Seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütükleri hakkında kanun:
MADDE 1 - (Değişik: 3270 - 28.3.1986) Özel kanunlarına göre yapılacak milletvekili, il genel meclisi üyeliği, belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği, muhtarlık, ihtiyar meclisi üyeliği, ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde ve Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulmasında bu Kanun hükümleri uygulanır.
SEÇİM ESASLARI
MADDE 2 - Seçimler, serbest, eşit, tek dereceli genel oy esaslarına göre yapılır. Seçmen oyunu kendisi kullanır. Oy gizli verilir. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması açık olarak yapılır.
SEÇİM ÇEVRESİ
MADDE 3 - Özel kanunlarındaki çevre ayırmaları saklı kalmak şartıyla, seçimlerde her il bir seçim çevresidir.
SEÇİM BÖLGESİ
MADDE 4 - Seçimlerde, her muhtarlık, bir seçim bölgesidir.
SANDIK BÖLGESİ
MADDE 5 - (Değişik: 2234 - 17.5.1979) Seçimlerde, her seçim bölgesi gerektiği kadar sandık bölgesine ayrılır.
(Değişik 2. fıkra: 3959 - 28.12.1993) Bir sandık bölgesi esas itibariyle köylerde (200), kasaba ve şehirlerde (150) seçmeni kapsar. Birden çok mahalle veya semt gibi toplu yerleşim birimlerinden oluşan muhtarlıklar, her birinde yukarıdaki seçmen sayılarının varlığı aranmaksızın, mesafe durumu ve ulaşım güçlükleri dikkate alınarak, gereken sayıda sandık bölgesine ayrılabilir.
(...) (Madde 5 in 3. fıkrası, 28 Aralık 1993 tarih ve 3959 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır) (*)
(*) 28 Aralık 1993 tarih ve 3959 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi hükmü gereğince ilk genel yerel seçimlerde uygulanmaz.
SEÇMEN
MADDE 6 - (Değişik: 4125 - 27.10.1995) Ons ekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
OY KULLANAMIYACAK OLANLAR
MADDE 7 - Aşağıda yazılı olanlar oy kullanamazlar: 1. Silâhaltında bulunan erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Her ne sebeple olursa olsun, izinli bulunanlar da bu hükme tabidir),
2. Askerî öğrenciler.
3. (Ek: 2839 - 10.6.1983) (Değişik: 4125 - 27.10.1995) Ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanlar.
SEÇMEN OLMIYANLAR
MADDE 8 - Aşağıdaki kimseler seçmen olamazlar: 1. Kısıtlı olanlar,
2. Kamu hizmetinden yasaklı olanlar.
*alıntı:http://www.anayasa.gen.tr/298sk.htm
VATANDAŞ OLMA!
Birey vatandaş olma sorumlulukları konusunda duyarlılık gösterdiği zaman insani değerlerine sahip çıkmış olur. İnsanlar beden veya beyin gücü ile kendi yaşamlarını sürdürmek için çalışırlar. Kazanımlarının bir bölümünü vergi olarak devlete verirler. Beyin gücü ile çalışanlar beden gücü ile çalışanlara iş alanları açarlar. İşveren olarak adlandırılan bu kesimler beden gücü ile çalışanlarda olduğu gibi beyin gücü ile çalışarak kazanımlarının bir kısmını vergi olarak öderler.
SOSYAL SORUMLULUK
Sanat, bilim, spor, kültür, çevre… alanında çalışma, bilimsel çalışmayı birey kendi sosyal sorumluluğu gereği yürütüyor veya geçimini buradan sağlıyor olabilir. Bu alanda çalışmalar bir ülke için sanayi, tarım, hayvancılık gelirlerinden daha güçlü bir değer yaratır.
Ülkede yürütülen bireysel ve toplumsal çalışmaların harmanlanması, paylaşılması, birleştirilerek güçlenilmesi, bir birinden öğrenerek gelişmesi için kurumlar oluşur. Devlet organların bu kurumlar ile ortaya çıkar. Çevre, Kültür, Sanayi, Sağlık, Eğitim… Bakanlıkları devletin organlarıdır.Devlet bu kurumların topluluğudur.
Çağa uygun olarak bu kurumların çalışmaları, uygulamaları, yönetim şekli… değişikliklere ihtiyaç duyar. Bazı değişimlerde halk oylamasına gerek duyulur. Seçimler ile gelerek devleti yönetme hakkına sahip olan hükümet partisi ve muhalefet partileri mecliste sonuç alamadıkları değişiklikleri halk oylamasına götürürler.
Her birey kendi bilgisi, deneyimi, yeteneği ile bu çalışmanın her alanında insani sorumluluğu ile görev almalı. Seçimlere katılarak oyunu kullanmalı. Oy sonrası sandık sayımı ve Yüksek Seçim Kuruluna teslim edilene kadar takipçisi olmalı. Oy sayımı sonrası kendi düşüncesi karşıtı bir sonuç çıkmış olsa da çıkan sonuçları demokrasinin gereği olarak kabul etmeli.
SONUÇ OLARAK
Referandum süreci içinde seçim meydanlarında, gazete manşetlerinde, televizyon ekranlarında ayrıştırmacı, kutuplaştırıcı, aşağılayıcı, “anayasayı delen” …söylemleri burada kullanmak istemiyorum. Türkiye 2017 Referandum seçim sürecinden ders çıkarmalı. Referandum sürecinde ayrışma, kamplaşma, din, mezhep, ulus üzerinden yürütülen “çağ dışı” kampanya yerine medeni bir kampanya yürütmeli. Türkiye seçim meydanlarını “savaş meydanlarına dönüştürme” alışkanlıklarını terk etmeli. Bu “enkaz” kaldırılmadığında yüreklere işleyen söylemlerin acıları zor geçer. Bedenlerde oluşan yaralar zor iyileşir. İyileşmediğinde ne olur? Geride: Duygusuz, duyarsız, yatalak hasta “yaşayan ölüler” veya “ruh hastası” olarak ne yaptığını bilmez yığınlar kalır.
Kendi insani değerlerine sahip çıkan her birey vatandaş olma hakkına sahiptir. Her vatandaş kendi insani değeri gereği oyunu kullanmalı, sandıklar açılana kadar kullandığı oyun takipçisi olmalı. Sandıklar açıldığında sonuçlara saygı göstererek yaşamını sürdürmelidir. Oy kullanmamak insani değerini yok ederek yaşam damarlarından birini koparıp atmasıdır.
Ayrıştıran, kutuplaştıran, duyarsızlaştıran, insanlıktan çıkaran oyuna gelmeden oyunu kullan.
Hadi hayırlısı…