Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

BİR RANT, BİR İNAT UĞRUNA AH, AZİZ İSTANBUL! 

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.  Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.  Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan. Yahya Kemal Beyatlı'nın mısraları arasında azizliğini iliklerime kadar hissettiğim, "Aziz İstanbul"um geliyor aklıma...yurdumun her bir yeri çok güzel lakin; İstanbul bir başka güzel gönlümde ve gönüllerde...  Her 'İstanbul' adını duyduğumda Fatih oluyorum, fetihlerde dolaşıyor ruhum bedenimden ayrılarak...ve doğası ile, manevi zenginliği ile bir kez daha aşık oluyorum; Eyüp Sultan'a,  Sultan Ahmet'e, Dolma Bahçe'ye... "Ah, aziz İstanbul'um," diyorum içimden!  İçinden kimler geldi, kimler geçti?  Kimlere mesken oldun bilindi kıymetin, kimlerin eline düştün de değişti kaderin ve değişmeye başladı o, dillere destan olmuş ve de tüm dünyanın gözü üstünde olan doğal güzelliğin?  İSTANBUL DENİLİNCE ÇOCUKLUĞUM GELİR AKLIMA Çocukluğumda, yaşadığım şehrin dışında duyduğum ilk şehir ismi İstanbul'du. Görmeyi hayal ettiğim bir şehirdi.  Benim gibi birçok çocuğun, gencin, yaşlının hayallerinin şehriydi İstanbul. Ömründe bir kere bile olsun gidip görüp ve o mamevi havayı solumanın hayalini yaşardı herkes. Eminim ki; hala aynı duygu ve düşüncede olan onlarca insan var ülkemde. Olmaya da devam edecek, tabii bozulmaz ise...  EN GÜZEL AŞK HİKAYELERİNİN YAZILDIĞI, MASAL KENT!  Adına onlarca şarkıların, şiirlerin yazıldığı, nice sevdalara şahit olmuş, nice medeniyetlere ev sahipliği etmiş hayallerin şehri İstanbul... Şimdilerde bir rant haline mi geldi yoksa, dünyanın cazibe merkezi olan o güzel şehrim, İstanbul'um?  BİR HİKAYEDİR ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR! Gelişmiş ülkeler, şehirlerinin doğasını, doğal güzelliklerini korumak için projeler geliştirirken, bizim ülkemizde doğal güzellikleri bozmak adına projeler geliştiriliyor adeta. Bir, "Kanal İstanbul" hikayesi almış başını gidiyor... Bir rant, bir inat, bir güç zehirlenmesi uğruna, bir şehir ne hale gelir diye hiç düşündünüz mü?  Kanal İstanbul projesi, İstanbul'un ormanlık alanlarını, tarım arazilerini, yeraltı ve yerüstü su havzalarını, havasını ve doğal yerleşim alanlarını 'ulaştırma' projesi adı altında imara açarak yok edeceğini ülkemizde kaç kişi biliyor mesela? "Ülke olarak, ekonominin dip yaptığı bir sürecin içinde iken; milyarlarca yatırımı ihtiyaç olmayan bir projeye yatırmak neyin nesi," demezler mi adama?   Ülke olarak dar 'boğaz'dan geçerken, millettin boğazından bir lokma ekmek geçmez hale gelmişken, inadına İstanbul Boğaz'ı neyin nesi ki?  Ülkece, ekonomik olarak zor günlerden geçerken, evine ekmek götüremeyen vatandaş ters yüz olmuşken, yarının kaygısı bugünden üstümüze çökmüşken, her gün; "Açız" diye feryat eden vatandaşın halini gördükçe, üzüntüden ne yazık ki;  "Boğaz"ımız düğümleniyor...   İstanbul Boğazı'ndan önce "Aç kalan boğazlara bir çare" bulunsa ne iyi olur değil mi? Esen kalın... 
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2021 - Cuma
Ayşe  Yıldız

BİR RANT, BİR İNAT UĞRUNA AH, AZİZ İSTANBUL! 

