Sevgili, aile, komşu hatırı, dost meclisi, spor taraftarlığı, oy verdiğimiz parti, inancımız, geleneğimiz, köy merası, mahalle raconu, trafikte yol önceliği ve kaza haklılığı, balık avında olta dolaşması, yürürken omuz atma dalaşması, köpek boğuşması, öküz vuruşması… için ilk söz “uğruna ölürüm” oluyor.
İnsanlar neden ölmemek için yaşamak, şiddet kullanmadan çözmek, kavga etmeden yasal hak arama… değerlerinden uzaklaştırılarak ölümlere sürükleniyorlar? Bu kirli,anlamsız manasız ölümler üzerinden daha zengin yaşam, daha sağlam saltanat sürenler mi var?
Elbette, uğruna ölünmesi gereken değerler var. Vatan bir başka ülke tarafından kuşatılmışsa her ülkenin bunu savunacak kurumları var. Kurumlar ihtiyaç duyduğunda hazır bekleyen insanları olur. Bu koşullarda vatan için ölüm şehitlik.
- Toplumsal sorunları çözülmüş halklar sosyal bir devlet yönetimi içinde yaşarlar. Eğitim, sağlık, barınma, iş, aş, insanca yaşam hakkı… devlet sorumluluğundadır. Toplumlar bu türden sorunlarını çözmek için devlet kurumu oluşturdular. Sosyal bir devlette işsiz, yoksul Anne veya baba “çocuklarıma bir ekmek alacak param yok” notunu cebine bırakarak kendini ağacın dalına, evinin tavanına asarak yaşamına son vermez.
- Sevgi, birlikte yaşama, arkadaşlık, evlilik vb. değerleri hala gelenek, töre… saçmalıklarına bağlı yürütülmesinde ısrar ederek bu ortamdaki ölümleri keyifle seyredenler var. Bu değerler insan hak ve özgürlükleri üzerinden yürütülmüş olsa sokak ortasında, çocuklarının gözleri önünde sevgililer, arkadaşlar, eşler bıçaklanıp, kurşunlanıp, yakılıp, kesilip, dövülüp… öldürülmez.
- Siyasi partiler ulus, din, mezhep değerlerimize dayalı, dini- milli duyguları üzerinden ayrıştıran siyaset yapmamalı. Bu temelde partiler kurmayıp evrensel insan haklarını temel alan siyaset yürütseler siyasal çatışmalar ve ölümler olmaz.
- Tarafsız yönetim, devlet içinde denetim, kanunların uygulaması, adalete güven olsa trafik kural ihlali ve kazası, köyde bahçe -tarla sınırı, mahallede gürültü kavgasını… vatandaş kendi yöntemi ile kavga ve ölümler ile çözmeye çalışmaz.
- İşçilerin, memurların sendikal hakları, siyasal ve inanç özgürlükleri, Sivil Toplum Kuruluşları, bireysel özgürlükler yasal haklar olarak teminat altına alınmış olsaydı; okul kantinde çıkan sağlıksız yemek, fabrikalarda ağır çalışma koşullarını, bireysel hak ihlalleri, inanç ve özgürlüklerini ifade edenler linç edilmeye kalkışılmaz. Güvenlik güçleri bunların can güvenliğini sağlar. Bir başka gurup ile çatışma ölümler olmaz.
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğunluğu Müslüman’dır. Bu ülkede Ermeni, Hıristiyan… inancında olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yaşarlar. İslam dini içerisinde Hanefi, Alevi ve Şafi mezhepleri var. Bunlar gerçeklerimiz eğitim müfredatımızda okutulup anlatılsa bir başka ulusa, inanca, mezhebe karşı düşmanlık gelişir mi? Devlet olanaklarından eşit şekilde yararlanılsa devlet değerleri millet bütünlüğü içinde korunmaz mı? Biri kendini diğerinden üstün ulus ve inanç, mezhep olarak görerek çatışma ve ölüm ortamına taşıyamaz.
