Doğan Göde
Köşe Yazarı
Doğan Göde
 

GEÇMİŞTEN BİR HİKAYE

Günümüzde özellikle devlet sektöründe bir yanlış devam ediyor. İşe adam alınmıyor, adama işe veriliyor bu olgu devam ediyor, şunun adamı bunun adamı felsefesiyle bu işe uygunmuş değil mi diye, bakılmadan torpille işe girenler maalesef verimli olamıyorlar. Böyle olunca devlette çöküş olduğu gibi ehli olmayan insanların iş bulduğu bir ülke olduk. Tabi ki işe yarayan işin ehli olanlarda var. Onlara da bu yapar, bu iş bitirir diye performansının üstünde iş yapıyor. Yapanla yapamayan, işe yarayanla yaramayan ayrımı maalesef yok. *** Yıllar önce bir kasabada yaşayan ailenin 3 oğlu olmuş, bunlar büyümüşler askere gitmişler ve gelmişler. Evin reisi babanın şehirde bir arkadaşı varmış. ‘Bizim oğlanlar işsiz, bunlara hiç olmazsa işinde iş ver, gözün arkada kalmaz’ demiş ve babanın arkadaşı çocukları gönder demiş. Onları işe almış, aradan günler aylar geçmiş, bir dini bayram dolayısıyla baba ocağına gelmişler. Baba çocuklarına sormuş "İşinizden memnun musunuz" diye "Memnunuz" demişler. Sormuş "Kaç para alıyorsunuz, geçiminize yetiyor mu?" diye. *** 3 çocuğun aldığı ücretlerin farklı olduğunu öğrenen baba çıkıyor yola ve gidiyor arkadaşının iş yerine, hal hatırdan sonra baba arkadaşına soruyor. "Neden aynı ana-babadan doğma çocuklarıma farklı maaş veriyorsun" diye, arkadaşı kanıtlamaya hazır, bende bir süre kalacaksın demiş ve benim yanımdan ayrılmayacaksın. 3 çocuktan birini çağırmış. Oğlum limana bir gemi gelmiş, git bak bakalım yükü ne imiş? Çocuk gitmiş bir saat sonra gelmiş. Efendim ABD’den geliyormuş, yükü şekermiş. Üçüncü çocuktan diğerini çağırmış, aynı soruyu aynı cümleyi ona söylemiş. ABD’den bir gemi gelmiş bak bakalım demiş. Çocuk gitmiş birkaç saat sonra gelmiş. Efendim gelen gemi şeker getirmiş. Sahibi falanca şirketmiş. Yükü şu kadar tonmuş diye cevap vermiş. Sonra diğer çocuklarda olduğu gibi babanın bulunduğu odaya 3. çocuğu çağırmış. Oğlum git bak bakalım ABD’den limana bir gemi gelmiş nedir diye, çocuk gitmiş gitti gelmez, aradan 24 saat geçmiş ve çocuk gelmiş. Efendim demiş gelen gemi limana şu gün şu saatte gelmiş. Yükü şekermiş. Şu kadar ton şeker getirmiş. Şu fiyattan aldım ve falanca firmaya şu fiyattan sattım. Şu kadar kar ettik falanca bankadaki falanca hesabınıza yatırdım demiş. Adam teşekkür etmiş çocuk gitmiş. Babalarının arkadaşı babalarına gördün mü demiş çocuklarının farkını, baba arkadaşına hak vermiş. İŞ YAPABİLENLE, YAPAMAYANLARIN ÜCRETLERİ FARKLI OLMALI Türkiye'de bu anlayışla devlet ve kamu kuruluşlarına yukarıdaki hikâyedeki gibi iş yapabilenle, yapamayanların ücretleri farklı olmalı ki Türkiye'nin önü açılsın. Tüm fertler kendisinin yapabileceğinin üstünde iş yapabilmesi sağlanmalıdır ve yaptığı iş kapasitesine göre ücret verilmelidir diye düşünüyorum. *** Sabah 8.00 de işe gidip, akşam 17.00’ de işi bırakmak marifet değildir. Nasıl hikayemi beğendiniz mi? Beğendiğinizi umuyor tüm okurlarıma becerisi yüksek olan insanlarla beraberlik dileğimdir. İçinizden becerili olmak, gönlünüzde becerili insanları takdir etmek ve yüzünüzden gülmek hiç eksilmesin sevgili okurlarım. Güzel söz: Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör değildir!  
Ekleme Tarihi: 25 Ekim 2023 - Çarşamba
Doğan Göde

