Bu yazımda biraz toplumumuzda çok da azımsayamayacağımız kadar var olan bir grup beylere atıfta bulunacağım. Elbette feminist, erkek düşmanı değilim. Lakin; birçok erkeğin kadınlara yaptığı hunharca haksızlık karşısında feministliğin sınırlarında dolaştığım da çok oluyor açıkçası... Haksızlığa ses çıkarılmadığı takdirde, haksız kendini daima haklı görür.
Ne yazık ki toplumun oluşturduğu normlara göre yaşıyoruz. Erkek bir adım ileride, kadın bir adım geride kalıyor. Kadının saçı uzun aklı kısadır! Kadın, elinin hamuru ile erkeğin işine karışamaz! Erkek, çapkınlık yapar, elinin kiridir, kadın çapkın olamaz çünkü bu ahlaksızlıktır... gibi gibi. Öğrenilmiş çaresizliklerle dolu hayatların kurbanı oluyoruz bir nevi.
TOPLUM DAYATMASI VE YOZLAŞAN MEDENİYET
Kadınların, toplum yaşantısı içinde soyutlanmadan kalabilmesinin yegane yolu, maalesef toplum tarafından dayatılan rollere uygun yaşamak olduğunu çok iyi biliyoruz. Rolünüzü reddettiğinizde, toplumun 'anormal' saydığı insanlardan birine dönüşüyorsunuz. Çünkü içinde bulunduğunuz toplum kendisi gibi olmayanı aşağılamaktan ve bastırmaktan başka bir yol bilmiyor. Hal böyle olunca medeniyet uzak bir hayal haline geliyor elbette.
Fakat erkeğe biçilen roller ise; erkeği, üstün ve her konuda iktidar sahibi bir hale dönüştürüyor. Hal böyle olununca da erkek, kendinde her şeyi yapabilme hakkını görüyor.
Bir de işin kötü tarafı; "Olması gereken' erkek imajının zedelenmesi daha normal saydığımız erkekleri de karalıyor ve kadınların gözünde bütün erkeklere karşı büyük bir önyargı oluşturuyor.
KATMAN KATMAN MASKELİ YÜZLER
Son zamanlarda daha da trajikomik asıl konu; entelektüel görünümlü, kadına son derece önem veriyor edasında, son derece nahiflik sergileyen birçok erkeğin hiç de öyle olmadığı.
Toplumsal konuları daima yakından inceleyen, araştıran biriyim. Özellikle sosyal medyayı yanlış yönde kullanan birçok insana şahit oluyoruz ve çıkan sonuçlar çok dramatik ne yazık ki. Sosyal medya aracılığı ile kurulan birçok iletişimde; herkes kusursuz, herkes kibar, herkes ince fikirli, herkes sevecen. Yani soğan katmanları gibi onlarca maske altında saklanan gerçek yüzler bambaşka tabii...
Esans etkisindeki o, uçucu heyecan uğruna ve kendi zaafları uğruna insanların kendi kişiliğinden uzaklaşması ne büyük saçmalık değil mi? "Bu insanlar çıldırmış," dedirtecek olaylarla hemen hemen her gün karşılaşıyoruz.
SAHTE CENTİLMENLER ARTIYOR
Erkeklerin avcı bir misyona sahip olduğunu, ilk insanın varoluşundan beri biliyoruz. Bu avcılık öyle bir hale geldi ki; sosyal medyanın aşırı talepkarlığı ile sahte centilmenler her geçen gün daha fazla türemeye başladı. Bu bilinçteki insanlar ne yazık ki; olmak isteyip de olamadıkları kişilik rollerine de kendilerini bir hayli kaptırdılar. Gerçekte olmayan, hayali yaşamlara soyundular.
Bir ülkenin gelişmiş bir ülke olup olmadığını anlamak için o, ülkenin ahlak yapısına bakmak yeterli.
YANLIŞ YÖNLENDİRME
Halk arasında; "Adamsın", "Şu işi adam gibi yap", "Erkek adam çapkın olur", "Erkek adam dediğin..." gibi birçok cümleyle toksik erkeği kim yaratıyor?
Demek istediğim, erkeğin bu toksik hale dönüşmesi yine toplumun var ettiği erkeklik kavramı sebebi ile oluyor. Erkek toplumun beklediği gibi olursa, 'toksik maço veya medeniyetsiz' olurken bu role uygun davranmazsa 'erkeklikten uzaklaşıyor'.
Bunu düzeltmenin en iyi yolu; yozlaşmış zihniyetten toplum olarak kurtulmanın metotlarını arayıp bulmaya çalışmak diye düşünüyorum. Pek tabii ki erkeklerin de kendisini, duygularını, hayata bakışını değiştirmeye çalışması toplumun yozlaşmamasına katkı sağlayacaktır.
Son olarak beylere ithafen:
- Sosyal medyada, dışarıda kadınlara gösterdiğiniz ilgi, anlayış ve nezaketin yarısını evde karınıza veya var olan sevgilinize gösterirseniz, emin olun mis gibi bir hayat yaşarsınız.
Kirlenmeyen, kirletilmeyen zihinlerin, zihniyetlerin çoğalması dileklerimle.
Esen kalın.