Her şeyden önce bir taraf erkek bir taraf kadın ve ikisinin özellikleri birbirinden çok farklı. Erkek sonuç odaklıdır, kadın süreç odaklıdır. Erkek bir sorun söz konusu olduğunda konuşmak yerine içine çekilmeyi tercih eder, kadın ise konuşmayı tercih eder. Bakıldığında erkekler etoburlar gibi avını mideye indirdikten sonra sindirim uykusuna çekilir kadınlar ise otoburlar gibi sindirim sistemi itibariyle sindirim ağızda gerçekleşir. Kadın konuşur, sindirimi ağızda olduğu için konuşarak duyguları ortaya çıkarır ve bu duyguları işler. Erkekler tarafından dır dır yapan kadın yaftasını yerler. Birbirinden bu kadar farklı iki yapının bir araya geldiği durumlarda sorunlar yaşamaması beklenmez. Fakat sanıldığı gibi olmuyor çünkü bu farklılıktan bir zenginlik ortaya çıkıyor.
***
Kesretteki vahdet denilen olgu gerçekleşiyor yani çokluktaki teklik meydana geliyor. Eğer karılıp karışma gerçekleşirse bir oluyorlar, tek vücut oluyorlar. Üzüm üzüme bakarak kararıyor bir nevi. Bioritimleri yani vücudumuzun biyolojik saati gibi günün belirli saatlerinde vücut ısısının yükselip düşmesi gibi bu bioritim güneşin hareketlerine göre gerçekleşir örnek olarak saat 7:30 da kalkacağım deyip o saatte uyanmanız gibi. Bu biyolojik saatler eşitlenir ve bioritim meydana gelir. Eşler aynı saatte acıkır, aynı saatte uyku isteği gelir, aynı zamanda cinsel istekleri oluşur işte bu bioritim meydana gelir evliliklerde. Bu birbirine benzemenin etkileşimiyle karılıp katılırlar ve bir olurlar. Günün sonunda bakıldığında erkek sonuç odaklıyken süreci de önemsemeye başlamıştır. Kadın da süreç odaklıyken sonuca da odak sağlamaya başlamıştır ve bu şekilde birbirlerini zenginleştirirler, ortak noktada buluşarak birbirlerini tamamlarlar.
***
Bizler yarımız ve evlendiğimiz zaman tamamlanıyoruz. Günün sonunda baktığımızda eğer bu karılıp katılma gerçekleşmişse erkek yavaş yavaş konuşmaya başlar, duygularını içeri indirmek sindirim uykusunu çekilmek yerine yüzeye çıkararak işlemeye başlar. Kadın ise tam ise sindirimi konuşmak yerine içine çekilerek içinde muhasebe yaparak çözümlemeye başlar. Bu şekilde yine ortada buluşarak birbirleriyle benzeşirler, birbirlerini zenginleştirirler ve birbirlerini tamamlarlar. Fakat karılıp katılma gerçekleşmemişse işte o zaman evliliğin hüküm sürdüğü daha doğrusu süremediği o ev cehennem çukurlarından bir çukur halini alır.
***
11 yıllık bir evlilik biliyorum ve daha sabah kaçta uyanacaklarını belirleyemiyorlar. Sabah kahvaltısı kaçta yapılır bir kavga konusu oluyor, akşam yemeğinin kaçta yeneceği bir kavga konusu oluyor, cinsellik ne zaman yaşanır bir kavga konusu oluyor bu sadece 11 yıllık evlilikte değil 40 yıllık evliliklerde de bunlar yaşanıyor. Birlikte olup bu kadar ayrı kalabilmek ancak özel bir çabanın sonucu olsa gerek. İki insanın bu kadar farklı olması başladıkları gibi devam etmeleri, ortak paydada birleşememeleri gerçekten şaşılacak bir durum. İşte karılıp katılmanın olmadığı bu evliliklerde en ufak bir sorun evlilikte ciddi problemlere dönüşüyor. Bu tür evliliklerin bağışıklık sistemi çökmüş bir durumdadır. En ufak bir enfeksiyon ciddi sorunlara yol açıyor. Böyle bir birliktelik iki taraf için de dünyada cehennemi yaşamak gibidir. Evet devam edebilenler var fakat bu tür bir birliktelik ancak ve ancak tarafların birbirlerini idare etmesiyle devam edebilir.
****
Evlilik idare edilmesi gereken bir birliktelik değildir. Ancak karılıp katılma olmadığı takdirde idare etmeye başlarsın. Eşinin uyanmasını bekliyorsun ama karnın aç ne yapacaksın? Sabredeceksin bir gün iki gün ama bu 30 yıl devam edemez idare etmeyle ve günü sonunda eşler artık birbirinden nefret eder hale gelir, birbirlerinden buz gibi soğurlar. İşte bu sona gelmemek için karılıp katılma gerekli diyoruz. Bu karılıp katılma evliliklerde romantizm ve erotizmle meydana gelir. Diğer bir deyişle şehvet birlikteliği olması gerekmektedir. Eğer taraflar romantizmi ve erotizmi yaşamak için bir araya gelmemişse orada karılıp katılma gerçekleşmez.