İnsanoğlunun toplumsal yaşama geçtiği günden, günümüze kadar ki geçen süre de;
Yönetilen ve üreten…
Yöneten ve artı üretime el koyan…
Toplum düzeni olmak kaydıyla insanlar yaşamlarını idame etme yollarını seçmişlerdir.
Yöneten sınıfında ki insanlar, yönetilen sınıfın beynini her zaman tutsak etmeye çalışmışlar ve sömürü sistemi oluşturmaya başarmışlardır.
Ümmetçilik yöntemiyle de insanları ezmişler ve köleleştirmeye itmişlerdir.
Bilinmeyen Dünyanın, bilinmeyen nimetleriyle avutmaya uğraşmışlardır.
Bir başka anlamıyla da;
Yöneten sınıflar, yönetilen sınıfların bilinçlenmesine, eğitilmesine ve örgütlü toplum olmasına izin vermemişlerdir.
Emekçi sınıf dediğimiz toplumlar, oluşturulan insan ögesinin beynini özgürleştirerek, toplumla doğayı iç içe kaynaştırıp, yararlı bir toplumun oluşmasının yönetimini istemişlerdir.
Bu merhale de bu sınıflarda bilgi ve beceriler kazandırılarak ve bu yöntemlerle de bilimsel eğitim modeli ortaya çıkmıştır.
Emekçi sınıflarda;
Toplumun özgürleşmesi, demokratik hakların özgürce kullanılması, eşit çalışma ve eşit paylaşma ortamından yana duruş sergilemesi oluşmuştur.
Bu nedenledir ki;
Emekçi sınıfla, egemen sınıf arasın da uzlaşmaz çelişkiler çıkmış ve çatışmaya dönüşmüştür.
Özgürlüklerin ve demokratik gelişimin önüne kesmek, yasakçı ve baskıcı bir yönetim getirmek hep yöneten iktidarların ve iktidar yanlısı olanların işine gelmiştir.
Baskı ve yasaklar yoğunlaştıkça;
Ülke de On Binlerce aydın, Öğretmen, Bilim Adamı, Gençler, İşçiler, Gazeteciler tutsak edilmişlerdir.
Devlet erkini elinde tutan egemenler, emperyalizm ve işbirlikçileri toplumsal gelişmelerden rahatsız olmuşlardır.
Biçimsel Demokrasiyi ve özgürlükleri tümden denetim altında tutmanın arayışına yönelmişlerdir.
Devletin yönetimine eli de bulunduran siyasi erkler,
Devletin tüm kuruluşlarında kadrolaşmak isterler.
Devletin yargısını ele geçirmek ve etkisizleştirmek gibi yollara giderler.
Türk Silahlı Kuvvetlerini de etkisizleştirmek gibi yollar seçerler.
Kendi iktidarının sermayesine oluştururlar.
İktidar medyasını güçlendirerek kendi medya ordusunu gerçekleştirirler.
Kendi iktidarlarının seçmenini de kemikleştirirler.
Yoksullara yardımlaşma adı altında sadakaya muhtaç hale getirirler.
Ülke gelişmesin de aceleci davranmazlar.
… ve kendilerine göre kararlı bir yol haritası belirlerler.
Bu tür yol haritası çizen ve yöneten iktidarlar, toplum düzeni ile yönetilen toplum düzeninin de çelişkiler olduğunu bilinmelidir.
Bu çürümüş kokuşmuş ortamdan kurtulmak demokratik bir sorumluluk olmalıdır.
Demokratik kitle örgütleri, onurlu ve çağcıl bilim adamları, aydınlar, gençler, çağdaş ve çağcıl dayanışmayı önder olmalıdırlar.
Bu çürümüş ve kokuşmuş ortamdan kurtulmak demokratik bir sorumluluktur.
Yapay çelişkileri aşarak emek yanlısı demokrasi çerçevesin de güç birliği oluşturulmalıdır.
Bu ülke hepimizin ülkesidir.
Gelecek kuşaklara karşı,
Yarınlarımıza karşı,
Geleceğimize karşı
Sorumluluğumuza yerine getirmek bizim asli görevimiz olmalıdır.
Esen kalınız efendim.
Anasayfa
Yazarlar
Bülent Orakoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 631+ kez okundu.
TOPLUM… EĞİTİMLE ÖZGÜRLEŞİR Mİ?...
