Değerli dostlar, 2021-2022 eğitim öğretim yılının birinci dönemi sona ermişti. Geçen hafta başlayan ara tatil, bu hafta sonunda bitecek ve öğrenciler, okullarına dönecekler.
Bunca yıldır eğitimcilik yapan biri olarak eğitim ve öğretimle ilgili yüzlerce görüş, öneri, eleştiri, yorum ve değerlendirme yaptım. 26 yıl, sendikacılık ve sendika yöneticiliği yaptım. Bu süreçte onlarca bildiri yayımladık, görüş bildirdik, önerilerde bulunduk, eleştiri yaptık, gazetelerde ve dergilerde yazılar yazdık; toplantılarda, çalıştaylarda, şûralarda görüş, öneri, eleştiri ortaya koyduk.
Okullarda öğrencilerimize, yol gösterici, yapıcı, çözümleyici, hayata tutunucu önerilerde bulunduk, ufuk açtık, ışık tuttuk.
Öğretmen arkadaşlarla ve eğitimin paydaşlarıyla yaptığımız sohbetlerde benzer konuları ele aldık; eğitimle ilgili her konuda görüş alışverişinde bulunduk.
Manisa yerel basınında yüzlerce yazı yazdım; bu yazılarda da benzer konuları ele aldım.
Yine bıkmadan, usanmadan benzer konuları işlemeyi sürdüreceğim.
Bugünkü yazımız da benzer olacak.
Yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden ve edindiklerimizden yola çıkarak onlarca çıkarımlar ortaya koyabiliriz.
***
Yıllardır bildiğimiz ve uyardığımız; ama bir türlü düzeltilemeyen anlam kargaşasından kurtulamadık.
Nedir bu anlam kargaşası?
“Eğitim” ve “Öğretim”. Bu iki kavramın anlamı ve içeriği, hep karıştırılır.
Biz, toplum olarak bu alandaki her etkinliğe, yapılana “eğitim” diyoruz.
Hayır, değil.
Son iki yıldır ağzımızda sakız olan söylem, “uzaktan eğitim”; yanlış bir kullanım.
Eğitimin uzaktanı olmaz. Olsa olsa “uzaktan öğretim” olur.
Sözlüklere baktığımızda bu iki kavramı daha iyi anlayacağız.
Yaygın sözlüklerde eğitim, “Belli bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma, yetiştirme ve geliştirme işi.” İkinci anlamı, “Yeni kuşakların toplum yaşamında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları edinmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme.”
Benzer sözlüklerde öğretim, “Kişiye, belli bir ereğe, amaca ulaştıracak bilgileri öğretmek işi.” İkinci anlamı da “Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, araç gereçleri sağlama ve öğrenmede yol gösterme işi.”
***
Bir başka deyişle eğitim, kültürel mirasın aktarılması, çocuğun yaşamda kullanacağı bilgi ve becerilerin ona kazandırılması, çocuğa bilgi yüklemekten çok bilgiyi elde etme yollarının aktarılması ve belli bir işi yapabilmek için gerekli becerilerin kazandırılmasıdır.
Öğretimi de şöyle değerlendilebiliriz. Eğitimin planlı ve programlı yapılan boyutuna da öğretim denir. Öğretim, oluşturulan eğitim kurumları aracılığı ile farklı düzeylerde yapılabilir.
Öğretimin amacı öğrenene (bireye) planlı, programlı ve örgütlenmiş etkinliklerle yeni davranışlar, bilgiler, beceriler, tutumlar ve değerler kazandırmaktır.
Yukarıda yaptığımız tüm değerlendirmelerden sonra “eğitim” kavramı ile ilgili şu sonuca ulaşabiliriz.
“Eğitim, bireyin öğrenip edindiği davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve bilinçli olarak istendik değişim oluşturma sürecidir; bireyin benimsediği ve bireyde kalan davranışlar bütünüdür.”
Konu eğitim olunca yazının konusu ve içeriği uzuyor.
Kalanını da haftaya ele alalım.
Sözün Özü
Sözcükler, bir adamın zekasını gösterebilir; ama amacını gösteren eylemleridir.