Beynimizin ilkel bölgesi olan amigdala beynimizin kaygı(korku) merkezidir. Burası beynin alarm sistemidir ve tehlike arz eden durumlarla karşılaşıldığında veya tehlike işaretleri okunmaya başladığında devreye girerek bizi koruma altına alma ve oradan uzaklaştırma eğilimindedir. Savaş veya kaç durumunu yaşatan bu mekanizmadır.
TÜM KORKULAR ÖĞRENİLMİŞTİR
Bizleri korumak için görevlendirilmiş bu mekanizmada ki sistemde oluşan bir problem durumunda kaygı bozukluklarını yaşarız. Hipokampüs bizim anılarımızın ve öğrenimlerimizin yer aldığı bölgedir. Burada öğrenilen tüm korkular ve tehlike durumları yer almaktadır çünkü tüm korkular öğrenilmiştir ve hafıza yer edinmektedir. Bulunulan duruma uygun şekilde reaksiyon veren bir alarm sistemimiz vardır. Örnek verecek olursak karşıdan karşıya geçerken arabanın üstümüze doğru gelmesi bizi ürkütür ve kaçış tepkilerini ya da yoğun korkuyla donma tepkileri sergileriz. İşte bu tepkiler amigdalanın işaretiyle gerçekleşir. Bu tarzda öğrenilen korkulara karşı bunların oluşabileceği koşulları beyin algılayarak tepki verir. Fakat kaygı bozukluklarında kişiler uygunsuz korkma ve panik davranışları sergileyebilmektedir.
OLUMSUZ DUYGULAR BEYNE ZARAR VERMEKTE
Özellikle panik bozukluk yaşayan bireylerde kalabalığa ve sosyal mekanlara girmeye karşı korkular oluşabiliyor. Peki bu korkuların oluşumları nasıl bir süreç sonunda gerçekleşiyor sizlere bunları anlatacağım. Bir takım yoğun duygusal yaşantıları deneyimleyen bireylerde bu problemleri gözlemlemekteyiz. Olumsuz duygular beyne bir noktada zarar vermektedir ve beynimiz bizi korumak için bu duyguları da tehlike olarak ele aldığında ve bunlara karşı da kaçış tepkilerini oluşturduğunda biz buna kaygı bozukluğu diyoruz. Korku nesnesi dışarda olan şeylere karşı tepkide bulunan alarm mekanizmasına dahil olan korku nesnesi içerde olan duygular bu alarm sistemine dahil olduğunda bozukluklara şahit olmaktayız.
***
Bu duyguların bir daha yaşanmasına karşı beyin radarlarını açar ve bizleri korumak için bu duygunun hissedilebileceği yaşantı senaryolarını zihnimize getirir veya sürekli stres salgılayarak kaçışa hazır bir durumda bizleri tutar. Bu korku nesnesi içerde olan ve alarm sistemine dahil olmaya uygun olmayan günlük yaşam içerisindeki duygulara karşı duyarsızlaşma gerçekleştirildiğinde kişi stresten ve bu kaygı halinden kurtulur.