- Spor aktiviteleri şampiyon olup, ünlüleri oynatıp para kazanıp zengin kulüpler yapılmasa, tilki oyunları ile yönetim seçilip taraftarın çile yönetimin temizlenmiş para çektiği yerler olmazdı. Spor sağlık için, kardeşlik maçları içinde yapılsa taraftarlar çatışma ve öldürme ruh haline sokulmazdılar.
Kısacası, ekonomik ve siyasal olarak bağımsız yönetimler, eğitimli, özgürlükçü toplumlar, her millet ve inancın içinde yer aldığı demokratik laik ülkeler ölümleri kutsayarak kedilere yavrularını yedirtmezler.
Ülkeler arası çıkan savaşlarda vatan savunması için bayrak elde barış için savaşa her vatansever kahramanca yürür. Bu savunmada ölüm şehitliktir. Bayrak şehidin son örtüsüdür. Bundan ötesi kendi geleceklerini garanti altına almak için sürdürdükleri kirli, karanlık, çıkar çevrelerince sürdürürüler ayrışma, çatışma, ölümler zalimlik ve zulümdür. İnsan olan her bireyin ülkesinde yaşayan insanlar ile rengine, milliyetine, ulusuna, diline, dinine bakmadan bu zulmün karşısında ülkesi için birleşmelidir.
ÖLÜMLERİ KUTSAMAYIN!
…Ölüme ortam yaratacak gelenek ve görenekleri kutsayanlar, ölümlerin meydana geleceği ortamları hazırlayanlar, dini, milli duyguları kullanarak kutsal değerler uğruna halkı galeyana getirenler, insanları ulus, renk, inanç olarak ayrıştıranlar, kendi saltanatları için yürüttükleri kirli siyaset içerisinde halkları düşmanlaştıranlar…
Ölümleri kutsamayınız!
Ölümleri kutsamayınız!
Ölümleri kutsamayınız!
Hadi hayırlısı…
Anasayfa
Yazarlar
Ali GÜLTEKİN
Yazı Detayı
Bu yazı 777+ kez okundu.
ÖLÜMÜ KUTSAMAK!
Sevgili, aile, komşu hatırı, dost meclisi, spor taraftarlığı, oy verdiğimiz parti, inancımız, geleneğimiz, köy merası, mahalle raconu, trafikte yol önceliği ve kaza haklılığı, balık avında olta dolaşması, yürürken omuz atma dalaşması, köpek boğuşması, öküz vuruşması… için ilk söz “uğruna ölürüm” oluyor.
İnsanlar neden ölmemek için yaşamak, şiddet kullanmadan çözmek, kavga etmeden yasal hak arama… değerlerinden uzaklaştırılarak ölümlere sürükleniyorlar? Bu kirli,anlamsız manasız ölümler üzerinden daha zengin yaşam, daha sağlam saltanat sürenler mi var?
Elbette, uğruna ölünmesi gereken değerler var. Vatan bir başka ülke tarafından kuşatılmışsa her ülkenin bunu savunacak kurumları var. Kurumlar ihtiyaç duyduğunda hazır bekleyen insanları olur. Bu koşullarda vatan için ölüm şehitlik.
- Toplumsal sorunları çözülmüş halklar sosyal bir devlet yönetimi içinde yaşarlar. Eğitim, sağlık, barınma, iş, aş, insanca yaşam hakkı… devlet sorumluluğundadır. Toplumlar bu türden sorunlarını çözmek için devlet kurumu oluşturdular. Sosyal bir devlette işsiz, yoksul Anne veya baba “çocuklarıma bir ekmek alacak param yok” notunu cebine bırakarak kendini ağacın dalına, evinin tavanına asarak yaşamına son vermez.
- Sevgi, birlikte yaşama, arkadaşlık, evlilik vb. değerleri hala gelenek, töre… saçmalıklarına bağlı yürütülmesinde ısrar ederek bu ortamdaki ölümleri keyifle seyredenler var. Bu değerler insan hak ve özgürlükleri üzerinden yürütülmüş olsa sokak ortasında, çocuklarının gözleri önünde sevgililer, arkadaşlar, eşler bıçaklanıp, kurşunlanıp, yakılıp, kesilip, dövülüp… öldürülmez.
