"Yaşamda bazen düşüncelerim kabul edilebilir, bazen edilmeyebilir bu da gayet doğaldır."
"Gerçek duygularımı ifade etmek beni kötü bir insan yapmaz," diyebilen insan, kendi gerçekliğinin mutluluğunu yaşar.
Gelelim günümüz gerçeğine!
Alınan sahte gıdaların duygulara ve sözlere sirayet etmesinden olmalı ki; birçok yaşam artık çok sahte...
İçten gelmeyerek sarf edilen süslü sözlerin bonkörlüğüne şahit olmanın hazin gerçeği neticesinde, belki de içten gelerek söylenen en güzel sözlere bile şüpheli bakmaya başladı insan.
İki yüzlülük, yalan, dolan, sahtekarlık, kendine bulduğu en yakışır bedenlerde çoğalıyor.
Gerçek insanlık mı? O, artık sekerata girdi, can çekişiyor.
Ne gariptir ki kimse de; "Ben bu işin neresindeyim," diye öz eleştiri bile yapmıyor. Çünkü; egodan burnunun ucunu görmez bir aymazlıktır almış başını gidiyor…ve ne yazık ki sahte yaşamlar ile gerçek yaşamlar yer değiştirdiğinden beri, gerçek mutluluğa susamış insanlık son nefesini vermeye hazırlanıyor.
KIYMETLİ OLAN GERÇEK KENDİLİĞİNDİR
İnsan, gerçek duygularını, düşüncelerini, istek ve arzularını, hayata taşıyamaz ise; "Sahte" bir kendiliği kendisine maske yapar. Kendi kimliği ile güya kabul görmeyeceğine inanan ve günlük yaşantılarında gerçek duygu ve düşüncelerini ifade etmekten imtina edenlerin iç dünyalarında mutlu olmaları sizce mümkün mü? Böyle bir yaşantıya devam etmek kişinin "Gerçek" kendiliğini fark edememesine, yaşamını da "mış" gibi yaşamasına sebep olur ki; bu da insanı bir süre sonra büyük bir boşluğa ve hayattan zevk almaz bir hale getirmez mi?
Etrafındaki insanların ilgisini, hayranlığını, sevgisini kazanmak için, mükemmel insanı oynamak; kişinin kendisine eğlenceli gelebilir ancak, etrafındaki insanların inancına, güvenine, duygularına ne kadar zarar verdiğini düşünmemek ne büyük bir bencil değil mi?
Evet, ne yazık ki toplumda bir bencillik, bir bozukluk almış başını gidiyor. Bu tür insanlarla her an karşılaşma ihtimali ile yaşıyoruz ve belki de birçok defa karşılaşıyoruz.
Bir şeyin gerçekliğine ulaşmanın en iyi yolu, o şeye "Şüphe" ile bakmaktır elbette, ancak her geçen gün şüphenin dozu artarak çoğalıyor.
Bu durum da toplumu, bireyleri paranoya ve mutsuz bir forma sokuyor ne yazık ki.
Toplumu düzelmek bireyden geçer. Hadi, hep beraber kendi içimizde başlayalım hatalarımızı, yanlışlarımızı görerek düzeltmeye ve değiştirmeye. "Ben," "Sen,” “Siz," "Biz" değişirsek tüm dünya değişir ve dünya daha güzel bir hale gelir.
Cümlelerime evrensel düşünür Mevlana'nın geniş bakış açısı kazandıran, çok sevdiğim bir sözü ile son veriyorum. Sağlıcakla kalın.
"Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. Ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum."