Bülent Orakoğlu
Köşe Yazarı
Bülent Orakoğlu
 

EĞİTİMDE SORUNLARIMIZ… ÇÖZÜMÜ VAR MI?...

Ülkemizin genel durumu; Her geçen gün, her geçen ay, her geçen yıl toplumumuzun içindeki insanlarımızın ruhlarını kararmaktadır. Bugün; Eğitimden… Ekonomiye… Toplumsal değerlerden… Evrensel değerlere… İç politikamızdan… Dış politikamıza… Hemen hemen her alanda düşünen, düşünmek isteyen insanlarımızın benimsenmediği bir ortam yaşamaktayız. Benimsenmenin bile istenmediği oluşumlar, yaşanmakta ve yaşatılmakta olduğunu görüyoruz. Son yıllarda; Toplumumuzun çok önemli bir bölümü; Ya yoksul, ya da dar gelirli olarak yaşamaktadır. Gelir dağılımımız adil değildir. Ülkemiz insanı; Yoksulla varsıl arasında Dünya literatöründe çok çok gerilerde kalmıştır. Bölgesel farklılıkların yanı sıra, kent ve varoş farklılıkları da çarpıcı hale gelmiştir. Ekonomik koşulların yanın da, adalet ve hukuk sistemimiz de çökmüştür. Ülkemiz de; İthalat ve ihracat olayları, Kaçakçılık, Kapkaççılık, Hortumlama, Töre ve kadın cinayetleri, Bağnaz düşünceler, Dinimizin, inançlarımızın bir araç olarak kullanılmasını, Fanatiklik, Ayrıcalıklık, Batı hayranlığı, Vurdumduymazlığı, Üretip beslemeye çalışmaktayız. Halkımızın önemli bir bölümü de; Cemaatlere ve tarikatlara kapılmaktadırlar. Bir türlü kulluktan kurtulup,  YURTTAŞ olamamaktayız. Eğitim öğretim görmüş insanlarımız da, LAİK, DEMOKRATİK ve SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN yurttaşlarından beklenen anlayışı gösterememektedirler. Tutum ve davranışları kazanamayanlarımız da, toplumumuzda az değildirler. Eğitim öğretim görmüş kimselerden beklenmeyen davranışlarda bulunanlarımız da vardır. Üniversitelerimiz de. Siyasi partilerimiz de, Sivil toplum kuruluşlarımız da, Yetki verilenlerle, kendilerini yetkili sananlarımız da bu mevcut kargaşanın içindedirler. Eğitim öğrenim görmüş kesimler için de bile bugün hala; Cinlerle, perilerle günah işlemiş insanların varlığı nedeniyle, Deprem olduğunu inananlarımız bile mevcuttur. Bu insanlarımız hukuksal bir sorunla karşılaştıklarında, ben bu yasalara karşı sorumlu değilim, ben ancak öbür dünyaya hesap veririm diyen insanlarımız da vardır. Bu kadar çarpıklığın, tutarsızlığın, bencilliğin, umursamazlığın… oluşmasında; … ve zamanın da gerekli tepkilerin gösterilmemesinde eğitim sistemimizin bir payı yok mudur? Bunun yanı sıra; Eğitim öğretim bulamamış kesimlerimiz, okuryazarlığa, kültürel etkinliklere ve çağdaş yaşama götürmeye çalışan; Halk Evleri ile, Eleştirel düşünüp, haksızlığa karşı çıkan aydınlanmayı köylere kadar yayacak olan; Önce, KÖY ENSTİTÜLERİNİ, Sonra, ÖĞRETMEN OKULLARINI, Kapatarak,  sen kalk yerlerine İmam Hatip Okulları ve Anadolu Liselerinin kurulmasını sağla. İşte bu bir eğitimimiz de DÖNGÜ NOKTASI olmuştur. Halbuki; Türküm, doğruyum. Cumhuriyetçiyim. Yasam, iç ve dış gavuru dışarıya atmak. Ülküm; İş ve işçimizi, köy ve köylümüzü, bebe ve bebelerimizi kalkındırmak. Öğrencilerimize ekmek ve kitap dağıtmak. Gençlerimize gelecek sağlamak. Varlığımız ulusal kurtuluşumuza, bağımsızlığımıza armağan olsun. Diyebilen bir nesil yetiştirmek olmalıydı. Eğitimimiz de; Demokratik eğitim olmalı. Laik eğitim olmalı. Planlı eğitim olmalı. Çok amaçlı eğitim olmalı. Uygulamalı işlevsel eğitim olmalı. Karma eğitim olmalı. Öğrenci merkezli eğitim olmalı. Sürekli ve verimli eğitim olmalı. Nitelikli eğitim olmalı. İş için de, iş aracılığıyla uygulanan eğitim olmalı. Öğrencilerimizin Üretime Katıldığı Eğitim değerleriyle birebir örtüştüğü eğitim olmalı. İşte o zaman hurafeli, ütopyacı eğitimden uzaklaşmış, gerçek eğitime yol vermiş bir ülke oluruz. Esen kalınız efendim.  
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2019 - Pazartesi
Bülent Orakoğlu

EĞİTİMDE SORUNLARIMIZ… ÇÖZÜMÜ VAR MI?...

