Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

CORONA VİRÜSÜN ELİNDE SİHİRLİ BİR SOPA MI VARDI?

Corona Virüs bir geldi, pir geldi! Gelirken de hayata dair her şeyi değiştirme niyetli mi geldi? Hiç sevmedik değil mi? Bu illet virüsü? "Nasıl olur? Nasıl severiz ki bu düşman virüsü? Ben hiçte kötü bir düşman gibi görmüyorum açıkçası bu virüsü. İnsanları hizaya sokmak için çok güzel oynuyor, üstlendiği bu soğuk yapıda ki rolünü. Ne kadar çok şikayet ederdi insanlar her halinden. İşinden,gücünden,maddiyattan,ailesinden,eşinden,dostundan,sevdiğinden,çoluğundan çocuğundan....Ne çok şikayet eden insanlar duyuyorduk son zamanlarda! Şimdilerde en çok duyduğumuz söylemler: "Daha önce ne kadar da mutluyduk. Her şey ne kadar da güzeldi. Keşke her şey eskisi gibi olsa." NE DEĞİŞTİ DE BU KANIYA VARDIK? Tabii ki elinde sihirli bir sopayla; her şeyi, tüm bakış açımızı değiştirmek için gelen bu virüs; bize başka pencereler açmaya başladı, farkındalık uyandırdı ve hayata bakış açımız değişti. Bugüne kadar edindiğimiz, değiştiremediğimiz birçok paradoksu, kendi küçük ama etkisi çok büyük olan bir virüs sayesinde değiştirmeye başladık. Dünyayı, hayatı yaşanmaz hale getiren insanlara bu bir uyarı mıydı? Biz bu uyarıyı fark edebiliyor muyuz? Hayatımızda neleri revize ermemiz gerekiyor? Biliyoruz ki; insanların en çok zorlandığı, çoğu zaman değiştiremediği birçok alışkanlığı hatta ve hatta bağımlılıkları vardır. İçinde olduğumuz bu süreçte, birçoğumuz alışkanlıklarımızı değiştirmeye ve bağımlılıklarımızı kısmen de olsa bırakmaya başladık. Evet, alışkanlıkları bırakmak gerçekten çok zordur. Alışkanlıklarımız; bizlerin garanti olarak gördüğü, konfor alanı olarak gördüğü birçok şeyi kapsıyor. Bu süreçte en zoru başardık belki de! Konfor alanlarımızdan çıktık ve oluşan boşluklarımızı dolduracak, kendimizi de mutlu etmeye çalışacağımız yeni alışkanlıklar edinemeye başladık. İşin en ilginç yanı ise; bunları çok kısıtlı alanlarda yapıyor olmamızdır. Kocaman hayatları, abarta abarta yaşadığımız hayatları evlere sığdırdık... Ve "Hayat eve sığar," dedik. Evet, hayatın eve sığdığını ve her yerde mutlu olabilmeyi öğrenmeye de başladık. "Mutlu olmak çokta zor değilmiş, yeter ki sağlığımız ve sevdiklerimiz yanımızda olsa," demeyi büyük bir farkındalıkla öğrendik... Koskoca dünyada, birçok insan "Özgürlük" sloganları ile baş kaldırıyorken, "Aslında ne kadar çok özgürmüşüz," bilincine ulaştık. Yalnız kalmayı, kalabalıklardan uzak, kendine çekilmeyi korkunç bir şeymiş gibi görüyorken; yalnız kalarak, hayatı daha huzurlu yaşayabileceğimizi yine bu süreçte öğrendik. Her şeyden daha önemlisi de; Genlerimizde var olan, paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı hatırlayarak insani değerlerimizi tekrar canlandırmaya başladık. Ayrıca kalpleri kararmış, kendinden başkasını düşünmeyenler bile bu süreçte sanki vicdanlarının olduğunu hatırlamaya başladı. Ve tabii bu virüs içimizde ki bencillik ve bağnazlıktı sanki dışa vurunca korkuyla bunları da atmaya başladık. En güzel yanı da; sabır ve tahammülümüz hiç yok iken, sabretmeyi bu sayede öğrendik. Ne çok şeyi değiştirdi, küçücük bir virüs? Ve ne çok şeyi öğreti bize değil mi? Öğrendiklerimizi hiç unutmadan, dünyanın güzelliklerini bozmadan, yaşamın bir hediye olduğunu düşünerek, kolektif bir bilinçle bütünü severek, yaşamın kıymetini bilmek dileği ile...
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2020 - Çarşamba
Ayşe  Yıldız

CORONA VİRÜSÜN ELİNDE SİHİRLİ BİR SOPA MI VARDI?

