Evlilik iki farklı cinsiyetin ve yetiştirilme ortamından çıkagelen iki insanın birlikte bir yaşam kurmaya çabaladığı kurumdur. Bu sebeple algıları, düşünceleri, davranışları, alışkanlıkları muhakkak farklılık gösterecektir. Aynı olmaya çabalamak yerine farklılıklarına saygı gösterme ve hoşgörülü olmaya çalışmak daha mutlu bir birlikteliğe bizleri götürecektir.   DEĞİŞEN KİŞİLER DEĞİL KOŞULLARDIR   Evlilik öncesi birliktelikler maskeli balo gibidir. Birbirlerine karşı, nazik, anlayışlı, hoşgörülü yaklaşırlar. Ama evlilikle birlikte bu balo biter ve her biri kendi gerçek özelliklerini ortaya koymaya başlar. Böylece birbirlerine bazen kaba davranan, hoşgörüsüz ve ilgisiz davranabilen birileri olmaya başlayabiliyorlar. Bu olumsuzluklar eşlerin evlilikten sonra eşinin değiştiğiyle ilgili algılara neden olabiliyor. Aslında değişen kişiler değil koşullardır. Evliliğin getirdiği birlikte yaşama koşulları doğal olarak fark edilmemiş veya önemsenmemiş özelliklerin ortaya çıkmasına ve bunların sergilenmesine uygun zemin oluşturmaktadır.   MESAJLARIMIZ SÖZLERDEN ÇOK BEDEN DİLİ İLE ULAŞIR   Mutlu bir birliktelik için birlikte çaba göstermek gerekmektedir. Aralarında çıkan sorunlarda haklı çıkmayı amaçlamaktan çok mutlu olmayı amaçlamak gerekmektedir. Tartışılan problemleri aralarına alarak birer güç savaşına çevirip birbirleriyle mücadele etmek yerine problemi karşıya alarak eşlerin iş birliği yaparak birlikte çözüm üretmeyi amaçlamak gerekir. Unutmamak gerekir ki mesajlarımız sözlerden çok beden dili ile ulaşır. Olumsuz duygularımızı ‘ben’ diliyle ifade etmeliyiz yani suçlayıcı, yargılayıcı bir dil yerine kişinin kendisinin hissettiklerini ifade etmesi önem arz etmektedir.    ÜÇ MAYMUN TEKNİĞİ   Çatışmaları azaltmanın bir yöntemi de ‘üç maymun tekniği’ kullanmaktır. Fakat her zaman bu tekniği kullanarak kötüyü görmemeye çalışmak, yok saymak da başlı başına bir problem olmaya başlar. Belirli zamanlarda bu tekniği kullanmak fayda sağlar fakat uzun vadede sürekli olarak bunu yapmak da bir problem oluşturur. Bir başka yöntem ‘mola yöntemi’ dir. Öfke duygusunun yoğunluğu artış gösterdiğinde eşler veya eşlerden biri uzaklaşmalı ve tartışmaya ara vermelidir. Tüm bu yöntemler problem çözücü değil gerçekten profesyonel bir destek almadan önce kendi başınıza yapabileceklerinizdir. Bu sebeple internetten okuduklarınızı uygulayıp başaramadığınızda biz yürütemiyoruz demek yerine bunların zaten geçici yöntemler olduğunu asıl tedavinin terapi olduğunu düşünerek bir uzmandan destek almalısınız.