Ülkemizin genel durumu; Her geçen gün, her geçen ay, her geçen yıl toplumumuzun içindeki insanlarımızın ruhlarını kararmaktadır.
Bugün;
Eğitimden… Ekonomiye…
Toplumsal değerlerden… Evrensel değerlere…
İç politikamızdan… Dış politikamıza…
Hemen hemen her alanda düşünen, düşünmek isteyen insanlarımızın benimsenmediği bir ortam yaşamaktayız.
Benimsenmenin bile istenmediği oluşumlar, yaşanmakta ve yaşatılmakta olduğunu görüyoruz.
Son yıllarda;
Toplumumuzun çok önemli bir bölümü;
Ya yoksul, ya da dar gelirli olarak yaşamaktadır.
Gelir dağılımımız adil değildir.
Ülkemiz insanı; Yoksulla varsıl arasında Dünya literatöründe çok çok gerilerde kalmıştır.
Bölgesel farklılıkların yanı sıra, kent ve varoş farklılıkları da çarpıcı hale gelmiştir.
Ekonomik koşulların yanın da, adalet ve hukuk sistemimiz de çökmüştür.
Ülkemiz de;
İthalat ve ihracat olayları,
Kaçakçılık,
Kapkaççılık,
Hortumlama,
Töre ve kadın cinayetleri,
Bağnaz düşünceler,
Dinimizin, inançlarımızın bir araç olarak kullanılmasını,
Fanatiklik,
Ayrıcalıklık,
Batı hayranlığı,
Vurdumduymazlığı,
Üretip beslemeye çalışmaktayız.
Halkımızın önemli bir bölümü de;
Cemaatlere ve tarikatlara kapılmaktadırlar.
Bir türlü kulluktan kurtulup,  YURTTAŞ olamamaktayız.
Eğitim öğretim görmüş insanlarımız da, LAİK, DEMOKRATİK ve SOSYAL HUKUK DEVLETİNİN yurttaşlarından beklenen anlayışı gösterememektedirler.
Tutum ve davranışları kazanamayanlarımız da, toplumumuzda az değildirler.
Eğitim öğretim görmüş kimselerden beklenmeyen davranışlarda bulunanlarımız da vardır.
Üniversitelerimiz de.
Siyasi partilerimiz de,
Sivil toplum kuruluşlarımız da,
Yetki verilenlerle, kendilerini yetkili sananlarımız da bu mevcut kargaşanın içindedirler.
Eğitim öğrenim görmüş kesimler için de bile bugün hala;
Cinlerle, perilerle günah işlemiş insanların varlığı nedeniyle,
Deprem olduğunu inananlarımız bile mevcuttur.
Bu insanlarımız hukuksal bir sorunla karşılaştıklarında, ben bu yasalara karşı sorumlu değilim, ben ancak öbür dünyaya hesap veririm diyen insanlarımız da vardır.
Bu kadar çarpıklığın, tutarsızlığın, bencilliğin, umursamazlığın… oluşmasında;
… ve zamanın da gerekli tepkilerin gösterilmemesinde eğitim sistemimizin bir payı yok mudur?
Bunun yanı sıra;
Eğitim öğretim bulamamış kesimlerimiz, okuryazarlığa, kültürel etkinliklere ve çağdaş yaşama götürmeye çalışan;
Halk Evleri ile,
Eleştirel düşünüp, haksızlığa karşı çıkan aydınlanmayı köylere kadar yayacak olan;
Önce, KÖY ENSTİTÜLERİNİ,
Sonra, ÖĞRETMEN OKULLARINI,
Kapatarak,  sen kalk yerlerine İmam Hatip Okulları ve Anadolu Liselerinin kurulmasını sağla.
İşte bu bir eğitimimiz de DÖNGÜ NOKTASI olmuştur.
Halbuki;
Türküm, doğruyum.
Cumhuriyetçiyim.
Yasam, iç ve dış gavuru dışarıya atmak.
Ülküm; İş ve işçimizi, köy ve köylümüzü, bebe ve bebelerimizi kalkındırmak.
Öğrencilerimize ekmek ve kitap dağıtmak.
Gençlerimize gelecek sağlamak.
Varlığımız ulusal kurtuluşumuza, bağımsızlığımıza armağan olsun.
Diyebilen bir nesil yetiştirmek olmalıydı.
Eğitimimiz de;
Demokratik eğitim olmalı.
Laik eğitim olmalı.
Planlı eğitim olmalı.
Çok amaçlı eğitim olmalı.
Uygulamalı işlevsel eğitim olmalı.
Karma eğitim olmalı.
Öğrenci merkezli eğitim olmalı.
Sürekli ve verimli eğitim olmalı.
Nitelikli eğitim olmalı.
İş için de, iş aracılığıyla uygulanan eğitim olmalı.
Öğrencilerimizin Üretime Katıldığı Eğitim değerleriyle birebir örtüştüğü eğitim olmalı.
İşte o zaman hurafeli, ütopyacı eğitimden uzaklaşmış, gerçek eğitime yol vermiş bir ülke oluruz.
Esen kalınız efendim.
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.