Çok fazla anlam yüklemeyin dünyaya!
Çünkü;
Yarısı şükür, yarısı sabır yaşadıklarımızın...
Yarısı teselli, yarısı kahır...
Yarısı kahkaha, yarısı gözyaşı...
Yarısı sahte, yarısı gerçek...
Yarısı yanılgı, yarısı inanç...
Yarısı vazgeçmişlik, yarısı kararlılık...
Yarısı ciddiyet, yarısı boş vermişlik...
Kimseyi de bilip bilmeden yargılamayın efendim! Herkesin derdi kendine ağır. Yaşadıkları kendine münhasır.
Anlatmak ve anlaşılmak için de fazla yormayın kendinizi ve zorlamayın.
Seveni sayın, sayanı da bağrınıza basın...
İnsanların yarısı samimiyetsiz, diğer yarısı ise henüz ağır sınavlarla tanışmadı bu dünyada.
Yanlış alınan her karar doğru hamlelerin engelidir. Denediysen ve olmadıysa, çabaladıysan ve başaramadıysan eğer, eline bir kova alıp serptiysen yangın yerine belki söner diye, bir güneşi kucaklayıp koyabildiysen karanlığının çaprazına, uğruna mücadele ettiysen her şeyi en makul hale getirebilmek için ve olmadıysa yine de çok da üzülme! Yorgunluğu güzeldir çünkü; ‘'İçim rahat" diyebilmenin.
Dünya hali işte! İnsan, bu dünyada ne başkalarını ne de kendini memnun etmek istese de edemez. Şartların sürekli değiştiği bir yaşam ve sürekli evrilen canlılar olduğumuzdan ötürüdür ki; artık memnuniyet ve mutlu olma sebeplerimiz de değişti ve değişmeye devam ediyor. En iyisi mi? Her şeye; "Olduğu kadar" diyerek, kendine de yüklenmeden, başkalarını da yargılamadan kabul etmek gerek yaşanılan, karşılaşılan her durumu. Her şeye isyan ve itiraz, bilhassa mutsuzluğu getirir. Haksızlık karşısında elbette herkes hakkını savunsun ancak, değişmeyecek şeyler için çok da yormamak gerek diyerek... kabullenebileceğiniz güzel bir dünyada, çok mutlu yaşam dileklerimle.