Ruh, kim olduğunu iyi biliyor! Akıl (zihin) ise bilineni unutarak, sadece neyi, ne kadar kazanacağına dair sonuç odaklı çalışıyor. Zihin, bilinmeyen her türlü şeyi tehlike olarak gördüğü için hep kaygılı ve stresli ruh ise; "Geliyor olabilecek" her şeyin farkında olduğu için hep akışta kalma çabasında. Ruh, bilgelikle ilintili, zihin ise bilgi ile zaman zaman bilgeliğin önünü kesen de bilgi! Bilgiyi işlevsel hale getirmekte yine bilgeliğe dayanıyor. Yani; ruh ve zihin eş zamanlı hareket etmediği takdirde beden ne yapacağını sapıtıyor!
Ruhumuz herhangi bir onay, övgü, takdir, ödül beklemeden sevgisini sunar. Ruhun sevgisi, olaylara veya diğerlerinin verdiği tepkilere göre gelip giden bir şey değildir. Başkalarının bu sevgiyi nasıl kullandığına, hatta kullanmadığına aldırış etmeden verir. Karşılık görme ihtiyacı duymadan verdiğimiz sevgi, ruhsal boyutta bağ kurduğumuz sevgidir. Zihin, "Ne alabilirim, ne verebilirim"e bakar.
(Ruhunuzu sevgiyle, zihninizi bilgi ile besleyin! Sonra da her ikisini sentezleyin, sonuç; Nirvana.)
Bilginin ve zamanın yanılsamalarına kapana kısıldığımızda, kim olduğumuzu ve neyin asıl önemli olduğunu unutmaya eğilimli oluyoruz!
Belki de bilinmeyene olan korkumuzu bırakmak için, hayatta kalmaya dayalı bir zihin tarafından yönlendirilme eğilimimizi serbest bırakmalıyız.
Daha fazla neşe, daha fazla huzur ve doyumluluk yaşamak isteyeceğiniz bir alan oluşturmanın anahtarı; esnek ve yeni fikirlere açık olmak, eski konulara bile yeni bakış açıları geliştirmek ve de toparlanması gereken her duruma, her olaya yeni yöntemler üretebilmektir.
Hayatınızda daha pozitif senkronizasyon yaratmaya yardımcı olacak, en güzel duygu kombinasyonu sunacak insanlarla kesişsin yollarınız.
(Zihin, değişimle birlikte gelen değişiklikleri sevmez, çünkü bir şeyler kaybedeceğini hayal eder. Ancak ruh, sevgi ve barışla beslenerek doyuma ulaşır. Doyuma ulaşmış bir ruh ise daima yaratıcıdır. Fiziksel dinamiğin sırrı; ruhun doğru beslenmiş olması diyeli mi?)
Basit bir dip not:
Yalnızca 'kötü kalp' tedavi olmaz!
Sesleri, renkleri, dokuları, aromaları ve en güzel duyguları hissederek anlamlandıran ve hayata aksederek iyi bir kalple empatiler yapan ve barış odaklı olan tüm "Kalp merkezli" dostlara nazik bir hatırlatma:
Irk, cinsiyet, millet, mezhep, her ne olursa olsun, biz "BİR"iz diyebilme bilinci ile.