Yaşamın amacı bilmek ve bilgiye ulaşmak değil mi?
Bilme duygusu insana bir iliştiyse, insan bilmek istiyor; bilmek istemesini de geçtim, bilgisinden emin olmak istiyor. İnsanın felsefe ihtiyacı işte burada alevleniyor diyebiliriz. Kelimenin anlamından bile belli değil mi? Felsefe: "Bilgi arayışı, bilgelik sevdası...”
****
Her şeyin bir felsefesi var, bilimin bile. Dolayısıyla felsefe yapana, bilgiyi arayana da bu yüzden filozof denilmiyor mu? Bu arayış süreci hep devam ettiği için de felsefe dinamik kalıyor elbette. Mesela bir insan düşünün “Ben bu konuya hakimim, bilmem nenin bilgisine sahibim, çok iyi bilirim,” diyor, bir şeyleri bilmenin (ya da bildiğini zannetmenin) gevşemesine ulaşmış, otururken yastığa filan gerek duymuyor. Çünkü egoları yastık olmuş. Böyle bir durumda "Oldum," diyor ve felsefe de bitiyor. Çünkü bilgi arayışı sonlanmış durumda.
****
Sizce; her şeyi biliyorum diyen biri, yeni bir şeyler öğrenebilir mi?
Bu hususta söylenmiş en anlamlı söz de felsefenin babası Sokrates’in, üzerinde düşününce derin bir anlamı olduğunu fark edeceğimiz “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” cümlesi elbette. Bu düşünceyle çekilmez ve huysuz bir ihtiyar (bilgiye erişememenin huysuzluk yarattığını bilir misiniz?) modunda sürekli bilgi arayışına devam etmesidir Sokrates’i filozof yapan. Bir de Karneades var ki; bilginin mümkünsüzlüğü konusundaki görüşünün nirvanaya ulaştığını şu sözüyle anlayabiliriz: “Hiçbir şey bilmediğimi de kesin olarak bilemem."
Şimdi suratınızda ekşi bir ifadeyle doğru bildiğinizi düşündüğünüz şeyleri bir sorgulayıp, varoluş sancısı seansınıza başladığınızı görür gibiyim...
****
Bu arada; filozof olmak için felsefe okumak mı gerekiyor sizce? Evet, hep bu algı var insanlarda. Oysa bilgiye meraklı, araştırmacı, yenilikçi, bir şeylerden esinlenerek bile olsa yeni fikirler üretebilen ve fikirleri ile insanları aydınlatmaya çalışan, bilgili ama bilge, her insan filozoftur kanımca.
FİLOZOFLUĞU KARIŞTIRMAYALIM
Şaka bir yana gerçekçi düşünmek şart ve günlük yaşantıdaki genel geçer ve bilimsel bilgileri, “Dünya düz değildir” gibi, sorgulamanın da alemi yok. Her şeyin abartısı pek iyi olmadığı gibi, kontrolsüz şüphecilik de insanı realiteden koparır. Burada önemli olan arayış farlarımızı açık tutmayı başarabilmek, yani kendimizi yenilemeye açık olabilmektir. Bilmek için araştırmak ve yeni bilgiye açık olmak gerek.
Bu durumda Nietzche’ye kulak vermek gerekmez mi?
Nietzche'nin; "Hayat sürekli tazelenen bir süreç, her gün yeniden doğmamız gerek, aksi takdirde kuruyup, çürüyüp, yozlaşıyoruz," dediği gibi.
Yenilenerek gelişmek dileği ile...