Ayşe  Yıldız
Köşe Yazarı
Ayşe Yıldız
 

SİZDEN, BİZDEN AYRIMININ AYRIŞTIRICILIĞI

Sizden isem her şey yolunda, sizden değilsem hiçbir şey yolunda değil! Ne yazık ki böyle bir hale dönüştü yaşam. Yani farklı fikirleri reddeden, farklı görüşlerin itibarının yok edildiği, sizden-bizden ayrımının hudutları aştığı, etnik kökenlere göre anlam yüklendiği, inançlara göre sınıflandırılmaların hakim olduğu, değerli ve önemli görülmenin cinsiyet ile bağdaştırıldığı, kimsenin kimseyi dinlemediği ve de dinleyemediği için de buna paralel olarak; kimsenin kimseyi anlamadığı bir topluma dönüştüğümüzü kabul etmek mi gerek? Yoksa biraz tarih sayfalarını karıştırıp, "Biz aslında böyle değildik, ne ara böyle olduk?" deyip, her şeyi biraz sorgulamak mı gerek? Sorgulayanların isyankar olduğunu düşünen ve sorgulayan insanların sorgulamalarını reddeden çoğunluğun, her şeye daha çok hakim olduğunu var sayacak olursak; durup düşününce; "Her şey kaderim, kabullen ve buna göre yaşa" komutunun direkt işlendiğini buram buram hissediyor bilinçli insan. Gülşen'in şarkısında ki sözler gibi; "Bir taraf seç o ben olayım." Evet, şarkının sözlerinde ki gibi; bir taraf seçmek zorundasınız ve o taraf ne yazık ki tek taraf... Aksini düşünenler! Alternatif görebiliyor musunuz? İnsanlar aynı türden ancak farklılıklarla donatılmış canlılardır. Hepimiz kendimize özgü ve biricik canlılarız. Sadece farklılıkları kabul ettiğimizde denge ve uyumu yakalayabiliriz. Hayat dediğimiz şey zıtlıkların kesiştiği yerde başlamıyor mu zaten? Her şey, herkes aynı olabilir mi? Bu mümkün mü? Nerede yaradılış kuralları? Nerede insana anlayış? Nerede yaratılanların en üstünü olan insana adil olmak kavramı? Hayat kesinlikle adil değil. Bunu iyi biliyoruz ama bizi yaşatan ve ayakta tutan şeyin 'umut' olduğu da bir gerçek... ve umutsuz bir yaşam olmaz. Bugün hala nefes alıyorsak, yarın için bir şeyler yapabiliriz. Böyle gelmiş ama böyle gitmez. Durup biraz düşünen her insan, eğriyi ve doğruyu iyi amlayacaktır. Kimse kimseye kendi doğrularını, kendi fikir ve görüşlerini dikte edemez. Bunun farkında olduğumuzda ancak büyük bir gelişime adım atmış oluruz. Bir toplumun gelişmesi için her insanı özgün olarak görmek ve kabul etmek gerekmiyor mu? Hayatı zorlaştırmak, şu kısacık hayatta ne kadar da anlamsız aslında. Her insan yeniliğe, yeni fikirlere, farklı görüşlere, eleştirilere açık olmak zorunda. Bu konuya ilişkin Nietzche'ye kulak vermek gerek; 'hayat sürekli tazelenen bir süreç, her gün yeniden doğmamız gerek, aksi takdirde kuruyup, çürüyüp, yozlaşıyoruz.' Nitekim yerimizde sayarsak, kendimizi farklılıklara kapatırsak, tazelenemeyen, kısır bir döngüde, monoton bir biçimde, yaratılış amacımıza aykırı hareket etmenin saçmalığı ile mutsuz bir yaşam içinde kaybolup gideriz. "Akıl bu, iki kulplu bir çömlek, neresinden tutarsan yola öyle devam ediyorsun," diye boşuna dememiş Montaigne... İnsan, aklını doğru ve adil bir yönde kullandığı takdirde huzurlu yaşar, hatta etrafına da huzur saçar. Herkesi aynı kalıba sokmaya çalışan, köhne düşünce ve anlayıştan kurtulan bir zihniyetle ilerleme niyeti ve de umudu ile...
Ekleme Tarihi: 10 Haziran 2020 - Çarşamba
Ayşe  Yıldız

SİZDEN, BİZDEN AYRIMININ AYRIŞTIRICILIĞI

Sizden isem her şey yolunda, sizden değilsem hiçbir şey yolunda değil!

