TC. Sembollü, sürüp gelen vatan, millet bayrak tartışmalarının içine çekildi. Az gelişmiş ülkelerde; ürün üzerine dini, millî semboller konularak ticaret, ulus ve inanç üzerinden söylemler ile politika yapılır. Bu değerler üzerinden ayrışmalar körüklenir. Bireyler kendi görevini, topluluklar kendi sorumluluklarını, ülkeler kendi dinamik gücünü ortaya koyamadığında vatan, ulus ve bayrak öne çıkartarak üzerinde fırtınalar koparılır.
Neden! Kutsal değerler kullanılıyor?
Ürün üzerine; Öz Türk, Hakiki Türk, Tam Türk yazarak ve bu türden semboller koyarak ticaret yapanlara soralım:
Sahte Türk var mı?
Yarım Türk var mı?
Üvey Türk var mı?
Ürünlere % 100 helal yazanlara, dini, milli semboller koyanlara soralım: Ürünlerin karışımlarını, üretim ve son kullanma tarihini doğru yazmak, yasal zorunluluk ve ticari ahlak değil mi?
Helalin % 70’i, 80’i var mı?
Ya helal, ya haram olmaz mı?
Ticareti, inancı ve vatandaşlık sorumluluklarını kendi kuralları içinde yapmak gerekmez mi?
Bayrak nerede dalgalanmalı?
Dünya’nın hiçbir yerinde olmadığı kadar ülkemizin sınırları içinde daha büyük, daha yüksek bayrak asma yarışına girdik. Bir ulus için sembolü olan Bayrak elbette çok değerli ve kutsaldır. Resmi dairelerde, millî günlerde, uluslararası temsilciliklerde, uluslararası kazanılan yarışmalarda göklere çekilir. Savaşlarda kazanılan mevzilere dikilir. Şehitlerin üzerine örtülür.
Bayrağı bu alanlardan kopararak; Başarısızlıkları örtme, çıkarları koruma amaçlı kullanıldığında ulusların üzerinde görkemle dalgalanır mı?
Neden korkuyoruz?
Çok büyük bayrak açmakla vatansever, çok ibadet yeri inşa etmekle inançlı, her yere ulusal önderlerin büstünü yapmak, resmi asmakla ulusa bağlılık, kazak üzerine atkı atarak entel, gazetelerde yazma, televizyonlarda konuşmakla aydın, birilerinin işareti ile atanarak siyasetçi olunmuyor.
Bulunduğumuz yerden geriye bakarak değil, durduğumuz yerden ileriye bakmalıyız. Beraberce hedef belirleyip, birlikte başarıp, eşit paylaşım ve birlikte yaşamın üzerinde bayrak coşku ile dalgalanır.
Sorumluluk!
İşimizde itina, mesleğimizde başarı, sorumluluk alanlarımızda görevlerimizi, yönetim kademelerinde kendi yeteneksizliklerimizi görmezden gelerek başarısızlığımızı, beceriksizliğimizi, bilgisizliğimizi, ilgisizliğimizi, kendi çıkarlarımızı milli, dini söylemler ile gizleyemeyiz. Bayrağımızın bir tarafından çekiştirerek bunların üzerini örtemeyiz...
Duyarlılık!
Bu güzel ülkenin dağının yamaçlarında açan küçük bir kır çiçeğini değerli bulup paylaşmayanlar; Dünya görüşü, ulus, inanç olarak ayrışıyorlarsa öz güven yetersizliğinin, bilgisizliğin, beceriksizlik ve çaresizlik içindeki zavallıca yaşamlarındandır.
Her birey bir ulusun vatandaşıdır. Ortak özelliğimiz önce insanız…
Her bireyin bir inancı vardır. Ortak özelliğimiz önce insanız…
Hadi hayırlısı…
Anasayfa
Yazarlar
Ali GÜLTEKİN
Yazı Detayı
Bu yazı 1003+ kez okundu.
