Gündüz alt kirletme sorunundan kurtulan, bezle bağını koparan ailelerin yeni kabusu maalesef gece kaçırmaları oluyor. Çocuğumuzun artık büyüdüğünü ve gündüz idrarını tutabilecek kadar kaslarının geliştiğini bilen aileler bu gece ıslatmalarının istemli şekilde yapıldığının yanılgısına düşebilirler. Bu şekilde düşünen ailelerin genellikle yaşadıkları duygular öfke ve çaresizlik oluyor. Gece ıslatmaları fizyolojik bir sorun olmayıp, haftada en az iki gece tekrarlanabilir. Eğer çocuğumuz 5 yaşından büyükse bu durum bir sorun sayılabilir. Çocuğun 5 yaşına kadar gece kontrolünün sağlanması beklenir. Bazen bu gece kontrolü hiç öğrenilmeden devam edilebilirken bazen de kontrol kazanılabilir ve daha sonrasında bazı olaylar nedeniyle bir süre kuru kaldıktan sonra tekrardan başlayabilir.
Çocuğun yabancı olduğu yerlerde kalmak istememesi ve yatılı okula gitmek istememesi en sık karşılaşılan sorunlardır. Çocuğun yaşı büyüdükçe, yaşanan durumdan utanç duyması, hele ki aile tarafından da kızgınlık ve utandırma yaşatılıyorsa başka ruhsal sorunların başlaması beklenir. Aileler ne kadar öfke ve çaresizlik hissetse de bu çocukların büyük bir kısmının ailesinde de benzer öyküler vardır. Anne, baba ya da yakın akrabanın benzer sorunu yaşaması, sorunun ailevi yatkınlığının olduğunu gösterebilir. Erişkinliğe doğru gece salınımı artan hormonlar, gelişimsel problemler nedenler arasındadır. Ayrıca bu sorunu yaşayan çocukların uykuları derindir. Anne ve baba çocuklarını uyandırmakta zorluk çekerler. Tuvalet eğitimi verilirken yapılan yanlışlar ve inatlaşmalar, tuvalet eğitimine geç başlama gece ıslatmalarının nedeni olabilir. Aile düzeni ve yapısında olan değişimler, boşanma, kardeş doğumu, ebeveyn kaybı gibi yaşam olayları bu ıslatmaların başlamasına neden olabilir.
Gece altını ıslatan bir çocukla uğraşmak aileler için zordur. Çamaşır yıkamak, ütü yapmak vb. gibi sıkıntılara bir de çocuğun yaşadığı durumdan kaynaklı başarısızlık ve utanma duygularına bağlı sorunlar eklenir. Zaman zaman altını ıslatmaması, çocuğun bu durumu canı istediğinde denetleyebildiği düşüncesini doğurur ve öfke duygusu oluşur. Aileler çeşitli yöntemlere başvururlar. Durumu engellemek için ceza vermeyi, korkutmayı ve ödüllendirmeyi deneyerek sonuç elde etmeye çalışırlar. Çevreden gizlemeye çalışma, sorunu çözememenin çaresizliği, sünnet gibi son yöntemleri başarısızlığa uğradığında çaresizlik ve umutsuzluk yaşarlar. Bazı aileler ise hiç umursamaz ve büyüyünce geçer diyerek gevşek davranırlar. Her iki durumda da uzmanlara başvurulması gerekmektedir. İlk aşamalarda yapacağımız şeyler arasında sıvı kısıtlaması, yatmadan önce mesanenin boşaltılması, mesane cimnastiği, takvim tutma, ödüllendirme ve alarm cihazı denenebilir. Ek sorun varsa ya da sorun dirençliyse ilaç kullanılabilir.