Ülkemiz de her yıl yüzlerce yeni okul ve özel öğretim kurumları açılmakta.
Özel öğretim kurumlarındaki hareketlilik lise ve üniversiteye kadar varan, hatta doktoraya kadar uzanan kurumlar eğitim sistemimize girmektedir.
Bu eğitim sistemlerimizde;
-Kontrolsüz büyüme gerçekleştirilmektedir.
-İyi kötü, başarılı başarısız ayrımı yapılamamaktadır.
- Parayla diploma satanlar eğitim camialarının içine girmektedir.
- Pek çoğu da eğitim kurumu olmaktan çıkarılıp holdinglere peşkeş çekilmektedir.
-İçlerin de ticarethane gibi çalışanlar bile vardır.
-Özel okulların ücretleri anormal boyutlara ulaşarak, Zengin kapitalist kimselerin çocuklarına yer açılmaktadır.
- Veli ve öğrenci memnuniyetinden çok ekonomik koşullarda diploma için para konuşur duruma getirilmektedir.
- Birçok kurum insan odaklı değil, ekonomik odaklı olma eğilimine getirilmektedir.
Ülkemizde eğitim kurumları özel eğitim olsun, devlet kurumu olsun liyakata önem vermelidirler.
-Sınav sistemlerimiz yeniden düzgünce adilane yapılmalı ve başarılı öğrenciler uygulamalı eğitimin içine alınarak ülkemizin değişik yönlerinde değerlendirilmelidir.
- Sınav sistemi karmaşası ile mevcut pek çok okullarımız da, programlarını yenileyemediklerinden velilerimizde yeni yeni okul arayışı içine girmektedirler.
-Devlet özel eğitim kurumlarını açtırırken, devlet kendi üzerindeki yükü azaltmakta olduğunu biliyor.
Ancak;
- Daha iyi bir eğitim için rekabet oluşturuyor.
-Ancak dar gelirli aile çocukları, kırsal bölgelerdeki aile çocukları aynı eşit şartlarda mı değerlendiriliyor?
- Farklı farklı eğitim modelleri deneniyor.
- Eğitimimiz de çıkmaz bir kuyunun içinde bocalayıp duruyor.
- Eğitimimiz için kaliteden varsa tabii… asla ödün verilmemelidir.
- Asıl amacımız ülkemiz için geleceğimiz için eğitim olmalıdır.
-Akademik üniversite, lise düzeyinde sadece kontenjan doldurmak ve siyaset yapmak için popüler okullar açmamalıdır.
- FETÖ benzeri yeni bir oluşumun yaşanmaması için çok dikkatli olunmalıdır.
- Sınav odaklı eğitim kurumları artık üretim odaklı TEMATİK lise ve üniversiteler teşvik edilmelidir.
- Butik küçük özel öğretim kurumları önümüzdeki yıllarda ekonomik krizlerle çok ciddi kırılmalara sebep olabilirler.
-Özel öğretimdeki çok büyük işlere imza atmış butik ve küçük kuruluşlar bir ticarethane gibiymiş mantığıyla yönetilemez.
- Bu tip eğitim kuruluşlarının desteklenmesi önlerinin açılması gerekir.
-Bu özel eğitim kuruluşlarının kapısına kilit vurulması ticari şirketlere benzemez.
- O kurumlarda eğitim gören, kurs gören öğrenciler üzerinde derin yaralar açar.
-İşi bozulan bir velinin çocuğuna o kurumdan alması demek hem velinin hem de öğrencinin manevi yıkımı, maddi yıkımdan daha çok ağır basacaktır.
Bunları düşünerek Milli Eğitim Bakanlığımızın pedagogları ülkemizin geleceği için hiçbir siyasi eylem gözetmeksizin ÖZEL ÖĞRETİMDE ve DEVLET EĞİTİMİNDE tıpkı emperyalizmle savaşırken olduğu gibi kararlılıkla savaşmalıdırlar.
-Ulusçu, ahlakçı, devrimci, laik cumhuriyetçi yurttaşlar yetiştirmek için,
-Özgürlük ve düzenin uzlaşmasına dayanan demokratik tutumu egemen kılmak için,
-Türk Ulusunu uygarlıkta en ileri düzeye götürmek ve yeni kuşakları bunun gerektirdiği güçte ve donanımla yetiştirmek için,
Her yönden özgür insanı yetiştirmenin yolu onu bütünüyle bilimsel bir eğitimden geçirmekle olur.
Geleceğimizin aydınlık, özgür kuşakları bu eğitim kalıplarıyla yetişemez.
Öğretim birliği içinde yeniden cumhuriyetimizin ulusal, bilimsel, karma, laik üretici eğitim anlayışına dönmek, özel öğretim kurumlarına da ışık vermek bu ülkenin yöneticilerine bir görev düşmektedir.
İşte eğitimdeki eksilerimiz, artılarımız, avantajlarımız bu ve buna benzer durumlar olduğu gibi geleceğimiz için iyi planlar yapmada bizim görevlerimizden olmalıdır.
Esen kalınız efendim.
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Orakoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 1504+ kez okundu.
EĞİTİMİMİZİN EKSİLERİ… ARTILARI… AVANTAJLARI… NELER
Ülkemiz de her yıl yüzlerce yeni okul ve özel öğretim kurumları açılmakta.
