Tatlımızın, çayımızın, kahvemizin tadını demleyen şekere zam gelince tadımız kaçtı!
Tatlı yiyip, tatlı konuşma devri çoktan kapandı.
Ardı arkası kesilmeyen zamlara bir yenisi daha eklendi ve son günlerde ekmeğe, akaryakıta gelen zammın ardından şekere de zam geldi.
Şekerim düştü şeker mi yesem?
-Aman azizim dur! Ne şekeri ne yemesi? Şekere zam geldi, haberin yok mu?
Şekere zam denilince, sadece şeker olarak düşünmeyin! İçine şeker giren her türlü gıdanın fiyatlarında artış olacağını da iyi hesap etmek gerek... hal böyle iken baklavalar, künefeler saray sofralarında, saray tatlıları olacak gibi görülüyor.
ZAM HABERİNİ ALAN YURDUM İNSANI YİNE KUYRUKTA
Bu hafta şekere %25 zam geleceğini duyan vatandaş, market ve bakkalların önünde kuyruk oluştururken, durumu fırsata çeviren market ve bakkallar da şekeri raftan kaldırıp, depoladı yine. Her zamanki gibi fırsatçılık yine had safhadaydı. Hatta bazı bildiğimiz zincir marketlerden açıklama geldi; "Piyasada şeker yok" denildi.
Bir gün içinde şeker kıtlığına giren bir ülkenin acı gerçekleri yine sahnede...
ÜRETİCİ DE SATICI DA TÜKETİCİ DE İSYANDA
Üretici girdi fiyatlarından mustarip olduğu için üretmek istemez. Satıcı uygun fiyatta ürün tedarik edemediği için şikayetçi.
Vatandaş ise; Orhan Veli Kanık'ın "Delikli" şiirini tutturmuş:
“Cep delik, cepken delik,
kol delik, mintan delik,
yen delik, kaftan delik,
kevgir misin be kardeşlik!”
Diyerek, isyan etmekte....
Nitekim fahiş fiyatlardan dolayı herkes isyan ederken, gel de bu ülkede mutlu yaşa be kardeşim!
KIRMIZI ETİKETE BAKMAYANLAR, HALKIN HALİNDEN Mİ ANLAR?
Kırmızı etikete bakmadan alışveriş yapan yöneticilerimiz, 2800 TL ile nasıl yaşanılır bilmediği için, yaptıkları çarşaf çarşaf zam beyanları artık vatandaşın belini bükmüyor, belini kırıyor.
Ne yazık ki bu zor koşullardaki yaşamın nereye evirileceği belli değil. Fireni patlamış bir kamyon gibi giden ülkemin halini en iyi Cem Karaca'nın şarkısı ile bağlayabilirim.
Bindik Bir Alamete Gedeyoz Gıyamete
Amanin…
Sağlıcakla kalın…