Aslında süslü cümlelere, duygu sömürüsüne, manipülasyona ve edebiyata ihtiyaç yok sevgili "Kadınlar"
Biliyoruz ki pek çok kültürler, biz kadınları bedenlerimizi, üreme haklarımızı, mutluluğumuzu, yaşama sevincimizi, hatta kız çocuklarımızı, ellerinden geldiği kadar baskı altında tutuyorlar. Ne yazık ki bizim ülkemizde de kadınlar ya istismar ediliyor ya kontrol ediliyor, ortası yok maalesef! Bu paradigmayı nasıl değiştireceğiz? Yeni bir akıma mı ihtiyacımız var? "Yenilmez kadın, kadının gücü" gibi günü kurtaran sıfatlar yerine, kalıcı bir şeyleri hayata geçirmeliyiz asasında. Asıl mesele kadınların mutsuz olması. "Yenilmez kadın ya da güçlü kadın" gibi söylemler kime göre ya da neye göre gerçek?
Belki de bu misyonları yüklemek, sorumluluklardan kaçmak için, gereksiz yere kadınlara yüklenen, bilerek oluşturulan bir algı yöntemi mi acaba?
Bana göre; bu söylemlere maruz kalan kadınlar naiftir, alçak gönüllüdür, manipüle edilmeye ihtiyaç duymaz. Dokunduğu her şeyi iyileştirme, güçlendirme yeteneğine sahiptir. Bu kadınların kontrol edilmesi ve baskı altına alınması gerekmez. Tabii bu da erkek egemen toplumların işine gelmez. Kadın, yaşamı anlamlı kılmak için duygularını, fedakârlığını ve farkındalığını kullanır.....
Başka çerçevede düşünen erkeklere, farkındalığı yüksek olan bu kadınlar hiç cazip gelmez. Kadın böyle olduğunda hem kalbiyle hem beyniyle oldukça uyumludur. Kendi hakikatinde yaşayarak dünyada yeni bir yön tanımlamaya çalışır... 'eğer fırsat verilirse!' Eğer fırsat verilirse mi? Ne saçma bir cümle oldu değil mi? Hak verilmez alınır, fırsatları da kendimiz yaratırız. Çünkü her insan, cinsiyet gözetmeksizin eşit yaratılmıştır.
Yeter ki kendimize güven duyalım, sevgili kadınlar! Hal böyle olursa aşamayacağımız hiçbir engel yoktur, bundan emin olalım.
Sevgi ve saygı ile kalın.