2000 yıllara geçtiğimiz tarihten bu tarafa, ülkemiz de bir sanal DEMOKRATİK yaşam tartışması yaşanır hale getirildi.
Ağzını açanımız;
İstediği sözcüğün önüne DEMOKRATİK kelimesine koyuyor olması kaçınılmaz hale geldi.
Bu tipte olan kişiler de DEMOKRASİNİN arkasına sığınıyor hale getirildiler.
Önce;
Bu ülke de DEMOKRATİK ÖZERKLİK lafı ve sözcüğü ile tanıştırıldık.
Şimdi ise;
Anayasamız çok mu demokratik? Demeye başladık.
Acaba ÖZERKLİK lafı mı patladı.
Arkasından ana dilde eğitim…
Çözüm bulunabildi mi?
Hayır… Hayır… Hayır…
Ülkemiz insanı, ülkemizin yapısı hala kargaşa için de. Öyle değil mi?
Bunlar yetmiyormuş gibi eğitim sistemimizde de 4+4+4=12 yıllık kesintili bir eğitim sistemi ile tanıştırılmış olduk.
Üstüne de bir kılık kıyafet serbestliği getirdik. Değme keyfine.
Bundan sonra öğrencilerimiz,
Bundan sonra ki dersimiz ne olacak diye düşüneceğine,
Bundan sonra, bugün ben ne giyeceğim diye düşünür oldular.
Okullarımız da eşitlik ilkesi kalktı artık diye düşünür olduk.
Markalar okullarımız da yarışır duruma getirildi.
KAPİTALİZM bir kez daha çocuklarımızın üstüne, oyununu oynadı.
Ne yazık ki;
En çok üzüldüğümüz yine dar gelirli fakir aile çocuklarına oldu.
Yine bu çocuklar eğitimden bir kez daha yoksun bırakıldılar.
Ama bakıyorum da her yerde Demokratik, çağdaş, ilkeli eğitim getirdik nidaları ile yükseliyor.
Reform,
Yenilik,
Çağdaş eğitim,
Demokratikleşme,
Gibi kulağımıza hoş gelen söylemlerle TÜRK HALKI, TÜRK MİLLETİ ikna edilir duruma getirildik.
4+4+4=12 Yıllık kesintili eğitim ülkemize hoş geldi safa geldi.
Eğitim bir insanın doğal hakkıdır.
Eğitim hakkımızdan her insanımız, her yurttaşımız yararlanabilmeli.
Okullarımızın ticarethane,
Öğretmenlerimizin de tahsildar,
Olma konumuna son verilmelidir.
Eğitim politikalarımız;
İktidarların siyasal hedefleri ve piyasa görünümlerine göre değil, bilimsel veriler üzerine oturtulması gerekmiyor mu?
Toplumsal gereksinimler gözetilerek çalışmalar sunulmalı ve planlanmalıdır.
Eğitim de;
Müşteri bilinci değil, yurttaş bilinci geliştirilmelidir.
Bireyci ve çıkarcı yaklaşım terkedilmelidir.
Piyasacı stratejik planlamalar yerine, eğitimin bütün bileşenlerinin katıldığı,
Sözde demokratik değil,
Gerçek demokratik bir planlama yapılmalıdır.
4+4+4=12 Yıllık kesintili eğitim sistemimiz sorunlarımızı çözememiş daha da aksine eğitim sistemimizi KAOSA yöneltmiştir.
En başta bu sistem ülkemizin geleceğinde büyük sorunlar oluşturacak dersek yanılmış olmuyorum. Bu gün bu sistem çocuk işçiliğini de olanca hızıyla artırmaktadır.
Bu sistemle kırsal bölgelerimizde kız erkek çocukları ayrıcalığı doğurmakta ve eğitimden bu çocuklarımız uzaklaşmaktadır.
Geliniz Sayın Milli Eğitim Bakanım, sizler tam bir eğitimin içinden gelmiş, pedagoji bilimine inanmış kimseye boyun eğmeyecek kadar dürüst, kitlelere hizmette sınır tanımayacak kadar idealistsiniz..
Köy Enstitülerinin devamın da Kent Enstitüleri(KENT AKADEMİLERİ) olgusuna salık verelim. Bu kesintili eğitimden uzaklaşarak ülkemize ve ülkemiz çocuklarına şiar açacak bir eğitim sistemiyle, uygulanabilir eğitim modeline getirelim.
Yoksa eğitimimiz gidiyor
Eğitimimiz yok oluyor.
İşsizler ordusu ile karşı karşıya kalıyoruz.
Esen kalınız efendim.
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Orakoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 1101+ kez okundu.
NELER YAŞIYORUZ… NELER…!!!
