Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

O eski bayramlar!

Bu başlığı atma zamanım geldi mi? vakit erken mi? bunun için araştırma yapmaya gerek yok sanırım. Artık yaş kemale erdi. İki kelam etme hakkını elde ettiğimi düşünüyorum. O eski bayramlar İnsanların bayram algıları vardır. İnsanlar bu algılarını bir ömür taşırlar. Ben bayram öncesi yapılan mıntıka temizliğinin yarattığı havayı sürekli solurum. Evin, avlunun toprak zemine su serpiştirerek süpürüldükçe yayılan güzel toprak kokusunu unutamam. Bu hazırlıklar ile bayram havasına girilmesinin heycanını yaşardık. Yoksul evlerin bir köşesinde, etli yemekler, börekler, kaburga dolmaları falan dizilmezdi. En gözde yemeğimiz un kavurması, tavuk eti, patatesli iki saç arası odun ateşinde pişen kömbe olurdu. Baklava, börek Malatya’nın yoksul köylerine henüz ulaşmamıştı. Bayram tatlımız genelde dut pekmezi şırası ile tatlandırılmış un kavurması helva olurdu. Hediye paketleri ile hazırlanmış armağan almadık. Şehirden alınan bir çift ayakkabı veya bir tişört örme fileye torbalara konularak köylere, evlere taşınırdı. Bayramlarımızın, geleneklerimizin insani değerlerden koparak değiştiğigibi Köylünün bu çevreci yaşamını da naylon poşetler değiştirdi. Hayallerimiz büyük değildi. Bayram yerini, dönme dolapları ne de atlıkarıncaları bilirdik. Bilmediğimiz için öylesine hayallerimiz de olmadı. Harcama alanlarımız ve alışkanlıklarımızın olmamasından dolayı para bizim için çok şey ifade etmezdi. Biz birlikte olmayı, paylaşmayı severdik. Bizler "yoksulluklarımız" ile mutluyduk. Bizler, elimize yakılan kınaların yataklara bulaşmaması için sarılan bezden dışarı yayılan kına kokuları ile mutluyduk Bizler, Küçücük hediyelerimizi yastığımızın altına koyarak bayram sabahları onların heycanı ile uyanmaktan mutluyduk. Bizler, tahta, tel parçalarından yaratıcılığımız ile yaptığımız oyuncaklarımızla oynamaktan mutluyduk. Bizler, oyuncaklarımızı arkadaşlarımızla paylaşmaktan mutluyduk. Bizler, birlikte topladığımız bayram şekerlerini ortaya koyarak az ve çok toplayanı eşitleyerek paylaşmaktan mutluyduk. Bizler ,zengin, fakir diye bize ne verirler hesabı yapmadan büyüklerimizin ellerini, öperek hayır duası almaktan mutluyduk. Ayrımız gayrımız yoktu Aramızda yarış yoktu Aramızda rakabet yoktu Aramızda gösteriş yoktu Aramızda ayrılık yoktu Ne yağcılık bilirdik, ne de yalakalıkBizim; Büyüklerimize saygı gösterme küçüklerimize sevgi verme adabımız vardı. İnsanlığı var eden gelenekleri yaşatalım -Geliniz, gelişmeyi saygı, sevgiyi ortadan kaldırmak olalar algılamayalım. -Geliniz, Modernleşmeyi, çağdaşlığı geleneklerden kopma olarak algılamayım. -Geliniz, varlıklı olmayı farklılık olarak algılamayalım. -Geliniz sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı, hoşgörüyü güçlendirerek insani değerlerimizi güçlendirelim. -Geliniz, sesini duyarak iletişimden, gözlerine bakarak konuşmaktan, dokunarak sevmekten kopmayalım. -Geliniz bayramı özüne uygun yaşatalım. -Geliniz, insani değerlerimizden kopan her parçayıa karşı duyarsız kalarak insanlığı yok etmeyelim. Mesajlarla, sosyal medya aracılığı ile bayram kutlama yerine seslerimizi duyalım, gözlerimizin ışığını göreliö, dokunalım. Tüm İslam aleminin bayramını, insanlığın birlik, sevgi,özgürlük ve demokrasitemelinde kardeşçe yaşamasına vesile olmasını dileyerek kutlarım. Hadi hayırlısı...
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2013 - Pazartesi
Ali GÜLTEKİN

O eski bayramlar!