Corona Virüs bir geldi, pir geldi!

Gelirken de hayata dair her şeyi değiştirme niyetli mi geldi?

Hiç sevmedik değil mi? Bu illet virüsü?

"Nasıl olur? Nasıl severiz ki bu düşman virüsü?

Ben hiçte kötü bir düşman gibi görmüyorum açıkçası bu virüsü. İnsanları hizaya sokmak için çok güzel oynuyor, üstlendiği bu soğuk yapıda ki rolünü.

Ne kadar çok şikayet ederdi insanlar her halinden.

İşinden,gücünden,maddiyattan,ailesinden,eşinden,dostundan,sevdiğinden,çoluğundan çocuğundan....Ne çok şikayet eden insanlar duyuyorduk son zamanlarda!

Şimdilerde en çok duyduğumuz söylemler: "Daha önce ne kadar da mutluyduk. Her şey ne kadar da güzeldi. Keşke her şey eskisi gibi olsa."

NE DEĞİŞTİ DE BU KANIYA VARDIK?

Tabii ki elinde sihirli bir sopayla; her şeyi, tüm bakış açımızı değiştirmek için gelen bu virüs; bize başka pencereler açmaya başladı, farkındalık uyandırdı ve hayata bakış açımız değişti.

Bugüne kadar edindiğimiz, değiştiremediğimiz birçok paradoksu, kendi küçük ama etkisi çok büyük olan bir virüs sayesinde değiştirmeye başladık.

Dünyayı, hayatı yaşanmaz hale getiren insanlara bu bir uyarı mıydı?

Biz bu uyarıyı fark edebiliyor muyuz? Hayatımızda neleri revize ermemiz gerekiyor?

Biliyoruz ki; insanların en çok zorlandığı, çoğu zaman değiştiremediği birçok alışkanlığı hatta ve hatta bağımlılıkları vardır. İçinde olduğumuz bu süreçte, birçoğumuz alışkanlıklarımızı değiştirmeye ve bağımlılıklarımızı kısmen de olsa bırakmaya başladık.

Evet, alışkanlıkları bırakmak gerçekten çok zordur. Alışkanlıklarımız; bizlerin garanti olarak gördüğü, konfor alanı olarak gördüğü birçok şeyi kapsıyor.

Bu süreçte en zoru başardık belki de!

Konfor alanlarımızdan çıktık ve oluşan boşluklarımızı dolduracak, kendimizi de mutlu etmeye çalışacağımız yeni alışkanlıklar edinemeye başladık. İşin en ilginç yanı ise; bunları çok kısıtlı alanlarda yapıyor olmamızdır.

Kocaman hayatları, abarta abarta yaşadığımız hayatları evlere sığdırdık... Ve "Hayat eve sığar," dedik. Evet, hayatın eve sığdığını ve her yerde mutlu olabilmeyi öğrenmeye de başladık.

"Mutlu olmak çokta zor değilmiş, yeter ki sağlığımız ve sevdiklerimiz yanımızda olsa," demeyi büyük bir farkındalıkla öğrendik...

Koskoca dünyada, birçok insan "Özgürlük" sloganları ile baş kaldırıyorken, "Aslında ne kadar çok özgürmüşüz," bilincine ulaştık.

Yalnız kalmayı, kalabalıklardan uzak, kendine çekilmeyi korkunç bir şeymiş gibi görüyorken; yalnız kalarak, hayatı daha huzurlu yaşayabileceğimizi yine bu süreçte öğrendik.

Her şeyden daha önemlisi de;

Genlerimizde var olan, paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı hatırlayarak insani değerlerimizi tekrar canlandırmaya başladık.

Ayrıca kalpleri kararmış, kendinden başkasını düşünmeyenler bile bu süreçte sanki vicdanlarının olduğunu hatırlamaya başladı.

Ve tabii bu virüs içimizde ki bencillik ve bağnazlıktı sanki dışa vurunca korkuyla bunları da atmaya başladık.

En güzel yanı da; sabır ve tahammülümüz hiç yok iken, sabretmeyi bu sayede öğrendik.

Ne çok şeyi değiştirdi, küçücük bir virüs?

Ve ne çok şeyi öğreti bize değil mi?

Öğrendiklerimizi hiç unutmadan, dünyanın güzelliklerini bozmadan, yaşamın bir hediye olduğunu düşünerek, kolektif bir bilinçle bütünü severek, yaşamın kıymetini bilmek dileği ile...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.