- Siyasi partiler ulus, din, mezhep değerlerimize dayalı, dini- milli duyguları üzerinden ayrıştıran siyaset yapmamalı. Bu temelde partiler kurmayıp evrensel insan haklarını temel alan siyaset yürütseler siyasal çatışmalar ve ölümler olmaz.
- Tarafsız yönetim, devlet içinde denetim, kanunların uygulaması, adalete güven olsa trafik kural ihlali ve kazası, köyde bahçe -tarla sınırı, mahallede gürültü kavgasını… vatandaş kendi yöntemi ile kavga ve ölümler ile çözmeye çalışmaz.
- İşçilerin, memurların sendikal hakları, siyasal ve inanç özgürlükleri, Sivil Toplum Kuruluşları, bireysel özgürlükler yasal haklar olarak teminat altına alınmış olsaydı; okul kantinde çıkan sağlıksız yemek, fabrikalarda ağır çalışma koşullarını, bireysel hak ihlalleri, inanç ve özgürlüklerini ifade edenler linç edilmeye kalkışılmaz. Güvenlik güçleri bunların can güvenliğini sağlar. Bir başka gurup ile çatışma ölümler olmaz.
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çoğunluğu Müslüman’dır. Bu ülkede Ermeni, Hıristiyan… inancında olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yaşarlar. İslam dini içerisinde Hanefi, Alevi ve Şafi mezhepleri var. Bunlar gerçeklerimiz eğitim müfredatımızda okutulup anlatılsa bir başka ulusa, inanca, mezhebe karşı düşmanlık gelişir mi? Devlet olanaklarından eşit şekilde yararlanılsa devlet değerleri millet bütünlüğü içinde korunmaz mı? Biri kendini diğerinden üstün ulus ve inanç, mezhep olarak görerek çatışma ve ölüm ortamına taşıyamaz.
- Spor aktiviteleri şampiyon olup, ünlüleri oynatıp para kazanıp zengin kulüpler yapılmasa, tilki oyunları ile yönetim seçilip taraftarın çile yönetimin temizlenmiş para çektiği yerler olmazdı. Spor sağlık için, kardeşlik maçları içinde yapılsa taraftarlar çatışma ve öldürme ruh haline sokulmazdılar.
Kısacası, ekonomik ve siyasal olarak bağımsız yönetimler, eğitimli, özgürlükçü toplumlar, her millet ve inancın içinde yer aldığı demokratik laik ülkeler ölümleri kutsayarak kedilere yavrularını yedirtmezler.
Ülkeler arası çıkan savaşlarda vatan savunması için bayrak elde barış için savaşa her vatansever kahramanca yürür. Bu savunmada ölüm şehitliktir. Bayrak şehidin son örtüsüdür. Bundan ötesi kendi geleceklerini garanti altına almak için sürdürdükleri kirli, karanlık, çıkar çevrelerince sürdürürüler ayrışma, çatışma, ölümler zalimlik ve zulümdür. İnsan olan her bireyin ülkesinde yaşayan insanlar ile rengine, milliyetine, ulusuna, diline, dinine bakmadan bu zulmün karşısında ülkesi için birleşmelidir.
ÖLÜMLERİ KUTSAMAYIN!
…Ölüme ortam yaratacak gelenek ve görenekleri kutsayanlar, ölümlerin meydana geleceği ortamları hazırlayanlar, dini, milli duyguları kullanarak kutsal değerler uğruna halkı galeyana getirenler, insanları ulus, renk, inanç olarak ayrıştıranlar, kendi saltanatları için yürüttükleri kirli siyaset içerisinde halkları düşmanlaştıranlar…
Ölümleri kutsamayınız!
Ölümleri kutsamayınız!
Ölümleri kutsamayınız!
Hadi hayırlısı…
Ekleme
Tarihi: 18 Ağustos 2016 - Perşembe
ÖLÜMÜ KUTSAMAK!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.