Özel öğretim kurumlarındaki hareketlilik lise ve üniversiteye kadar varan, hatta doktoraya kadar uzanan kurumlar eğitim sistemimize girmektedir.
Bu eğitim sistemlerimizde;
-Kontrolsüz büyüme gerçekleştirilmektedir.
-İyi kötü, başarılı başarısız ayrımı yapılamamaktadır.
- Parayla diploma satanlar eğitim camialarının içine girmektedir.
- Pek çoğu da eğitim kurumu olmaktan çıkarılıp holdinglere peşkeş çekilmektedir.
-İçlerin de ticarethane gibi çalışanlar bile vardır.
-Özel okulların ücretleri anormal boyutlara ulaşarak, Zengin kapitalist kimselerin çocuklarına yer açılmaktadır.
- Veli ve öğrenci memnuniyetinden çok ekonomik koşullarda diploma için para konuşur duruma getirilmektedir.
- Birçok kurum insan odaklı değil, ekonomik odaklı olma eğilimine getirilmektedir.
Ülkemizde eğitim kurumları özel eğitim olsun, devlet kurumu olsun liyakata önem vermelidirler.
-Sınav sistemlerimiz yeniden düzgünce adilane yapılmalı ve başarılı öğrenciler uygulamalı eğitimin içine alınarak ülkemizin değişik yönlerinde değerlendirilmelidir.
- Sınav sistemi karmaşası ile mevcut pek çok okullarımız da, programlarını yenileyemediklerinden velilerimizde yeni yeni okul arayışı içine girmektedirler.
-Devlet özel eğitim kurumlarını açtırırken, devlet kendi üzerindeki yükü azaltmakta olduğunu biliyor.
Ancak;
- Daha iyi bir eğitim için rekabet oluşturuyor.
-Ancak dar gelirli aile çocukları, kırsal bölgelerdeki aile çocukları aynı eşit şartlarda mı değerlendiriliyor?
- Farklı farklı eğitim modelleri deneniyor.
- Eğitimimiz de çıkmaz bir kuyunun içinde bocalayıp duruyor.
- Eğitimimiz için kaliteden varsa tabii… asla ödün verilmemelidir.
- Asıl amacımız ülkemiz için geleceğimiz için eğitim olmalıdır.
-Akademik üniversite, lise düzeyinde sadece kontenjan doldurmak ve siyaset yapmak için popüler okullar açmamalıdır.
- FETÖ benzeri yeni bir oluşumun yaşanmaması için çok dikkatli olunmalıdır.
- Sınav odaklı eğitim kurumları artık üretim odaklı TEMATİK lise ve üniversiteler teşvik edilmelidir.
- Butik küçük özel öğretim kurumları önümüzdeki yıllarda ekonomik krizlerle çok ciddi kırılmalara sebep olabilirler.
-Özel öğretimdeki çok büyük işlere imza atmış butik ve küçük kuruluşlar bir ticarethane gibiymiş mantığıyla yönetilemez.
- Bu tip eğitim kuruluşlarının desteklenmesi önlerinin açılması gerekir.
-Bu özel eğitim kuruluşlarının kapısına kilit vurulması ticari şirketlere benzemez.
- O kurumlarda eğitim gören, kurs gören öğrenciler üzerinde derin yaralar açar.
-İşi bozulan bir velinin çocuğuna o kurumdan alması demek hem velinin hem de öğrencinin manevi yıkımı, maddi yıkımdan daha çok ağır basacaktır.
Bunları düşünerek Milli Eğitim Bakanlığımızın pedagogları ülkemizin geleceği için hiçbir siyasi eylem gözetmeksizin ÖZEL ÖĞRETİMDE ve DEVLET EĞİTİMİNDE tıpkı emperyalizmle savaşırken olduğu gibi kararlılıkla savaşmalıdırlar.
-Ulusçu, ahlakçı, devrimci, laik cumhuriyetçi yurttaşlar yetiştirmek için,
-Özgürlük ve düzenin uzlaşmasına dayanan demokratik tutumu egemen kılmak için,
-Türk Ulusunu uygarlıkta en ileri düzeye götürmek ve yeni kuşakları bunun gerektirdiği güçte ve donanımla yetiştirmek için,
Her yönden özgür insanı yetiştirmenin yolu onu bütünüyle bilimsel bir eğitimden geçirmekle olur.
Geleceğimizin aydınlık, özgür kuşakları bu eğitim kalıplarıyla yetişemez.
Öğretim birliği içinde yeniden cumhuriyetimizin ulusal, bilimsel, karma, laik üretici eğitim anlayışına dönmek, özel öğretim kurumlarına da ışık vermek bu ülkenin yöneticilerine bir görev düşmektedir.
İşte eğitimdeki eksilerimiz, artılarımız, avantajlarımız bu ve buna benzer durumlar olduğu gibi geleceğimiz için iyi planlar yapmada bizim görevlerimizden olmalıdır.
Esen kalınız efendim.
Ekleme
Tarihi: 19 Ağustos 2019 - Pazartesi
EĞİTİMİMİZİN EKSİLERİ… ARTILARI… AVANTAJLARI… NELER
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.