Eşler arasında uyum ve dengede olan ilişki, huzurun sağlanmasında en önemli etkenlerden biridir. Hata yapmak ve kusurlu davranış sergilemek oldukça olağandır. Eleştirilmeye karşı açık olmak, hataların telafi edilmesi yönünde ve yanlıştan dönülmesi konusunda etkin bir önleyicidir. Fakat bazı eleştiriler dozu kaçırıldığında yıkıcı olabiliyor ve bu aileye zarar veriyor.
***
Her şeyde olduğu gibi ölçülü olunmadığında zararı olmaya başlıyor. Eşler de birbirlerinin eksiklerini birbirleriyle paylaşmalıdır ki sorunlar büyümeden çözülebilsin. Tek yönlü olan eleştiri herkesi huzursuz eder. Örnek olarak annelerimizin hep yakınıp babalarımızdan şikayetçi olmaları tek yönlü olan ve çözüme götürmeyen yakınmacı bir yaklaşımdır ki bu tarzda yakınmacı kişilikler vardır ve her şeyden şikayetçidirler. Bu durum evdeki huzuru bozar, aile fertleri arasındaki etkileşimi de olumsuz etkiler.
***
Devamlı olarak olumsuz yönde yani yıkıcı eleştirilerle şikayette bulunan bireylerde gizli bir kibir vardır. Sürekli olarak şikayet ederler, görünüşte mütevazıdırlar fakat ne zaman bir söz etseler bu laflar iğneleyici ve eleştireldir. Olumlu tarafı görmezler. Bu gizli kibre sahip olanlarda durum şöyledir: egonun bir ürünü olan, ben iyi insanım, ben mükemmelim ve herkes eksik diye söylenerek kendilerini rahatlatırlar. Karşısındakini eleştirerek onu küçültmeye çalışıp üstünde bir kontrol mekanizması olmaya çalışırlar. Bu tipte bireyler egosu yüksek olan kişilerdir. Bu kişilere hatalı davranışlarını uygun bir şekilde belirtilmelidir.
***
Yakınmacı olan kişiler egolarını tatmin eder ve bu nedenle de şikayet ettiklerinde ve yakındıklarında dikkati üstüne çektiği için kendilerini değerli hisseder ve şikayet etmediği zaman da kendini değerli hissetmez ve bu nedenle sürekli bir yakınmacı kişilik halinde olurlar, sürekli yakınacak bir şey bulurlar. Bu şekilde davranan kişiyi şikayetleriyle yüzleştirmek fakat bunu yaparken de incitmeden, kırmadan yapmak gerekir.
***
Eleştirilerin nasıl olacağına gelirsek örnek bir yaklaşımla eleştirilerin yıkıcılığını önleyebileceğimiz bir teknikten sizlere bahsetmek istiyorum. Bireyin düzeltmesini istediğimiz söz ve eylemlerinden yakınıyoruz fakat bireyin şahsına yönelik eleştiri yapıyoruz. Bu eleştiriler tabi ki yıkıcı olacaktır ve verdiğimiz mesajı karşı tarafın kendi şahsına yapılan, kişiliğine yapılan bir eleştiri olarak algılayacaktır. Bu şekilde oluşan algı eleştiriyi yargılayıcı ve suçlayıcı olarak görür ve eleştiri git gide yıkıcı olmaya başlar. Öncelikle biz davranışı değiştirtmek istiyoruz, dikkat çekeceğimiz yer orası ve bunu yıkmadan yapmamız gerekiyor.
***
Bireyin olumlu özellikleriyle başlayarak ona değer verdiğimizi ve sevdiğimizi hissettirmemiz sonrasında problemli olan söz ve davranışına işaret edilmeli sonrasında tekrar olumlu özellikleri ele alınarak hep yapıcı eleştiri olmalı hem de bireyin mesajı daha sağlıklı almasına imkan sağlamalıyız. Bu şekilde yapılan eleştiri yapıcıdır ve birey eleştiriyi kişiliği üzerine almaz, sevilmiyorum ya da değersizim gibi çıkarımlar yapmadan olumsuz davranışını fark eder ve düzenlemeye başlar.