Evliliklerde yaşanan aile içi sorunların çözülmesinde en büyük öneme sahip ve problem teşkil eden en mühim konu sorunların kabul edilmemesi ve yaşanan sorunun varlığının reddedilmesidir. Zaten sorunlar ve problemler kabul edilmediğinde artık şu cümleler tekrar tekrar kulaklardan çınlamaya başlar; lanet olsun evlendiğimiz güne, bu adamı veya bu kadını nerden buldum da başıma bela ettim, evlendiğimiz o kara günü görmeyeydim öleydim daha iyiydi gibi sözler sarf edilerek sanki diğer tüm çiftlerin hiç problem yaşamadan bir evlilik sürdüğünü ve kendilerinde sorun olduğu için de bu sorunun kişi kaynaklı olduğu düşünülerek tüm suç odağı partnerler olurlar.
Bazen de bireyler ben şöyle olsaydım karşıma şöyle biri gelmeyecekti, ben şöyle şöyle olsaydım şu sorunlar hiç yaşanmayacaktı diyorlar. Bende bir terapist olarak şöyle diyorum kesin kez arkasında durarak boşanın ve tekrar evlenin hatta bunu binlerce kez tekrarlayın başka başka bireylerle fakat hiç problem yaşamadan bir tane bile evlilik süremeyeceksiniz. İnsanın yeryüzünde varoluş sebebi gereği problemlerin var olması gerekmektedir. Problemler ve sorunlar sayesinde bireyler konfor alanından çıkarak yeteneklerini açığa çıkarmaya ve keşfetmeye bu sayede de gelişip değişmeye başlarlar. Bilim ve din gözüyle bakacak olursak sorunların insan doğasının bir gereği olduğunun ve insanın kendini gerçekleştirmesi için bu sorunlar karşısında baş ederek yeteneklerini keşfetmesi gerektiği yönünde bir bakış açısı sunulmaktadır.
Örnek olarak bir mühendislik öğrencisini ve aynı fakültede temizlik görevlisini düşünelim her ikisi de aynı okula girmekte, aynı hocaları görmekte fakat ikisinin karşılaştığı sorunlar farklı olmaktadır. Öğrencinin sorunu gördüğü dersle ilgili yapılan sınavda başarılı olmak hatta başarılı olamadıysa tekrar tekrar çalışıp sınavı kazanmaya çalışmak ise temizlik görevlisinin karşılaştığı sorunlar tüm bunlardan uzakta farklı bir alandadır. Evet mekan ve zaman aynı olabilir fakat karşılaşılan sorunlar iki bireyde de farklı yetenekleri açığa çıkarmakta ve öğrencinin fakülte sonunda açığa çıkarttığı yetenek mühendislik becerileri olmaktadır. Bizler de bu şekilde dünya üzerinde farklı sorunlarla sürekli baş ederek farklı yetenekleri ortaya çıkartmaya ve kendimizi keşfetme ve kendimi gerçekleştirme yolunda ilerleme sağlarız. Sorunlar bizleri sürekli konfor alanında olmaktan alıkoyarak değişime ve gelişmeye açık hale getirir. O yüzden sevgili eşler ilk olarak sorunu kabul edin ve sorunu kabul ettikten sonra karşınıza gelecek sıradaki soru şu olacak: peki bu sorunu nasıl çözeceğim?
Sorunun kabul edildiği ve çözüm yolu aranmaya başlandığı anda aynı bir matematik problemi çözer gibi bireyler formüller denerler. İşte bu noktada şunu unutmamak gerekir ki yanlış formül hiçbir zaman doğru cevaba çıkartmaz. Örnek olarak bu formüller: kaba kuvvet, baskı, dayatmalarla, şiddet uygulamalarıdır. Bunlar yanlış ve fayda sağlamayan formüller hem eşlerin hem de çocukların olumsuz yönde etkilenmelerine sebep olacak üstüne üstlük herhangi bir çözüm de olmayacaktır.
Sorunlarının varlığının bir diğer gereği de şudur ki eğer sorunlar olmazsa aile hayatı monotonlaşır ve sıkılmaya başlarsınız. Tıpkı dümdüz bir yolda, hiçbir sapağın ve virajın olmadığı bir yolda araç kullanırken uykunuz gelmesi ve sıkılma hissiyatının oluşması gibi sorunsuz bir aile hayatı da bu şekilde düz bir yolda seyir halinde olmaya benzer ve monotonluk bireyi sıkılmaya ve bunalıma iter. Eşler arasında yaşanacak olumlu duygular bu sorunların içerisinde bulunan enerjide gizliyken olumsuz duygular ve hisler de aynı sorunun içinde bulunan enerjide gizlidir. Tıpkı bir atom bombasını düşünün atomun çekirdeğinin gelişi güzel patlatılmasıyla hasarı büyük bir olumsuz sonuç elde edilirken denetimli şekilde aynı maddeden dünya üzerinde yaşayan insanlara büyük faydalar sağlayacak nükleer enerji de açığa çıkartılır. İşte bu örnekte olduğu gibi önce sorunun kabulü sonrasında da çözüm yolu çok önemlidir. Sorunun kabul edilmesi ve sonrasında doğru formüllerin kullanılması evliliğin sağlığı için çok önemlidir.