İnsanoğlunun toplumsal yaşama geçtiği günden, günümüze kadar ki geçen süre de;
Yönetilen ve üreten…
Yöneten ve artı üretime el koyan…
Toplum düzeni olmak kaydıyla insanlar yaşamlarını idame etme yollarını seçmişlerdir.
Yöneten sınıfında ki insanlar, yönetilen sınıfın beynini her zaman tutsak etmeye çalışmışlar ve sömürü sistemi oluşturmaya başarmışlardır.
Ümmetçilik yöntemiyle de insanları ezmişler ve köleleştirmeye itmişlerdir.
Bilinmeyen Dünyanın, bilinmeyen nimetleriyle avutmaya uğraşmışlardır.
Bir başka anlamıyla da;
Yöneten sınıflar, yönetilen sınıfların bilinçlenmesine, eğitilmesine ve örgütlü toplum olmasına izin vermemişlerdir.
Emekçi sınıf dediğimiz toplumlar, oluşturulan insan ögesinin beynini özgürleştirerek, toplumla doğayı iç içe kaynaştırıp, yararlı bir toplumun oluşmasının yönetimini istemişlerdir.
Bu merhale de bu sınıflarda bilgi ve beceriler kazandırılarak ve bu yöntemlerle de bilimsel eğitim modeli ortaya çıkmıştır.
Emekçi sınıflarda;
Toplumun özgürleşmesi, demokratik hakların özgürce kullanılması, eşit çalışma ve eşit paylaşma ortamından yana duruş sergilemesi oluşmuştur.
Bu nedenledir ki;
Emekçi sınıfla, egemen sınıf arasın da uzlaşmaz çelişkiler çıkmış ve çatışmaya dönüşmüştür.
Özgürlüklerin ve demokratik gelişimin önüne kesmek, yasakçı ve baskıcı bir yönetim getirmek hep yöneten iktidarların ve iktidar yanlısı olanların işine gelmiştir.
Baskı ve yasaklar yoğunlaştıkça;
Ülke de On Binlerce aydın, Öğretmen, Bilim Adamı, Gençler, İşçiler, Gazeteciler tutsak edilmişlerdir.
Devlet erkini elinde tutan egemenler, emperyalizm ve işbirlikçileri toplumsal gelişmelerden rahatsız olmuşlardır.
Biçimsel Demokrasiyi ve özgürlükleri tümden denetim altında tutmanın arayışına yönelmişlerdir.
Devletin yönetimine eli de bulunduran siyasi erkler,
Devletin tüm kuruluşlarında kadrolaşmak isterler.
Devletin yargısını ele geçirmek ve etkisizleştirmek gibi yollara giderler.
Türk Silahlı Kuvvetlerini de etkisizleştirmek gibi yollar seçerler.
Kendi iktidarının sermayesine oluştururlar.
İktidar medyasını güçlendirerek kendi medya ordusunu gerçekleştirirler.
Kendi iktidarlarının seçmenini de kemikleştirirler.
Yoksullara yardımlaşma adı altında sadakaya muhtaç hale getirirler.
Ülke gelişmesin de aceleci davranmazlar.
… ve kendilerine göre kararlı bir yol haritası belirlerler.
Bu tür yol haritası çizen ve yöneten iktidarlar, toplum düzeni ile yönetilen toplum düzeninin de çelişkiler olduğunu bilinmelidir.
Bu çürümüş kokuşmuş ortamdan kurtulmak demokratik bir sorumluluk olmalıdır.
Demokratik kitle örgütleri, onurlu ve çağcıl bilim adamları, aydınlar, gençler, çağdaş ve çağcıl dayanışmayı önder olmalıdırlar.
Bu çürümüş ve kokuşmuş ortamdan kurtulmak demokratik bir sorumluluktur.
Yapay çelişkileri aşarak emek yanlısı demokrasi çerçevesin de güç birliği oluşturulmalıdır.
Bu ülke hepimizin ülkesidir.
Gelecek kuşaklara karşı,
Yarınlarımıza karşı,
Geleceğimize karşı
Sorumluluğumuza yerine getirmek bizim asli görevimiz olmalıdır.
Esen kalınız efendim.
Ekleme
Tarihi: 17 Aralık 2018 - Pazartesi
TOPLUM… EĞİTİMLE ÖZGÜRLEŞİR Mİ?...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.