Heyecanla beklenen bir yeni yıl daha geliyor. Yeni yılın ilk günlerini hep bir başka görüyoruz diğer sıradan günler gibi değil sanki. Değişimlerin olacağı, iyi şeylerin olacağına dair beklentilerimiz ile başlıyoruz yeni yıla. Herkesin dilinde yeni yıla dair huzur, mutluluk, neşe ve para gibi dilekler ve içimizde bir umutla yeni yıla merhaba diyeceğiz. Karanlıkları yenip aydınlığa çıkaracak gibi gördüğümüz yeni günlerin kapısına dayandık ve zihnimizin kendini savunmadaki yaratıcılığına bir kez daha şahit oluyoruz. *** İnsanoğlu tasarladığı şeyleri, kendisini belirleyen bir şeye dönüştürür. Çok önemli bir savunmadır yeni yıl. Her zamanki gibi olmayan, büyülü olan günlerin başlamasına az kaldı. Değişim için, hatta evrenin değişmesi için bile bir şans gibi algılanır yeni yıl. Birçok kez yaşamışızdır ama unutuluverir. İyi ki de unutuluyor ki büyüsü bozulmasın. *** Tabi bu büyü de bir zaman sonra etkisini kaybedip son bulacak artık yeni yıl algısı biterek günler eski günlere, her zamankine, sıradanlığa doğru geçiş yapacaktır. Beklentiler o anlık umut gibi bireye haz veren duyguları getirse de, gerçekleşmeyen beklentiler bir o kadar da yıkıcı oluyor. Tabi ki insanız, umut edeceğiz fakat insanın iki kanadı vardır bunlar ümit ve korkudur. Bu iki kavram arasında yaşam sürer insan. *** Yeni yılda elbette büyünün bozulduğunu, tüm beklentilerimizin yeni yıl tarafından gerçekleştirilmediğini göreceğiz ama esas değinmek istediğim nokta beklentilerin gerçekleşmeme korkusuna dayanarak ümidin vereceği enerji ile istediğimiz şeylere ulaşabilmek için plan yapalım ve adımlar atalım. Umut insana verilen bir enerjidir esasında onu iyi değerlendirebilmek gerekiyor. Bu gücü hedef ve amaçlar noktasında kullanarak beklentilerini gerçekleştirmeye çalışmalıyız. *** Sadece yılbaşı için değil, genel anlamda yaşam içerisinde yer edinmiş beklentilerimizi de gerekli çabayı göstererek gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum eğer her beklentinin gerçekleştirilebilmesi bizim elimiz ise…