ihtiyaç olur mu? Parasız eğitim, sağlık, sosyal, kültürel hizmetler verildiğinde hemşeri derneklerine ihtiyaç kalır mı? Kent yöneticileri, Elazığ halk, oyunlarını, Erzincan el sanatlarını, Manisa’da öğretse, gösteri için getirse derneklere gerek kalır mı?
HEMŞERİ DERNEKLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞI
Hemşeri dernekleri, yaşadığı kent toplumundan soyut, sosyal bütünleşmeden uzak, kenti kendi sorunları ile sınırlayan bir algı değil mi? Yaşadığı kente ait olmama duygusu, sosyolojik bir sorun değil mi?
Şehir yaşamı ile bağlarını kurup, aktifleşerek öne çıkanların dernekleşme ihtiyaçlarını ortaya çıkaran iki ana neden üzerinden tanımlayabiliriz.
Birinci neden: Anadolu’dan batıya göç edenler kendine barınak ve iş bulandan hemen sonra akrabalarını, köylülerini yanlarına girdiler. Hemşerilerin çoğalması ile birlikte yerleştikleri kenar mahallere hizmet alma, işe yerleşme, çoğulcu nüfusları ile şehir yönetimine müdahil olama, siyasetle ilişki kurma ihtiyaçlarından dolayı dernekleştiler.
İkinci neden: Memleket yemekleri, folklorunu, türküleri, yaşam şekli, sosyal dayanışma geleneği… sürdürmek için.
HEMŞERİ ÜZERİNDEN SİYASİ RANT
Kenar mahallelerde oluşan gettolar içinde kent yaşamına uyum sağlayan, kent yönetimleri ve siyasi partiler içinde aktifleşen az sayıda kişi çoğunluk hemşerileri üzerinden “siyasi rant” elde etmiyorlar mı? Özellikle yerel ve parti içi seçimlerde hemşeri dernekleri partilerin gözdesi olmuyorlar mı? “ Benim… bu kadar oyum var” diyen partiler ile pazarlık yapan; dernek temsilcileri, inanç önderleri, aşiret liderleri çıkmıyor mu?
GELİŞMİŞ ÜLKELERİN HEMŞERİ DERNEKLERİ VAR MI?
Lyon’dan Paris’e göç eden Fransalı köylülerin Lyon derneğini neden kurmuyorlar? Berlinliler, Atinalılar, Parisliler derneğini duyanınız var mı?
Manisa’da Niğde’de şivesi ile konuşmayan çocuk okulda başarısız mı oldu? Altı köşe Elazığ şapkası taktınız da başınızdan mı düştü? Evimizde Malatya içli köftesi yaptınız Manisalı elimizden mi aldı?
Nedir gelenek?
Nedir kaybolma endişesi?
Nedir uyumdan korkusu?
Kendi sorunumuzu kentin sorunu, kentin sorununu kendi sorununuz bilerek, kente uyum sağlayarak birlikte yaşamak bilim insanlarının ortaya çıkardığı insani değer değil midir?
Hadi hayırlısı…