Bu başlığı atma zamanım geldi mi? vakit erken mi? bunun için araştırma yapmaya gerek yok sanırım. Artık yaş kemale erdi. İki kelam etme hakkını elde ettiğimi düşünüyorum.
O eski bayramlar
İnsanların bayram algıları vardır. İnsanlar bu algılarını bir ömür taşırlar. Ben bayram öncesi yapılan mıntıka temizliğinin yarattığı havayı sürekli solurum. Evin, avlunun toprak zemine su serpiştirerek süpürüldükçe yayılan güzel toprak kokusunu unutamam. Bu hazırlıklar ile bayram havasına girilmesinin heycanını yaşardık. Yoksul evlerin bir köşesinde, etli yemekler, börekler, kaburga dolmaları falan dizilmezdi. En gözde yemeğimiz un kavurması, tavuk eti, patatesli iki saç arası odun ateşinde pişen kömbe olurdu. Baklava, börek Malatya’nın yoksul köylerine henüz ulaşmamıştı. Bayram tatlımız genelde dut pekmezi şırası ile tatlandırılmış un kavurması helva olurdu. Hediye paketleri ile hazırlanmış armağan almadık. Şehirden alınan bir çift ayakkabı veya bir tişört örme fileye torbalara konularak köylere, evlere taşınırdı. Bayramlarımızın, geleneklerimizin insani değerlerden koparak değiştiğigibi Köylünün bu çevreci yaşamını da naylon poşetler değiştirdi.
Hayallerimiz büyük değildi.
Bayram yerini, dönme dolapları ne de atlıkarıncaları bilirdik. Bilmediğimiz için öylesine hayallerimiz de olmadı. Harcama alanlarımız ve alışkanlıklarımızın olmamasından dolayı para bizim için çok şey ifade etmezdi. Biz birlikte olmayı, paylaşmayı severdik.
Bizler "yoksulluklarımız" ile mutluyduk.
Bizler, elimize yakılan kınaların yataklara bulaşmaması için sarılan bezden dışarı yayılan kına kokuları ile mutluyduk
Bizler, Küçücük hediyelerimizi yastığımızın altına koyarak bayram sabahları onların heycanı ile uyanmaktan mutluyduk.
Bizler, tahta, tel parçalarından yaratıcılığımız ile yaptığımız oyuncaklarımızla oynamaktan mutluyduk.
Bizler, oyuncaklarımızı arkadaşlarımızla paylaşmaktan mutluyduk.
Bizler, birlikte topladığımız bayram şekerlerini ortaya koyarak az ve çok toplayanı eşitleyerek paylaşmaktan mutluyduk.
Bizler ,zengin, fakir diye bize ne verirler hesabı yapmadan büyüklerimizin ellerini, öperek hayır duası almaktan mutluyduk.
Ayrımız gayrımız yoktu
Aramızda yarış yoktu
Aramızda rakabet yoktu
Aramızda gösteriş yoktu
Aramızda ayrılık yoktu
Ne yağcılık bilirdik, ne de yalakalık
Bizim; Büyüklerimize saygı gösterme küçüklerimize sevgi verme adabımız vardı.
İnsanlığı var eden gelenekleri yaşatalım
-Geliniz, gelişmeyi saygı, sevgiyi ortadan kaldırmak olalar algılamayalım.
-Geliniz, Modernleşmeyi, çağdaşlığı geleneklerden kopma olarak algılamayım.
-Geliniz, varlıklı olmayı farklılık olarak algılamayalım.
-Geliniz sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı, hoşgörüyü güçlendirerek insani değerlerimizi güçlendirelim.
-Geliniz, sesini duyarak iletişimden, gözlerine bakarak konuşmaktan, dokunarak sevmekten kopmayalım.
-Geliniz bayramı özüne uygun yaşatalım.
-Geliniz, insani değerlerimizden kopan her parçayıa karşı duyarsız kalarak insanlığı yok etmeyelim.
Mesajlarla, sosyal medya aracılığı ile bayram kutlama yerine seslerimizi duyalım, gözlerimizin ışığını göreliö, dokunalım.
Tüm İslam aleminin bayramını, insanlığın birlik, sevgi,özgürlük ve demokrasitemelinde kardeşçe yaşamasına vesile olmasını dileyerek kutlarım.

Hadi hayırlısı...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.