Depremin yaralarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde millet olarak empati yeteneğimiz yine kendini gösterdi ve dayanışmanın iyileştirici etkisini bir kez daha anladık. Fakat acıya karşı sempati yeteneğimiz, aynı duygulara olan duygudaşlığımız telefonlarımızın başından da televizyon başında haber izlerken de bizleri olay anını yaşamışçasına travmatize ediyor. Bir travma yaşadık belki de şahit olduk veya sadece duyduk. Tüm bunlar da travmatize edici etkiye sahiptir ve ikincil travmaları yaşayabiliriz. Sizlere anlatacağım travma belirtileri azalma göstermez ise mutlaka bir uzman desteği gerekmektedir. BELİRTİLER BİRKAÇ HAFTA İÇERİSİNDE ORTADAN KALKABİLİR Uykusuzluk, kabuslar görme, olayla ilgili anıları rahatsız edici bir şekilde sık sık hatırlama, Olayın tekrarlanacağına yönelik korku ve diken üstünde olma, kolay irkilme, kolay öfkelenme, gelecek planı yapamama, yabancılaşma ve olayı hatırlatacak durumlardan kaçınma gibi belirtiler travma sonrası stres bozukluğunun belirtileridir. Birkaç hafta içerisinde kendiliğinden düzelen bu semptomlar aylarca sürebiliyor veya olay anından aylar sonra da bu belirtiler yaşanmaya başlayabiliyor.  YENİDEN YAŞAMA Travma yaşayan bireyin olayla ilgili anılarının zihninde tekrar tekrar canlanması sıkça karşılaşılan bir durumdur ve buna yeniden yaşama deriz. İç çarpıntısı, terleme, titreme ve nefes alamama gibi belirtiler yaşanabilir o esnada. Birey gerçeği tekrardan yaşıyormuş gibi tepkiler verebilir. TRAVMATİK ANI UNUTULABİLİR Travmayı hatırlatacak mekan, durum ve sohbetlerden hatta düşüncelerden uzak durmaya çalışan birey aslında bir kaçınma davranışı sergilemektedir. Hatırladığında acı ve korku hissini yaşayacağından dolayı yaşam alanını kısıtlayabilir. Travma yaşamış bireyler bazen olayın detaylarını unutabilir. En sık karşılaştığımız ise olayın en acı verici bölümleridir. Bu durum istememekle ilgili değildir çünkü kişi istese de hatırlayamaz. Bu beynin bir savunma mekanizmasından kaynaklanır. AŞIRI UYARILMIŞLIK Travma yaşamış olan ve kendilerini sürekli tetikte hisseden, olay tekrardan yaşanabilirmiş gibi her an diken üstünde olan bireyler aşırı uyarılma durumundadırlar. Anlık yükselen sesler kalp çarpıntısı, terleme ve titreme gibi semptomlara yol açabilir. UZMAN DESTEĞİ GEREKEBİLİR Bu belirtiler olağan ve normaldir fakat tüm bunların yaşanma süresinin de bir sınırı vardır ve haftalarca hatta aylarca sürmeye devam eden bu belirtiler önce psikiyatrik tedavi ve sonrasında ise psikoterapi desteğini gerektirmektedir. Bu belirtiler çok yoğun olmasa dahi yaşama dönüş ve rutinlere devam edebilme sağlanamamışsa yine bir profesyonel desteğe ihtiyacımız vardır.