Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu(DEHB) çocuklukta başlayıp yaşam boyu süren ve bireyin sosyal, akademik ve iş yaşantısını etkileyen nörobiyolojik bir bozukluktur. Genellikle aileler çocuğumuza her şeyi öğretiyoruz, her şeyi anlatıyoruz hatta bizi çok iyi dinliyor ama çok çabuk unutuyor, aklına gelmiyor gibi yakınmalarda bulunurlar. Bu tür durumlarda aileler acaba benim çocuğumda zeka problemi mi var gibi bir düşünceye kapılabiliyorlar fakat böyle bir durum zeka geriliğiyle alakalı değil aksine çok zeki çocuklara rastlanabiliyor bu tür çocuklar arasında. Genellikle öğretmenleri çok harika bir çocuk ve çok çalışıyor fakat bir türlü yapamıyor, dikkati çok çabuk dağılıyor, çok çabuk unutuyor, bizi çok iyi dinliyor gibi söylemlerde bulunurlar fakat sizi çok iyi dinliyormuş gibi gözüken çocuğumuz aslında sizi hiçbir şekilde dinlemiyordur çünkü yaklaşık olarak dersin 10-15 dakikasından sonra bu çocuklarımız akıllarına ne geldiyse oraya giderler. Belki o an dün izlediği film aklına gelmiştir orada yaşlı bir adam vardır o aklına gelince yazlıkta gördüğü adam aklına gelebilir daha sonra yazlıkta yaptıklarını düşünür o sırada dersten kopar ama daha sonra derste olduğunu hatırladığında o tren çoktan kaçmıştır arkadan yetişebilme ihtimalleri çok çok zordur. Dikkat eksikliğini en çok çocuğumuz okul çağına geldiğinde fark ederiz. Bunun da sebebi uzun süre dikkatlerini toplayamazlar. Anne babalar silgilerini düşürüyorlar, çişim geldi diyorlar, sürekli ara vermek istiyorlar, kalkmaya çalışıyorlar, ödevlerinin başında olmamak için çabalıyorlar gibi şikayetlerde bulunabiliyorlar. Bir diğer ana problem de ebeveynlerin sürekli olarak hadi oğlum, hadi kızım gibi sürekli telkinlerde bulunmalarıdır. Bu tür çocuklarda planlama problemleri olduğundan dolayı büyüdüklerinde de hayatlarını planlayamazlar, kredi kartı ödemelerini zamanında ödemede sıkıntılar yaşarlar, hep son dakikaya kalır her şey. Bir diğer sorun da bu çocuklarımızın neden sonuç ilişkisi kuramamalarıdır. Aileler çocuğuma yüz defa bin defa söylüyorum uyarıyorum ama sürekli aynı hataları yapıp duruyor bir türlü ders almıyor bu çocuk bilerek böyle yapıyor diyorlar. Kesinlikle çocuğunuz bilerek yapmıyor, çocuğunuz aldığı sonuca bakarak bir daha ki sefer yapmaması gerektiği bağlantısını kurmakta sorun yaşıyor bunun farkında olarak çocuklarınıza öfkelenmeyin, onlara kızmayın. Gerçekten bu çocuklara gerekli yardım yapıldığında çok iyi yerlere gelebildiğine biz ruh sağlığı çalışanları olarak şahidiz. Dikkat eksikliği olan çocuklar örnek verecek olursak dersin ilk 5 dakikasıyla son 5 dakikasında asla aynı değillerdir. Uzun sınavlar asla bu çocuklara göre değildir. Eğer bu çocuklarımıza yapılacak olan sınavı 5 er dakika olarak ayrı zamanlarda yaparsak emin olun çok etkili sonuçlar alabiliriz. DEHB’li çocukları anlatabilecek olan en güzel örneklerden biri de bu çocuklar işlerine geleni yapıp işlerine gelmeyeni yapmazlar cümlesiyle etiketlenmiş çocuklardır. Aslında bu çocukların fren mekanizmaları yoktur. Frenleme yapamadıkları için sevdikleri bir bilgisayar oyununun başında saatlerce oturabilir ama dersin başına oturduktan sonra bir sineğin sesiyle dahi hemen dikkatleri dağılabilir. Çünkü dışarıdan gelen uyaranlara karşı dur şuan önemli bir işim var diyemezler. Sevmedikleri bir işte dışarıdan gelen uyarana dur diyemedikleri için örneğin ders çalışıyor olsunlar o anda her hangi bir ses dahi hemen dikkatini dağıtır. Fakat sevdikleri bir şey yaparken dışarıdan gelen uyaranlar çocuk sevdiği ve tüm ilgisini çekmiş olan bir uyarana yönelmiş olduğu için etkisiz kalır ve frenleme yapamadığı için de saatlerce sevdiği şey ile vakit geçirebilir. DEHB’li çocuğu fark etmek, erkenden çocuğumuzu profesyonel yardım almaya yönlendirmek ve çocuğumuzun akademik ve sosyal yaşamını desteleyecek şekilde bir destek almak gerekmektedir.
Anasayfa
Yazarlar
Harun Ülger
Yazı Detayı
Bu yazı 1373+ kez okundu.