GEÇMİŞTEN BİR HİKAYE

Günümüzde özellikle devlet sektöründe bir yanlış devam ediyor. İşe adam alınmıyor, adama işe veriliyor bu olgu devam ediyor, şunun adamı bunun adamı felsefesiyle bu işe uygunmuş değil mi diye, bakılmadan torpille işe girenler maalesef verimli olamıyorlar. Böyle olunca devlette çöküş olduğu gibi ehli olmayan insanların iş bulduğu bir ülke olduk. Tabi ki işe yarayan işin ehli olanlarda var. Onlara da bu yapar, bu iş bitirir diye performansının üstünde iş yapıyor. Yapanla yapamayan, işe yarayanla yaramayan ayrımı maalesef yok.

***

Yıllar önce bir kasabada yaşayan ailenin 3 oğlu olmuş, bunlar büyümüşler askere gitmişler ve gelmişler. Evin reisi babanın şehirde bir arkadaşı varmış. ‘Bizim oğlanlar işsiz, bunlara hiç olmazsa işinde iş ver, gözün arkada kalmaz’ demiş ve babanın arkadaşı çocukları gönder demiş. Onları işe almış, aradan günler aylar geçmiş, bir dini bayram dolayısıyla baba ocağına gelmişler. Baba çocuklarına sormuş "İşinizden memnun musunuz" diye "Memnunuz" demişler. Sormuş "Kaç para alıyorsunuz, geçiminize yetiyor mu?" diye.

***

3 çocuğun aldığı ücretlerin farklı olduğunu öğrenen baba çıkıyor yola ve gidiyor arkadaşının iş yerine, hal hatırdan sonra baba arkadaşına soruyor. "Neden aynı ana-babadan doğma çocuklarıma farklı maaş veriyorsun" diye, arkadaşı kanıtlamaya hazır, bende bir süre kalacaksın demiş ve benim yanımdan ayrılmayacaksın. 3 çocuktan birini çağırmış. Oğlum limana bir gemi gelmiş, git bak bakalım yükü ne imiş? Çocuk gitmiş bir saat sonra gelmiş. Efendim ABD’den geliyormuş, yükü şekermiş. Üçüncü çocuktan diğerini çağırmış, aynı soruyu aynı cümleyi ona söylemiş. ABD’den bir gemi gelmiş bak bakalım demiş. Çocuk gitmiş birkaç saat sonra gelmiş. Efendim gelen gemi şeker getirmiş. Sahibi falanca şirketmiş. Yükü şu kadar tonmuş diye cevap vermiş. Sonra diğer çocuklarda olduğu gibi babanın bulunduğu odaya 3. çocuğu çağırmış. Oğlum git bak bakalım ABD’den limana bir gemi gelmiş nedir diye, çocuk gitmiş gitti gelmez, aradan 24 saat geçmiş ve çocuk gelmiş. Efendim demiş gelen gemi limana şu gün şu saatte gelmiş. Yükü şekermiş. Şu kadar ton şeker getirmiş. Şu fiyattan aldım ve falanca firmaya şu fiyattan sattım. Şu kadar kar ettik falanca bankadaki falanca hesabınıza yatırdım demiş. Adam teşekkür etmiş çocuk gitmiş. Babalarının arkadaşı babalarına gördün mü demiş çocuklarının farkını, baba arkadaşına hak vermiş.

İŞ YAPABİLENLE, YAPAMAYANLARIN ÜCRETLERİ FARKLI OLMALI

Türkiye'de bu anlayışla devlet ve kamu kuruluşlarına yukarıdaki hikâyedeki gibi iş yapabilenle, yapamayanların ücretleri farklı olmalı ki Türkiye'nin önü açılsın. Tüm fertler kendisinin yapabileceğinin üstünde iş yapabilmesi sağlanmalıdır ve yaptığı iş kapasitesine göre ücret verilmelidir diye düşünüyorum.

***

Sabah 8.00 de işe gidip, akşam 17.00’ de işi bırakmak marifet değildir. Nasıl hikayemi beğendiniz mi? Beğendiğinizi umuyor tüm okurlarıma becerisi yüksek olan insanlarla beraberlik dileğimdir. İçinizden becerili olmak, gönlünüzde becerili insanları takdir etmek ve yüzünüzden gülmek hiç eksilmesin sevgili okurlarım.

Güzel söz: Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör değildir!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.