Tabula rasa dediğimiz, insanın boş bir levha gibi dünya bilgileri ile donatılması ve bilgiler eşliğinde beyinde milyarlarca doğru veya yanlış bağlantıların kurulmasının verdiğimiz karar üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Keskin bir biçimde iyi ile kötüyü ayırt eden mutlaklıklara inanırken oysa ki ying yang felsefesi gibi her kötü içerisinde iyilik, her iyilik içerisinde bir kötülük olabileceğini gözden kaçırabiliyoruz. Bu keskin karar verme durumumuz yaptığımızın düşünce hatalarından biridir.
BİRÇOK NEGATİF KOGNİSYONLARA SAHİP OLABİLİYORUZ
Siyah veya beyaz kutuplaşması içerisinde grinin varlığını yok sayıyoruz. Objektif tanımlamalar yapmadan kendimizi olumsuz etiketlendirebiliyoruz. Başarısız, şanssız veya işe yaramaz gibi birçok negatif kognisyonlara sahip olabiliyoruz. Bir örnekle açıklık getirecek olursak Arnavut olarak kendini niteleyen biri inatçı olması gerektiğine, Karadenizli olarak kendini niteleyen kişinin de öfkeli olması gerektiğine dair inançları bilinçli olarak kendilerinin oluşturmadığı fakat bilinçdışı süreçte öğrenilen bilgiler ve kurulan yanlış bağlantılar sonucunda gelinilen noktadır. Bu noktada güzel olan ise tüm bu bağlantıları yok ederek yeniden öğrenebilme özelliğimizdir. Burada devreye psikoterapi süreçleri girer ve olayları işlevsel bir biçimde ele alarak kognisyonların denetlenmesi ve düzenlenmesi sağlanır.
ŞEMALAR TAMAMEN BİREYE ÖZGÜDÜR
Bilgilerin zihnimizde belirli şematik karşılıkları vardır ve bu şemalar tamamen bireye özgüdür. Örneğin zihnimdeki anne kavramı ile ilgili olan şema anne prototipi tarafından beslenir yani annemi her gördüğümde pekişir. Güven ile arasında bir bağlantı kurulduğunda ben anneme güvenmeyi öğreniyorum. Öğrenilen her şey bireye özgüdür. Doğduğumuzdan itibaren gelişen bu şemalar düşüncelerimizin temelini oluşturuyor.
***
Öğrendiklerimizden yola çıkarak bireysel ve bize özgü öğrenimlerimiz şemalarımızı ve bu şemalarda düşüncelerimizin temasını oluşturuyorsa her düşünce özneldir ve bu da doğru ile yanlış kavramının kişilere göre değişmesine sebep olmaktadır. Subjektif bir bakışla analiz edilen olaylar öznel yorum barındırarak duygu durumumuzu etkileyebilir. İşte tam bu noktada mutluluk düşüncenin revize edilerek daha objektif bir düşüncenin getirdiği duyguyla mümkündür. Her düşünce kişiye özgüdür ve karşılaşılan duruma verilen bu sübjektif bakışın getirdiği yorum da olumsuz duygulara bizi götürebilir. Bu sebeple düşüncelerinizi fark ederek onları daha objektif değerlendirmeye tabi tutarsanız duygu kontrolünü sağlayabilirsiniz.