2000 yıllara geçtiğimiz tarihten bu tarafa, ülkemiz de bir sanal DEMOKRATİK yaşam tartışması yaşanır hale getirildi.
Ağzını açanımız;
İstediği sözcüğün önüne DEMOKRATİK kelimesine koyuyor olması kaçınılmaz hale geldi.
Bu tipte olan kişiler de DEMOKRASİNİN arkasına sığınıyor hale getirildiler.
Önce;
Bu ülke de DEMOKRATİK ÖZERKLİK lafı ve sözcüğü ile tanıştırıldık.
Şimdi ise;
Anayasamız çok mu demokratik? Demeye başladık.
Acaba ÖZERKLİK lafı mı patladı.
Arkasından ana dilde eğitim…
Çözüm bulunabildi mi?
Hayır… Hayır… Hayır…
Ülkemiz insanı, ülkemizin yapısı hala kargaşa için de. Öyle değil mi?
Bunlar yetmiyormuş gibi eğitim sistemimizde de 4+4+4=12 yıllık kesintili bir eğitim sistemi ile tanıştırılmış olduk.
Üstüne de bir kılık kıyafet serbestliği getirdik. Değme keyfine.
Bundan sonra öğrencilerimiz,
Bundan sonra ki dersimiz ne olacak diye düşüneceğine,
Bundan sonra, bugün ben ne giyeceğim diye düşünür oldular.
Okullarımız da eşitlik ilkesi kalktı artık diye düşünür olduk.
Markalar okullarımız da yarışır duruma getirildi.
KAPİTALİZM bir kez daha çocuklarımızın üstüne, oyununu oynadı.
Ne yazık ki;
En çok üzüldüğümüz yine dar gelirli fakir aile çocuklarına oldu.
Yine bu çocuklar eğitimden bir kez daha yoksun bırakıldılar.
Ama bakıyorum da her yerde Demokratik, çağdaş, ilkeli eğitim getirdik nidaları ile yükseliyor.
Reform,
Yenilik,
Çağdaş eğitim,
Demokratikleşme,
Gibi kulağımıza hoş gelen söylemlerle TÜRK HALKI, TÜRK MİLLETİ ikna edilir duruma getirildik.
4+4+4=12 Yıllık kesintili eğitim ülkemize hoş geldi safa geldi.
Eğitim bir insanın doğal hakkıdır.
Eğitim hakkımızdan her insanımız, her yurttaşımız yararlanabilmeli.
Okullarımızın ticarethane,
Öğretmenlerimizin de tahsildar,
Olma konumuna son verilmelidir.
Eğitim politikalarımız;
İktidarların siyasal hedefleri ve piyasa görünümlerine göre değil, bilimsel veriler üzerine oturtulması gerekmiyor mu?
Toplumsal gereksinimler gözetilerek çalışmalar sunulmalı ve planlanmalıdır.
Eğitim de;
Müşteri bilinci değil, yurttaş bilinci geliştirilmelidir.
Bireyci ve çıkarcı yaklaşım terkedilmelidir.
Piyasacı stratejik planlamalar yerine, eğitimin bütün bileşenlerinin katıldığı,
Sözde demokratik değil,
Gerçek demokratik bir planlama yapılmalıdır.
4+4+4=12 Yıllık kesintili eğitim sistemimiz sorunlarımızı çözememiş daha da aksine eğitim sistemimizi KAOSA yöneltmiştir.
En başta bu sistem ülkemizin geleceğinde büyük sorunlar oluşturacak dersek yanılmış olmuyorum. Bu gün bu sistem çocuk işçiliğini de olanca hızıyla artırmaktadır.
Bu sistemle kırsal bölgelerimizde kız erkek çocukları ayrıcalığı doğurmakta ve eğitimden bu çocuklarımız uzaklaşmaktadır.
Geliniz Sayın Milli Eğitim Bakanım, sizler tam bir eğitimin içinden gelmiş, pedagoji bilimine inanmış kimseye boyun eğmeyecek kadar dürüst, kitlelere hizmette sınır tanımayacak kadar idealistsiniz..
Köy Enstitülerinin devamın da Kent Enstitüleri(KENT AKADEMİLERİ) olgusuna salık verelim. Bu kesintili eğitimden uzaklaşarak ülkemize ve ülkemiz çocuklarına şiar açacak bir eğitim sistemiyle, uygulanabilir eğitim modeline getirelim.
Yoksa eğitimimiz gidiyor
Eğitimimiz yok oluyor.
İşsizler ordusu ile karşı karşıya kalıyoruz.
Esen kalınız efendim.
Ekleme
Tarihi: 18 Şubat 2019 - Pazartesi
NELER YAŞIYORUZ… NELER…!!!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.