Ne yazık ki böyle bir hale dönüştü yaşam. Yani farklı fikirleri reddeden, farklı görüşlerin itibarının yok edildiği, sizden-bizden ayrımının hudutları aştığı, etnik kökenlere göre anlam yüklendiği, inançlara göre sınıflandırılmaların hakim olduğu, değerli ve önemli görülmenin cinsiyet ile bağdaştırıldığı, kimsenin kimseyi dinlemediği ve de dinleyemediği için de buna paralel olarak; kimsenin kimseyi anlamadığı bir topluma dönüştüğümüzü kabul etmek mi gerek? Yoksa biraz tarih sayfalarını karıştırıp, "Biz aslında böyle değildik, ne ara böyle olduk?" deyip, her şeyi biraz sorgulamak mı gerek?

Sorgulayanların isyankar olduğunu düşünen ve sorgulayan insanların sorgulamalarını reddeden çoğunluğun, her şeye daha çok hakim olduğunu var sayacak olursak; durup düşününce; "Her şey kaderim, kabullen ve buna göre yaşa" komutunun direkt işlendiğini buram buram hissediyor bilinçli insan.

Gülşen'in şarkısında ki sözler gibi; "Bir taraf seç o ben olayım."

Evet, şarkının sözlerinde ki gibi; bir taraf seçmek zorundasınız ve o taraf ne yazık ki tek taraf...

Aksini düşünenler! Alternatif görebiliyor musunuz?

İnsanlar aynı türden ancak farklılıklarla donatılmış canlılardır. Hepimiz kendimize özgü ve biricik canlılarız. Sadece farklılıkları kabul ettiğimizde denge ve uyumu yakalayabiliriz.

Hayat dediğimiz şey zıtlıkların kesiştiği yerde başlamıyor mu zaten?

Her şey, herkes aynı olabilir mi? Bu mümkün mü? Nerede yaradılış kuralları? Nerede insana anlayış? Nerede yaratılanların en üstünü olan insana adil olmak kavramı?

Hayat kesinlikle adil değil. Bunu iyi biliyoruz ama bizi yaşatan ve ayakta tutan şeyin 'umut' olduğu da bir gerçek... ve umutsuz bir yaşam olmaz. Bugün hala nefes alıyorsak, yarın için bir şeyler yapabiliriz. Böyle gelmiş ama böyle gitmez. Durup biraz düşünen her insan, eğriyi ve doğruyu iyi amlayacaktır. Kimse kimseye kendi doğrularını, kendi fikir ve görüşlerini dikte edemez. Bunun farkında olduğumuzda ancak büyük bir gelişime adım atmış oluruz.

Bir toplumun gelişmesi için her insanı özgün olarak görmek ve kabul etmek gerekmiyor mu?

Hayatı zorlaştırmak, şu kısacık hayatta ne kadar da anlamsız aslında. Her insan yeniliğe, yeni fikirlere, farklı görüşlere, eleştirilere açık olmak zorunda.

Bu konuya ilişkin Nietzche'ye kulak vermek gerek; 'hayat sürekli tazelenen bir süreç, her gün yeniden doğmamız gerek, aksi takdirde kuruyup, çürüyüp, yozlaşıyoruz.'

Nitekim yerimizde sayarsak, kendimizi farklılıklara kapatırsak, tazelenemeyen, kısır bir döngüde, monoton bir biçimde, yaratılış amacımıza aykırı hareket etmenin saçmalığı ile mutsuz bir yaşam içinde kaybolup gideriz.

"Akıl bu, iki kulplu bir çömlek, neresinden tutarsan yola öyle devam ediyorsun," diye boşuna dememiş Montaigne...

İnsan, aklını doğru ve adil bir yönde kullandığı takdirde huzurlu yaşar, hatta etrafına da huzur saçar.

Herkesi aynı kalıba sokmaya çalışan, köhne düşünce ve anlayıştan kurtulan bir zihniyetle ilerleme niyeti ve de umudu ile...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.