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. 

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan. 

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Yahya Kemal Beyatlı'nın mısraları arasında azizliğini iliklerime kadar hissettiğim, "Aziz İstanbul"um geliyor aklıma...yurdumun her bir yeri çok güzel lakin; İstanbul bir başka güzel gönlümde ve gönüllerde...

 Her 'İstanbul' adını duyduğumda Fatih oluyorum, fetihlerde dolaşıyor ruhum bedenimden ayrılarak...ve doğası ile, manevi zenginliği ile bir kez daha aşık oluyorum; Eyüp Sultan'a,  Sultan Ahmet'e, Dolma Bahçe'ye...

"Ah, aziz İstanbul'um," diyorum içimden!  İçinden kimler geldi, kimler geçti?  Kimlere mesken oldun bilindi kıymetin, kimlerin eline düştün de değişti kaderin ve değişmeye başladı o, dillere destan olmuş ve de tüm dünyanın gözü üstünde olan doğal güzelliğin? 

İSTANBUL DENİLİNCE ÇOCUKLUĞUM GELİR AKLIMA

Çocukluğumda, yaşadığım şehrin dışında duyduğum ilk şehir ismi İstanbul'du. Görmeyi hayal ettiğim bir şehirdi. 

Benim gibi birçok çocuğun, gencin, yaşlının hayallerinin şehriydi İstanbul. Ömründe bir kere bile olsun gidip görüp ve o mamevi havayı solumanın hayalini yaşardı herkes.

Eminim ki; hala aynı duygu ve düşüncede olan onlarca insan var ülkemde. Olmaya da devam edecek, tabii bozulmaz ise... 

EN GÜZEL AŞK HİKAYELERİNİN YAZILDIĞI, MASAL KENT! 

Adına onlarca şarkıların, şiirlerin yazıldığı, nice sevdalara şahit olmuş, nice medeniyetlere ev sahipliği etmiş hayallerin şehri İstanbul...

Şimdilerde bir rant haline mi geldi yoksa, dünyanın cazibe merkezi olan o güzel şehrim, İstanbul'um? 

BİR HİKAYEDİR ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR!

Gelişmiş ülkeler, şehirlerinin doğasını, doğal güzelliklerini korumak için projeler geliştirirken, bizim ülkemizde doğal güzellikleri bozmak adına projeler geliştiriliyor adeta. Bir, "Kanal İstanbul" hikayesi almış başını gidiyor...

Bir rant, bir inat, bir güç zehirlenmesi uğruna, bir şehir ne hale gelir diye hiç düşündünüz mü? 

Kanal İstanbul projesi, İstanbul'un ormanlık alanlarını, tarım arazilerini, yeraltı ve yerüstü su havzalarını, havasını ve doğal yerleşim alanlarını 'ulaştırma' projesi adı altında imara açarak yok edeceğini ülkemizde kaç kişi biliyor mesela?

"Ülke olarak, ekonominin dip yaptığı bir sürecin içinde iken; milyarlarca yatırımı ihtiyaç olmayan bir projeye yatırmak neyin nesi," demezler mi adama? 

 Ülke olarak dar 'boğaz'dan geçerken, millettin boğazından bir lokma ekmek geçmez hale gelmişken, inadına İstanbul Boğaz'ı neyin nesi ki? 

Ülkece, ekonomik olarak zor günlerden geçerken, evine ekmek götüremeyen vatandaş ters yüz olmuşken, yarının kaygısı bugünden üstümüze çökmüşken, her gün; "Açız" diye feryat eden vatandaşın halini gördükçe, üzüntüden ne yazık ki;  "Boğaz"ımız düğümleniyor...  

İstanbul Boğazı'ndan önce "Aç kalan boğazlara bir çare" bulunsa ne iyi olur değil mi?

Esen kalın... 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.