TC. Algısı
TC. Sembollü, sürüp gelen vatan, millet bayrak tartışmalarının içine çekildi. Az gelişmiş ülkelerde; ürün üzerine dini, millî semboller konularak ticaret, ulus ve inanç üzerinden söylemler ile politika yapılır. Bu değerler üzerinden ayrışmalar körüklenir. Bireyler kendi görevini, topluluklar kendi sorumluluklarını, ülkeler kendi dinamik gücünü ortaya koyamadığında vatan, ulus ve bayrak öne çıkartarak üzerinde fırtınalar koparılır.
Neden! Kutsal değerler kullanılıyor?
Ürün üzerine; Öz Türk, Hakiki Türk, Tam Türk yazarak ve bu türden semboller koyarak ticaret yapanlara soralım:
Sahte Türk var mı?
Yarım Türk var mı?
Üvey Türk var mı?
Ürünlere % 100 helal yazanlara, dini, milli semboller koyanlara soralım: Ürünlerin karışımlarını, üretim ve son kullanma tarihini doğru yazmak, yasal zorunluluk ve ticari ahlak değil mi?
Helalin % 70’i, 80’i var mı?
Ya helal, ya haram olmaz mı?
Ticareti, inancı ve vatandaşlık sorumluluklarını kendi kuralları içinde yapmak gerekmez mi?
Bayrak nerede dalgalanmalı?
Dünya’nın hiçbir yerinde olmadığı kadar ülkemizin sınırları içinde daha büyük, daha yüksek bayrak asma yarışına girdik. Bir ulus için sembolü olan Bayrak elbette çok değerli ve kutsaldır. Resmi dairelerde, millî günlerde, uluslararası temsilciliklerde, uluslararası kazanılan yarışmalarda göklere çekilir. Savaşlarda kazanılan mevzilere dikilir. Şehitlerin üzerine örtülür.
Bayrağı bu alanlardan kopararak; Başarısızlıkları örtme, çıkarları koruma amaçlı kullanıldığında ulusların üzerinde görkemle dalgalanır mı?
Neden korkuyoruz?
Çok büyük bayrak açmakla vatansever, çok ibadet yeri inşa etmekle inançlı, her yere ulusal önderlerin büstünü yapmak, resmi asmakla ulusa bağlılık, kazak üzerine atkı atarak entel, gazetelerde yazma, televizyonlarda konuşmakla aydın, birilerinin işareti ile atanarak siyasetçi olunmuyor.
Bulunduğumuz yerden geriye bakarak değil, durduğumuz yerden ileriye bakmalıyız. Beraberce hedef belirleyip, birlikte başarıp, eşit paylaşım ve birlikte yaşamın üzerinde bayrak coşku ile dalgalanır.
Sorumluluk!
İşimizde itina, mesleğimizde başarı, sorumluluk alanlarımızda görevlerimizi, yönetim kademelerinde kendi yeteneksizliklerimizi görmezden gelerek başarısızlığımızı, beceriksizliğimizi, bilgisizliğimizi, ilgisizliğimizi, kendi çıkarlarımızı milli, dini söylemler ile gizleyemeyiz. Bayrağımızın bir tarafından çekiştirerek bunların üzerini örtemeyiz...
Duyarlılık!
Bu güzel ülkenin dağının yamaçlarında açan küçük bir kır çiçeğini değerli bulup paylaşmayanlar; Dünya görüşü, ulus, inanç olarak ayrışıyorlarsa öz güven yetersizliğinin, bilgisizliğin, beceriksizlik ve çaresizlik içindeki zavallıca yaşamlarındandır.
Her birey bir ulusun vatandaşıdır. Ortak özelliğimiz önce insanız…
Her bireyin bir inancı vardır. Ortak özelliğimiz önce insanız…
Hadi hayırlısı…
Ekleme
Tarihi: 15 Nisan 2013 - Pazartesi
TC. Algısı
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.