"Tanrı'nın zamanlamaları ile biz beşerlerin takvimleri çoğu zaman birbirini tutmaz, o yüzden insanlar planlar yaparken kader gülümsermiş." Ne anlamlı bir söz değil mi? Durup düşününce; birçok şey bizim elimizde, ama her şey bizim elimizde değil. Bazen planlarımızı beklenmedik zamanlarda olmadık kişiler üzerinden yaparız, ya da tamamen hazırlıklı olmadığımız rollere koyarız ve bu alışılmadık koşulların bize getirdiklerini nasıl karşılayabileceğimizi merakla beklemeye başlarız... Bazen bu bekleyiş ve gecikmeler neticesinde yaşadığımız acılar, içimizdeki hayal kırıklığı o kadar bunaltıcı olur ki, tam olarak nerede olduğumuza ya da karakterimize tezat oluşturabilir! Gerçek şu ki; Tanrı hiçbir zaman gecikmez ve zamanlaması her durumda manidardır... Geçmiş kararlarımızın aceleyle alınıp alınmadığını iyi ölçmek gerekir ve yanlışlarımızı düzeltmek, arzularımızın realiteye uygun olup olmadığını keşfetmek için geçmişten bugüne, kendimizi, seçimlerimizi, kararlarımızı beyin süzgecinden geçirmek zorundayız. İnsan, düşündüğü sürece insandır. Ancak düşünen insan eğriyi, doğruyu ayırt edebilir. Yolunda gitmeyen bir şey varsa, köhne fikirlerden kurtulup, yeni keşifler yapmak için yine düşünmek gerek. Sadece düşünmek de yetmeyebilir, düşünceleri eyleme geçirmek de gerek... Ayrıca yeni bir kapı açmak için bir kapıyı kapatmanın mutlak zorunluluğunun da farkında olmak lazım değil mi? Bir şeyler yanlış gidiyorsa dur, düşün, iyi takip et, analiz et ki; YANILMA... Düşünen, farkındalığın farkında olan insan olma yolunda...kalın sağlıcakla.