Küresel ısınma ile beraber meteorolojik afetlerdeki artış dikkat çekiyor. Yeni afet terimlerini duymaya başladık. “Sıcak hava dalgaları” bunların başında geliyor. Yaz aylarında sıcak havaların etkili olduğunu biliyoruz ama  “sıcak hava dalgası” olarak etkili olduğunu son yıllarda yeni duymaya başladık. * Batı Avrupa’da temmuz ayının ilk günlerinden itibaren sıcak hava dalgası etkili oluyor. İspanya ve Portekiz'de son 15 gün içerisinde aşırı sıcaklar nedeniyle 1700'den fazla kişi yaşamını yitirdi. İspanya ve Portekiz’de etkili olduktan sonra kuzeye doğru hareket eden sıcak hava dalgası Fransa ve İngiltere’yi de etkiledi. İngiltere’de ilk defa 40 derecenin üzerinde sıcaklık ölçüldü. * Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) Genel Sekreteri Petteri Taals Cenevre’de Birleşmiş Milletler merkezinde sıcak hava dalgasına ilişkin basın toplantısı yaptı. Taals, iklim değişikliğinin dünya genelinde sıcak hava dalgalarını daha sık ve etkili hale getireceğini söyledi ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en az 2060'a kadar süreceğini belirtti. * Sıcak hava dalgası, “bir bölgede ölçülen en yüksek sıcaklık değerleri ortalamasının en az 5 derece üzerindeki sıcak havanın 5 gün veya daha fazla sürede etkili olması” olarak ifade ediliyor. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi sıcak hava dalgasının değerleri yöresel olarak değişebiliyor. Sıcak bölgelerde ekstrem sıcaklık değerleri yüksek olduğu için buralarda etkili olan sıcak hava dalgasının değerleri de daha yüksek oluyor. * Temmuz ve ağustos aylarının en yüksek sıcaklık ortalaması Manisa merkezde 35.7, Akhisar’da 34.5, Salihli ve Gölmarmara’da 35.6 derece. Son 3 gün içerisinde Gölmarmara’da sıcaklık değerleri  40 derecenin üzerinde ölçülüyor. Akhisar, Gölmarmara ve Salihli arasındaki bölge yaz aylarında en yüksek sıcaklığın ölçüldüğü bölge. Rakımın düşük olması ve bu mevsimdeki karasallığın ön plana çıkması ile düşük nemle beraber ölçülen maksimum sıcaklık değerleri, yerleşim yerlerine göre daha yüksek oluyor. Aynı şekilde sabah erken saatlerde ölçülen en düşük sıcaklık değerleri  de yerleşim yerlerine göre daha düşük oluyor. Bu bölge Manisa’da ölçülen en yüksek ve en düşük sıcaklık değerleri farkının en yüksek olduğu kesim. Yaz aylarında bu fark 25 dereceyi geçiyor. * Günümüzde nüfusun büyük bir kısmı şehirlerde yaşıyor. Kentleşme ile birlikte yapılaşmada artış var. Şehirlerin yeni binalarla birlikte yerleşim alanları genişlerken asfalt yolların ve betonlaşmanın da arttığını görüyoruz. Bir şehre havadan baktığınızda üç şey görüyorsunuz; çatı, asfalt ve beton. Böyle şehirlerde çatı, asfalt ve beton yüzeyler güneş ışınları ile sürekli ısınır. Gündüz saatlerin oluşan sıcaklık artışı gece saatlerinde de devam eder. Çünkü bu yüzeyler güneş radyasyonunu çabuk emdiği gibi, yüzey soğuması da gecikir. Kentlerde sıcaklık artışına neden olan bu durum “kentsel ısı adası” oluşu için zemin hazırlar. Bina çatılarının yeşillendirilmesi, bahçe ve açık alanlarda daha fazla toprak ve yeşil örtünün olması kentsel ısı adası etkisini azaltıyor. * Yeşil binalar, doğayla uyumlu çatı ve duvarları sayesinde kentsel ısı ada etkisinin de azalmasına yardımcı olur. Yeşil çatılar vejetasyon örtüsüyle güneş radyasyonunu ve yağış suyunun hızını azaltır, yalıtım sağlar. Düşey bahçeler bina, duvar, çit gibi düşey yapısal elemanların çeşitli bitkilerle kaplanmasıyla oluşur, binalardaki enerji tüketimini azaltır. * Yeşil çatılar, çevresel faydaları, hayatı kolaylaştırması ve yaşam kalitesini artırması nedeniyle kısa bir süre içinde popüler hale geldi. Bu yapılar kentsel sürdürülebilirliğe olumlu katkılar sunuyor. Son zamanlarda yapılan yeşil çatı bahçelerinin sadece bulunduğu binaya değil çevresine ve bölgesine de faydaları olduğu görülmektedir. Ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğe olan katkıları ile kent yaşamını küresel ısınmanın olumsuz etkilerine karşı korumaktadır. Yeşil çatı uygulamaları yaz aylarında binanın aşırı ısınmasını engelliyor. Sıcak hava dalgalarının etkili olduğu zamanlarda, serinletici etkisi ile sağlığımızı koruyor. Bu tür sıcak hava dalgalarının etkili olduğu zamanlarda özellikle yaşlılar, kronik rahatsızlığı olan kişilerde aşırı terleme ile sıvı kaybı ve nefes darlığı sağlığı olumsuz etkiliyor.  * Kentlerdeki yeşil altyapı uygulamaları ve kentsel dönüşümdeki çevreci ve yeşil dokuyu ön plana alan uygulamalar küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltmak için hayati öneme sahip.