Ülkemiz ve dünya, zenginlik, bolluk yaratmakta çok cömert aslında. Ancak bu zenginlikten insanlar adil pay alamamaktadır. Eşit değil adil gelir dağılımından bahsediyorum... İnsanlar topluma, üretime, verimliliğe, hayata katkıları oranında paylarını alabilmeli. Bu katkıda bulunamayanlar ise insanca yaşamak adına asgari bir gelir sahibi olabilmeli.
Gelir dağılımı adaletsizliği, günümüzün en büyük sorunu ne yazık ki! Bundan sonra yaşanacak tüm toplumsal çatışmaların, karmaşanın, kavganın temelini gelir dağılımı adaletsizliği oluşturacak sanırım.
Piramid şeklinde tanımladığımız gelir grupları grafiğinin artık kum saati formuna dönüştüğünü görüyoruz. Tepedeki geniş kesim sayıca az ama geliri çok yüksek grubu, alttaki geniş kesim ise sayıca çok ama geliri çok az grubu temsil ediyor. Yukarıdaki azınlık, aşağıdaki çoğunluğa din, anadil, köken, renk ayrımı bölünmelerine göre dizayn ve tahakküm ederek yoksulluğu üretiyor.
Kum saatinin ortasındaki incecik kısım ise zayıflatılan orta sınıfı temsil etmekte. Diktatöryel otoriter rejimlerde orta sınıfın güçsüzleştirilmesi en baskın hedeflerden birisidir. Çünkü orta sınıf "Demokrasi" talep eder. Kendisine 'uygun' görülenden fazlasını arar.
Yenilmiş kul hakkını ne tekke temizler ne de Mekke...
Kalın sağlıcakla.