Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Kaygı duygusu düzeyine göre olumlu veya olumsuz etkilere sahip olabilen birtakım tehlikelere karşı duygusal olarak verilen bir tepkidir. Hepimiz gün içerisinde bu duyguyu birtakım olaylarla karşılaştığımızda hissederiz. Örnek verecek olursak, bir topluluk önünde konuşma yapacağımız zaman, iş görüşmesi yapacağımız zaman hatta uçağa binme gibi durumlarda kendimizi kaygılanırken bulabiliriz. Kaygı duygusunun oluşumunu etkileyen bu tarzda eylemler haricinde belirsizliğe karşı örnek olarak geleceğimizle ilgili düşüncelerimiz de kaygılanmamıza sebep olur ve bu normal olarak karşılanır. Anksiyete bir kaygı ve korku duygusudur. Gün içerisinde kaygı ve korkuyu birbiri ile ilişki kullanırız. Ancak aralarında anlamsal farklılıklar vardır. Korku aniden beliren gerçek tehlikeye karşı bir savaş veya kaç tepkisi iken kaygı ise gelecek tehlikelerle ilgili düşüncelerin sonucunda beliren ve bedensel değişikliklere sebep olan bir duygudur. *** Anksiyete bozukluğu ise gelecekteki bir tehlikeye karşı oluşan kaygıdan farklı olarak tehlikenin olmadığı durumlarda da oluşması halidir. Anksiyete esnasında yaşanan belirtiler kişiden kişiye değişebilmektedir. Psikolojik problemler içerisinde en yaygın durumlardan biri olan anksiyete bozukluğu bireyin yaşam kalitesini düşürmektedir. Anksiyete bozukluğu olan bireyler kaygıyı yoğun şekilde yaşadıkları için günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmekte zorlanır ve işlevselliklerini kaybetmeye başlarlar. *** Anksiyete bozukluğu hem fiziksel hem de duygusal etkilere yol açmaktadır. Kaygının yoğun olması esnasında çarpıntı, nefes darlığı, terleme, uykusuzluk gibi fizyolojik belirtiler görülebilir. Ayrıca sürekli olarak endişeli, huzursuz ve olumsuz düşüncelere odaklanma da bireyin yaşadığı olumsuzluklardandır. Yaygın kaygı bozukluğu, panik atak, agorafobi, travmatik stres bozukluğu, mutizm, ayrılık kaygısı anksiyete bozukluğu içerisinde yer almaktadır. Bireyin anksiyete tanısı alabilmesi için bir ilaç kullanımından kaynaklanmadan en az 6 ay sürmesi ve bireyin yaşamını önemli derecede etkilemesi gerekmektedir. *** Psikoterapi ve ilaç tedavileri anksiyete bozukluğu için kullanılan yöntemlerdendir ayrıca nefes egzersizleri de kaygı üzerinde azaltıcı etkiye sahip destekleyici yöntemlerdendir. Bireyler çoğu zaman kaygı ve endişe duyduklarının farkındadırlar ancak kaygılarını kontrol etmekte ve sakinleşmekte zorluk yaşarlar. Kaygı ile baş edemediğiniz durumlarda bir uzmandan destek almanızda yarar var.
Ekleme Tarihi: 19 Ağustos 2022 - Cuma
Harun Ülger

ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Kaygı duygusu düzeyine göre olumlu veya olumsuz etkilere sahip olabilen birtakım tehlikelere karşı duygusal olarak verilen bir tepkidir. Hepimiz gün içerisinde bu duyguyu birtakım olaylarla karşılaştığımızda hissederiz. Örnek verecek olursak, bir topluluk önünde konuşma yapacağımız zaman, iş görüşmesi yapacağımız zaman hatta uçağa binme gibi durumlarda kendimizi kaygılanırken bulabiliriz. Kaygı duygusunun oluşumunu etkileyen bu tarzda eylemler haricinde belirsizliğe karşı örnek olarak geleceğimizle ilgili düşüncelerimiz de kaygılanmamıza sebep olur ve bu normal olarak karşılanır. Anksiyete bir kaygı ve korku duygusudur. Gün içerisinde kaygı ve korkuyu birbiri ile ilişki kullanırız. Ancak aralarında anlamsal farklılıklar vardır. Korku aniden beliren gerçek tehlikeye karşı bir savaş veya kaç tepkisi iken kaygı ise gelecek tehlikelerle ilgili düşüncelerin sonucunda beliren ve bedensel değişikliklere sebep olan bir duygudur.

***

Anksiyete bozukluğu ise gelecekteki bir tehlikeye karşı oluşan kaygıdan farklı olarak tehlikenin olmadığı durumlarda da oluşması halidir. Anksiyete esnasında yaşanan belirtiler kişiden kişiye değişebilmektedir. Psikolojik problemler içerisinde en yaygın durumlardan biri olan anksiyete bozukluğu bireyin yaşam kalitesini düşürmektedir. Anksiyete bozukluğu olan bireyler kaygıyı yoğun şekilde yaşadıkları için günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmekte zorlanır ve işlevselliklerini kaybetmeye başlarlar.

***
Anksiyete bozukluğu hem fiziksel hem de duygusal etkilere yol açmaktadır. Kaygının yoğun olması esnasında çarpıntı, nefes darlığı, terleme, uykusuzluk gibi fizyolojik belirtiler görülebilir. Ayrıca sürekli olarak endişeli, huzursuz ve olumsuz düşüncelere odaklanma da bireyin yaşadığı olumsuzluklardandır.
Yaygın kaygı bozukluğu, panik atak, agorafobi, travmatik stres bozukluğu, mutizm, ayrılık kaygısı anksiyete bozukluğu içerisinde yer almaktadır. Bireyin anksiyete tanısı alabilmesi için bir ilaç kullanımından kaynaklanmadan en az 6 ay sürmesi ve bireyin yaşamını önemli derecede etkilemesi gerekmektedir.

***

Psikoterapi ve ilaç tedavileri anksiyete bozukluğu için kullanılan yöntemlerdendir ayrıca nefes egzersizleri de kaygı üzerinde azaltıcı etkiye sahip destekleyici yöntemlerdendir. Bireyler çoğu zaman kaygı ve endişe duyduklarının farkındadırlar ancak kaygılarını kontrol etmekte ve sakinleşmekte zorluk yaşarlar. Kaygı ile baş edemediğiniz durumlarda bir uzmandan destek almanızda yarar var.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.