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu(DEHB) çocuklukta başlayıp yaşam boyu süren ve bireyin sosyal, akademik ve iş yaşantısını etkileyen nörobiyolojik bir bozukluktur. Genellikle aileler çocuğumuza her şeyi öğretiyoruz, her şeyi anlatıyoruz hatta bizi çok iyi dinliyor ama çok çabuk unutuyor, aklına gelmiyor gibi yakınmalarda bulunurlar. Bu tür durumlarda aileler acaba benim çocuğumda zeka problemi mi var gibi bir düşünceye kapılabiliyorlar fakat böyle bir durum zeka geriliğiyle alakalı değil aksine çok zeki çocuklara rastlanabiliyor bu tür çocuklar arasında. Genellikle öğretmenleri çok harika bir çocuk ve çok çalışıyor fakat bir türlü yapamıyor, dikkati çok çabuk dağılıyor, çok çabuk unutuyor, bizi çok iyi dinliyor gibi söylemlerde bulunurlar fakat sizi çok iyi dinliyormuş gibi gözüken çocuğumuz aslında sizi hiçbir şekilde dinlemiyordur çünkü yaklaşık olarak dersin 10-15 dakikasından sonra bu çocuklarımız akıllarına ne geldiyse oraya giderler. Belki o an dün izlediği film aklına gelmiştir orada yaşlı bir adam vardır o aklına gelince yazlıkta gördüğü adam aklına gelebilir daha sonra yazlıkta yaptıklarını düşünür o sırada dersten kopar ama daha sonra derste olduğunu hatırladığında o tren çoktan kaçmıştır arkadan yetişebilme ihtimalleri çok çok zordur. Dikkat eksikliğini en çok çocuğumuz okul çağına geldiğinde fark ederiz. Bunun da sebebi uzun süre dikkatlerini toplayamazlar. Anne babalar silgilerini düşürüyorlar, çişim geldi diyorlar, sürekli ara vermek istiyorlar, kalkmaya çalışıyorlar, ödevlerinin başında olmamak için çabalıyorlar gibi şikayetlerde bulunabiliyorlar. Bir diğer ana problem de ebeveynlerin sürekli olarak hadi oğlum, hadi kızım gibi sürekli telkinlerde bulunmalarıdır. Bu tür çocuklarda planlama problemleri olduğundan dolayı büyüdüklerinde de hayatlarını planlayamazlar, kredi kartı ödemelerini zamanında ödemede sıkıntılar yaşarlar, hep son dakikaya kalır her şey. Bir diğer sorun da bu çocuklarımızın neden sonuç ilişkisi kuramamalarıdır. Aileler çocuğuma yüz defa bin defa söylüyorum uyarıyorum ama sürekli aynı hataları yapıp duruyor bir türlü ders almıyor bu çocuk bilerek böyle yapıyor diyorlar. Kesinlikle çocuğunuz bilerek yapmıyor, çocuğunuz aldığı sonuca bakarak bir daha ki sefer yapmaması gerektiği bağlantısını kurmakta sorun yaşıyor bunun farkında olarak çocuklarınıza öfkelenmeyin, onlara kızmayın. Gerçekten bu çocuklara gerekli yardım yapıldığında çok iyi yerlere gelebildiğine biz ruh sağlığı çalışanları olarak şahidiz. Dikkat eksikliği olan çocuklar örnek verecek olursak dersin ilk 5 dakikasıyla son 5 dakikasında asla aynı değillerdir. Uzun sınavlar asla bu çocuklara göre değildir. Eğer bu çocuklarımıza yapılacak olan sınavı 5 er dakika olarak ayrı zamanlarda yaparsak emin olun çok etkili sonuçlar alabiliriz. DEHB’li çocukları anlatabilecek olan en güzel örneklerden biri de bu çocuklar işlerine geleni yapıp işlerine gelmeyeni yapmazlar cümlesiyle etiketlenmiş çocuklardır. Aslında bu çocukların fren mekanizmaları yoktur. Frenleme yapamadıkları için sevdikleri bir bilgisayar oyununun başında saatlerce oturabilir ama dersin başına oturduktan sonra bir sineğin sesiyle dahi hemen dikkatleri dağılabilir. Çünkü dışarıdan gelen uyaranlara karşı dur şuan önemli bir işim var diyemezler. Sevmedikleri bir işte dışarıdan gelen uyarana dur diyemedikleri için örneğin ders çalışıyor olsunlar o anda her hangi bir ses dahi hemen dikkatini dağıtır. Fakat sevdikleri bir şey yaparken dışarıdan gelen uyaranlar çocuk sevdiği ve tüm ilgisini çekmiş olan bir uyarana yönelmiş olduğu için etkisiz kalır ve frenleme yapamadığı için de saatlerce sevdiği şey ile vakit geçirebilir. DEHB’li çocuğu fark etmek, erkenden çocuğumuzu profesyonel yardım almaya yönlendirmek ve çocuğumuzun akademik ve sosyal yaşamını desteleyecek şekilde bir destek almak gerekmektedir.
Ekleme
Tarihi: 20 Kasım 2021 - Cumartesi
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.